bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
Hikayecik: şerbetçi sokak
Şerbetçi sokağın köşesinde bir dilenci vardı. Deli mi, ermiş mi olduğu bilinmeyen paspal bir dilenci. Ağzında eksik, çarpık ve sarı dişleri ile bazen gülümser, bazen sus pus olur; kirli ve yağlı uzun saçlarını ellerinin arasına alır boşluğa bakardı. Ona şarapçı diyenler de vardı, kabe çevresinde görüldüğünü yemin billah söyleyen softalar da.
Kaç yaşında olduğunu bilen yoktu, bir rivayete göre beş yıl kadar önce vefat eden hacı Salih amcanın çocukluğunda dumlu sokak ve Güler sokağın köşesinde dilenirmiş. Salih amca son zamanlarında torunlarını bile tanımaz olduğu için kimse ciddiye almazdı gerçi.
Bu dilenci, İnsanlara ihtiyacı olan duaları sıralaması ile meşhurdu. "allah borcunu borçlularına ödetsin, hep kendi tabağından yiyesin..."
Anlatmakta olduğum Hikaye, bu dilencinin hikayesi değil.
Başka birinin hikayesi. Dilenci ile göz göze gelmekten kaçınan bir adamın hikayesi.
Dilenci ile göz göze gelmekten kaçınan adam dilenciden pek hazzetmez, önünden geçmemek için karşı kaldırıma kaçar, şerbetçi sokağın diğer ucundaki evine hızlı adımlarla yürürdü. Yıllardır aynı sokakta oturmasına rağmen dilenciye bir kuruş vermişliği yoktu.
Yine acele ile evine gittiği günlerden birindeydi, dilenci karşı kaldırımdan ilk, belki de son kez seslenip "beni her gün göresin" dedi.
Hayır dua mı, beddua mı olduğu anlaşılmayan bir dua. Adımlarını hızlandıran adam dilenciden ve duasından kaçarak uzaklaştı.
Dolmuş durağında bekleyen kalabalığın arasından geçerken durakta bekleyen bir kadın rahatsız oldu ve adama dönüp söylendi. Kadının yüzü dilencinin yüzüne benziyordu. Kadının elini tutan çocuk adamın yüzüne bakıp sarı ve eksik dişleri ile gülümsedi. Yolcuları almaya gelen dolmuş şoförü, dolmuş içindeki yolcular, okuldan çıkan çocuklar dahil herkesin yüzü dilencinin yüzüydü.
Adam eve doğru koşarken dilencinin yüzüne sahip sokak köpekleri kaçıştılar. Evin hemen yanındaki kahvehanede gıybet yapan dilenci yüzlü emekli amcalar adama bakarken, kahvecinin bayat simitleri ufaladığı ağaç dibindeki dilenci yüzlü güvercinler sarı gagaları ile simit parçalarını didikliyordu.
Adamın ilk işi evdeki aynaları kırmak oldu.
Adam aylar, belki de yıllar sonra dumlu sokak ve Güler sokağın köşesinde kendine yer edindi ve kendini görmezden gelen insanlara yapacağı duayı beklemeye başladı. Herkesin aynı yüze sahip olduğu dünyasında işi zordu. Dedesinden torununa, kedisinden faresine her canlının yüzü dilencinin yüzüydü.
Sokak köşelerinde bekleyen adamlar hakkında anlatılan hikayeler anlatılır. Çoğu unutulur. Bazılarına inanılmaz.
"Ben çocukken bu adam anneme omuz atıp geçmişti" diyen bir ihtiyarı da kimse ciddiye almaz.