Türkiye önce Meryem Uzerli sayesinde tanışıp, yakında zamanda Burak Özçivit ile pekiştirse de ''tükenmişlik'' ayrıntılı olarak 1974 yılında Amerikalı psikolog Herbert Freudenberger tarafından ''başarısız olmak, yorulmak, gücü ve kaynakları aşırı zorlamak'' olarak tanımlanmış.
Öncelikle bu sendrom aniden değil, bir takım belirtiler ile zamanla gelişen bir durumdur. Kişi, yoğun iş temposundan ötürü zaman kavramını yitirir duruma geldiğinde, yaşadığı zihinsel,bedensel ve duygusal bitkinlikten ötürü çevreye ve işine karşı duyarsızlaşır, sürekli yorgun, çaresiz ve umutsuz hisseder, aşırı stres ortamı ve kişideki doyumsuzluktan ötürü psikolojik olarak geri adım atma durumu ile duygusal ve fiziksel olarak çökme yaşanır. Uzmanlar bunun bir hastalık değil, psikolojik bir süreç olduğunu, tedavi edilmemesi durumunda bu sürecin, çalışma isteği yoğun olan insanların isteklerini tamamen kaybetmesi ile sonlanacağını belirtmektedir. Bu sürecin daha çok ünlüleri tetiklemesinin sebebi ise mesleklerinden ötürü sürekli göz önünde olmalarının, geniş kitleler tarafından maruz bırakılan eleştiri ortamı ve çalışma ortamlarının yarattığı strestir.