dün farkettim, hatırlarsınız; lisede dümdüz adamlar vardı sınıfta, etrafta hani. hiçbir yeteneği olmayan, müzikten, sanattan anlamayan, sosyal etkinliklere ayak uyduramayan tipler. bilirsiniz hepiniz; kafaları yıkanmaya müsait tiplerdi. henüz lisede ülkü ocağına falan takılırlardı.
yabancı dilden uzak, edebiyatla alakası olmayan, matematik, fizik, kimyayı sadece geçilmesi gereken bir ders olarak gören, felsefe, resim, müzik derslerini taşak geçilip, boş yapılacak dersler olarak değerlendiren insanlar.
bu adamlar onlar işte. bakın etrafınızda polis olanlara, polisliği tercih edenlere. çoğu bunlar.
devlete sırtını yaslayıp, düzenli maaş alıp, biraz da saygınlık katılmış bu meslek tam onlara uygun çünkü. herhangi bir özellik ya da yetenek de gerektirmiyor, devletin silahı belinde çünkü, yapman gereken de belli.
vatan, millet, sakarya diye kafalarını yıkamak da zor değil. oh ne ala!
bu yüzden bakın, hepsi göbekli, hiçbir olayı olmayan, henüz ingilizce bile bilmeyen adamlar.
ve böyle bir meslek kutsallaştırılarak, böyle adamlar tepemize çıkarılıyor. esnaf göt yalıyor, halk konuşurken arayı iyi tutmaya çalışıyor.
halbu ki böyle mi? polis halkın efendisi değil, hizmetkarıdır.