"yalnızlık ikili bir yarar sağlar: birincisi, kendi kendisiyle olmak ve ikincisi, başkalarıyla birlikte olmamak. her toplumsal ilişkinin ne çok zorlama, eziyet ve tehlikeyi beraberinde getirdiği düşünülürse bu ikinci yararın değeri daha iyi anlaşılacaktır."
______
"kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."
______
"doğuştan gelen bir kusurumuz var; hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimizi sanıyoruz. bu kusurumuzu gidermedikçe, dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer görünecektir. çünkü her adımımızda, ister büyük ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, mutlu bir yaşam sürdürmeye olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız. işte bu yüzden bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür."
______
''bir toplumda sevilmenin yolunun akıl ve zeka göstermekten geçtiğini zanneden bir kişi ne kadar da acemidir! akıl ve zeka aslında, önceden kestirilemeyecek kadar ezici bir çoğunlukta nefret ve öfke uyandırırlar; bu öfke bunu duyumsayanın, bunun nedeninden yakınmaya hakkı olmadığı; hatta kendisinden bile gizlediği ölçüde daha acımasızlaşır. birisi, konuştuğu bir kişide büyük zihinsel üstünlük ayrımsar ve duyumsarsa, sessizce ve açıkça bilincinde olmadan, ötekinin de aynı ölçüde kendisinin aşağılık ve sınırlı olduğunu ayrımsadığı sonucuna varır. bu örtük tasım, onun en keskin nefretini, öfkesini ve hiddetini uyandırır.''
______
"yikmak duzeltmekten, yalan soylemek ispatlamaktan daha kolaydir."
______
" istek ya da ihtiyaç duyulan şeyden kaynaklanır. isteğin yahut ihtiyacın kendisi hoş olmayan br duygudur. o bir şeyin yokluğu ya da yoksunluğu anlamına gelir ve bu acı vericidir. dolayısıyla bir anlamda irade en azından istemenin kökeni acıdadır ve edimsel isteme acıdan kurtulmaktır. ve istediğimiz şeye eriştiğimizde ve belki de uzunca bir mücadeleden sonra, duyulan tatmin ya da haz geçici ve menfidir. ve söz konusu ihtiyaçlardan biri tatmin edildiğinde aynı türden bir başkası, er ya da geç, aynı geçici ve menfi neticeyle ortaya çıkar. bu şekilde ihtiyaçların ardı arkası kesilmeyen zinciri ardnda sürüklenir görünürüz, nasıl ki açıklama arayışı içindeyken akıl da sebeplerin kaçınılmaz ve sonu gelmez ardışıklığına kapılırsa. schopenhauer her iki ardışıklık yahut silsilenin de bezdrici olduğunu düşünür.
eğer bir an için yeni bir ihtiyaç ortaya çıkmazsa, daha da mutsuz bir duruma düşeriz, hiçbir şey bizi meşgul etmediği için bir boşluk duygusuna, can sıkıntısına kapılırız, bir şey yapabilirdik ancak yapacak bir şey yoktur. bu ihtiyacın kendisinden de katlanılmaz bir durumdur. ve öyle anlar olur ki ondan kurtulmak için alınan önlemler beyhudedir. ve böylece irade bu ikisi arasında salınıp durur; bir yandan ihtiyacın ve acının ateşi içinde, diğer yandan bezginlik ve can sıkıntısının pençesinde kıvranır."