sonradan yazılmış kitapları ve aşırılmış hikayeleri ile yayılmaya çalışan hristiyanlığın, iş bilmez sıkıntılı misyonerleri ve papazları ile "kutsal" olduğu öne sürülerek insanı köleleştiren; ucundan kıyısından bu kökene sürtünmüş tüm geleneklerce "en güzel ibadet" denilerek yedirilmeye çalışılan; köleliğin tüm dünyada "resmen" sonlanması ile fiili olarak tüm insanlığın üzerine yapışıp vahşi kapitalizm döneminde çocukların dahi canını alan; henry ford'un yöntemleri ile sistematik hale gelen hastalık.
"çalışmak" hayatta kalmak için bir zorunluluk hali oysa "üretmek" / "üretken olmak" "yaşayabilmenin" temel koşullarından birisi.
zirvedeki ülkeler bu farkı idrak ederek sistemi düzelmeye çalışıyorlar yavaş da olsa. darısı bizim gibi umutsuz vakaların başına