1. Bir grup bilim insanı marstaki görevlerinin son gününde öldürücü bir virüse maruz kalırlar. Uzayda hayat var mı sorusunun cevabını buldukları gün birer birer ölmeye başlayan ekibin hayatta kalma mücadelesini Bilimkurgu öğeleriyle beslemeye çalışsa bile aslen bir gerilim filmi olarak değerlendirebileceğimiz the Last days on mars, dekor olarak bile mars'ın nimetlerinden yeterince faydalanamamış olmasıyla da üzüyor. Kısa süresine karakter derinliği yaratma çabası da katmamış olan film, zaten ilk dakikalarında klişe karakterlerini de hızlıca sunup, geçiyor. Duygusal, kaypak, delikanlı, uyuz vb. Bu tip filmlerde görmeye alışık olduğumuz ne tip varsa bu filmde de mevcut.

    Enfeksiyon kapan insanların dönüştüğü zombi modelini de düşününce fazlasıyla 2014 senesinde televizyonda yayınlanmış bir dizi olan 'i hatırlatan (film bu arada 2013 yapımı) the Last days on mars'ın tek avantajı, yarattığı zombi tiplemesinin yer yer tempoyu yükseltmesi ve filmin zaten kısa olan süresinin biraz daha hızlı akmasını sağlaması ve elbetteki başrolde oturttuğu 'ın varlığı. Elindeki sağlam malzemeyi heba eden filmin karanlık turuncu tonu tek akılda kalıcı yanı. Olayların çok hızlı gelişiyor olması bir yana filmin Liev Schreiber' den de kaynaklı bir ağırlığı (tempo değil de atmosfer olarak) mevcut. Yarattığı bu mesafeli atmosferi beğenmedim desem yalan olur, ancak bu atmosfer de bir türlü filmin gerilimini besleyememiş, ki bu da sanırım yönetmen başarısızlığı.

    Kısacası türün, konunun meraklısı değilseniz vakit kaybı olabilir. Kolay harcanabilir klişe karakterleri, ismindeki mars'tan hiç yararlanamıyor oluşu, yarattığı zombi profilinin tempoyu nadir olarak yükseltmesi yanında çok gözükmemelerine rağmen gerilime pozitif etkilerinin de olmaması filmin başarısız yanları.
    #104880 fly | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0film