Huş, kuzey avrupa, rusya, kuzey amerika, asya, izlanda ve grönland'da yetişir. Huşlar muhtemelen buz çağının buzullarının etkisiyle çıplak kalan toprakları eski haline döndüren ilk ağaçlardandırlar. Huşlar çok yaşamazlar ama çabuk çoğalırlar. Sadece Bir huş ağacının tek bir çiçeği milyonlarca polen içerir. Huşlar zorlu durumlara ayak uydurmakta ustadırlar; ışık buldukları sürece tundra, bozkır, dağ ayırt etmeden büyürler.
ışık arayan huşun aslinda kendisi de ışık saçar, ince yaprakları ve soluk renkli kabuğu ile. Öyle ki Huşun sanskritçesi 'bhrag' ışıltılı/parlak,/parıldayan anlamına gelir. Kabuğa rengini veren Betulin maddesi ayrıca ağacı su geçirmez kılar.
Gal dilinde beith, anglo-sakson dilindeyse birce idir. Kabuğundan ev ve giysi yapılmış, yaprakları ve tomurcukları yiyecek olara kullanılmış, özsuyundansa bir tür bira üretilmiş, yuvarlanabilen kabuğundan elde edilen şeritlerse meşale yapımında kullanılmış, en önemlisi ise su geçirmez olduğu için kano yapımında kullanılmıştır.
Hem eski hem de yeni dünyada bebek beşikleri de huş ağacından yapılmıştır (özellikle hebridler ve galliler) çünkü huşun sihirli-koruyucu özellikleri olduğuna inanmışlardır. Keltlerde ogham alfabesinin ikinci harfidir.
iskandinavlar huşu thor'un kutsallarından kabul etmiş, nazardan, şimşekten ve kısırlıktan korunmak için evlerinin etrafına huş ağacı dikmişlerdir. Efsaneye göre nasıl ki huşlar dünyayı yeniden yeşerttiyseler thor da her sene bahar başlangıcında buzları çekici ile kırar imiş. Ayrıca onsekizinci rün berkano, huş ağacı/dalıdır. Bu rün yunan ve latin alfabelerindeki b'ye benzer. yeniden doğuş, büyüme, dirilme, annelik, doğum-yaşam-ölüm döngüsü, doğa ana vs. Anlamlarını taşır ve şekli hamile bir kadını ya da kadın gögüslerini andırır. Hem şeklinden hem de içerdiği anlamlardan olsa gerek huş tanrıçayı da temsil eder. Rünü temsil edebilecek en akla yatkın tanrıçalar da frigg ve freyja idir.
Huş, türk mitolojiside de büyük öneme sahiptir. Dokuz-oğuz destanında nur inen ve içinden beş çocuk çıktığı söylenen ağaçlardan biri huş idir. Altay şamanları huş ağacını tanrılara ulaşmanın bir yolu olarak kabul edip ayinlerinde kullanmışlardır.
Antik roma'da huş, otorite simgesi fasces yapımında kullanılmıştır.
Kaynakça: Lives of the tress: an uncommon history - diana wells