1. otomatik olanları çıkana kadar en korktuğum ev aletiydi kendisi. annemin saçları sıkışacak, yahut içine dökülen sıcak sudan haşlanacak, bilemedin kapılıp içine düşecek falan gibi düşünceler kemiriyordu aklımı. yine de çamaşırlar sıkılırken izlemeyi seviyordum.

    sonra bir gün eve otomatik çamaşır makinesi geldi. yanılıyor olabilirim ama geldiği tarih seksenlerin sonları yahut doksanların başı olmalı. o geldi ama evin içinde onun için düşünülen bir yer yoktu. diğeri kullanılmadığı zaman yüksek bir masa gibi üzeri örtülü duruyor, istediğin yere çekip kullanıyordun. istersen salonda çalıştır. ama otomatik nazlı. sabit ve düz bir yerde durması gerekiyor her şeyden önce.

    o ilk geldiği günü hala dün gibi hatırlıyorum. benim odamla, banyo kapısı arasında holün bir kısmına yerleştirmişlerdi. okuldan gelince görüp, heyecanla ilk çalışacağı anı bekledim. ablam da benimle birlikte. ve beklenen an geldi. annem doldurdu içini, bastı düğmesine. ablamla karşısına bağdaş kurup oturduk. tam bir buçuk saat izledik onu.

    şimdi düşününce saçma geliyor tabi. ama trt 2 ya yeni çıkmıştı ya da çıkmamıştı bile. renkli televizyon geleli de çok olmamıştı. öyle bir dönemde, hayatımın en eğlenceli bir buçuk saatiydi. ablam, çekirdek ve çamaşır makinesi.
    #11137 larden loughness | 8 yıl önce
    1cihaz