her şeyden biraz biraz bir adam; az adam.
adamlığı az manasında değil, "hep bir şeyler eksik", "hep bir şeyler yarım", "hep bir şeyler az" manalarında. yoksa "adam gibi adam" daki "gibi" gibiyim evelallah. az gibi ama tam.
"eksik adam" da olurdu aslında ama yok, eksik de değilim sanki be. azar azar tamım sanki.
belki bir gün gelir her yarım işimden bir parça koyarım buraya.
yarım öyküler, yarım fotoğraflar, yarım resimler, yarım şarkılar, yarım müzikler, yarım şiirler, yarım mektuplar, yarım projeler, yarım yazılımlar, yarım insanlar, yarım sevgiler, yarım nefretler, yarım hayatlar, yarım iyilikler, yarım kötülükler, yarım bilgisayarlar, yarım oyunlar, yarım tamir işleri, yarım yemekler, yarım içmekler, yarım yarım yarımlar. yarım dediğime bakma tam yarım da değil. tam yarım derken, "yarım mı tam mı karar ver" gibi de değil. yani yarım deyince %50 değil. yarım derken bir miktar. az miktar.
peki o az miktarın az miktarlığını kim ayarlayacak? sen o az miktarı az miktar geçtin mi geberir gidersin. (bir cümlede "az miktar" lafı geçti mi peşine bu replik gelmeli, şart.) da orayı karıştırmayalım şimdi.
her şeyden az, az. toplayınca ediyor yarım maraz.
yeterince kafa karıştırdığıma göre.