çek cumhuriyetine erasmus öğrencisi olarak gittim. yurtta kalıyorum. yurdun bahçesinin hemen bitiminde de albert adında bir süpermarket var.
ancak ben çekçe bilmiyorum, sadece ingilizce ve almanca var.
yurdun ilk günleri; dolayısıyla yiyecek içecek bir şey yok. kola,gazoz dan bunalan bünyem artık alarm verirken; gideyim şuradan bir paket çay alayım da demleyim kahvaltıda içerim dedim.
süpermarket'te geziniyorum. ama çayı bir türlü bulamıyorum, yaklaşık yarım saat gezdim bulamadım labirent gibi süpermarkette. sonra kasiyere sorayım dedim, tea diyorum der tee diyorum anlamıyor. ne ingilizce, ne de almanca biliyor kasiyer kadın...
kafaları yiyorum, gidiyorum çekçe sözlük arıyorum, ararken bir kahve paketi çıkıyor önüme alıyorum koşarak kasaya gidiyorum.