--- oteller hanlar hamamlar için sürekli şiir iv ---
hoparlörlerinde halı ve mevlithan
gri gözlerinde zararsız kırlangıçlar,
alnaçlarının ardında kirli kan,
önündeyse temiz ve vurulandan akan.
bugünün şarkısıdır ama yarın için
çıkan her kurşun patlayan silahlardan,
katılaş dur yukarda katılaştığın kadar
artık bir özel ad oldun ey duman!
kooperatif evlerinin sözleri boğazlarında: çimento!
alüminyum mırıldanıyor zorluyor güçsüz belleğini,
adakale sokak'ta ilhan berk'i görür gibi oluyorum
bir kentin tarihinde şairlerin ayak izleri
şöyle mi derdi ilhan berk:
"sevdiğim kadınlar yaşlandınız hepiniz
ama, inanın, yine de özlediğim sizlersiniz."
salah birsel bu dizeleri şöyle geliştirirdi:
"isterseniz ilkyazın gazinosuna
hep birlikte garson girebiliriz."
aldı cahit sıtkı:
"özgürlüğümün bir parçası oldun artık
hangi kuytuya düşsen hemen yapraklanırsın orda."
cahit külebi:
"o ozanlar var ya büyük ozanlar
biz yanarken çıkardığımız dumanlar."
evet, mehmed kemal, yılmaz gruda, orhan veli,
şimdi hepsi dipte, hepsi birer yeraltı suyu gibi.
sevgilim bilemem sesimi duyuyor musun
bir gökkuşağıyla doldurmak istiyorum içini.
ve hasan şimşek, cahit sıtkı'nın kasabalısı,
ve içtiği rakı kadar bembeyaz şahap sıtkı ki
metin altıok'a devredip masadaki yerini
inanılmaz biçimde bu kentten gittiydi.
tam ataç sokak'tan pazaryeri'ne dönüyorum ki
bir sürü giysiyi üst üste atmış omuzlarına
terzi çırakları pat pat düşüyorlar ortaya
rengârenk kır çiçekleri gibi.
- şair arkadaş,
bir derdin mi var
bir şeyler çıkarmak mı istiyorsun derdinden
ankara'ya gelmelisin.