1. Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para.
    #146815 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  2. Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer.

    Örnek kullanım: Vakıf hayırları yalnız Mushaf vakıflarına ait değildir. (N. F. Kısakürek)
    #146816 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş.

    Örnek kullanım: Feminizmi destekleyecek bir dernek yahut vakıf kuracaklarmış. (E. Işınsu)
    #146817 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Bilen, farkında olan.

    Örnek kullanım: Demirci anladı, ses çıkarmadı, duvardan üç beş halka aldı, sanatına vâkıf bir adam sükûnetiyle değneğe taktı. (M. Ş. Esendal)
    #146818 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  5. Bir şeyi vakıf durumuna getiren.
    #146819 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. Osmanlı zamanı Malı hazineye devredilecek olan devlet adamlarının, Saraydan para kaçırma yöntemlerinden biridir.

    #282267 migfer tokmakel | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0genel terim