nick altında "onu anlatabilmek için kullanmayı düşündüğüm kelimeler kifayetsiz kalıyor. belki de bu işe uygun kelimeler henüz icat edilmemiş olduğundandır." yazmıştım 13.09.2015 tarihinde saat 16:26:48'de meta sözlük'te.
kesret çok yazıldı çok konuşuldu. ilk önce hepimiz onu imla kurallarını seven sıradan bir edebiyat öğretmeni sandık. işin aslı öyle değildi oysaki. yazdığı platformlarda düzgün türkçesi ve meslekten gelen engin edebiyat bilgisi ile hemen dikkat çekiyordu. olaylara karşı etik duruşu, adil davranışı hemen fark ediliyor insanlara güven aşılıyordu. çok geçmeden moderatör oldu. yönetimde de kendini farkettirdi ve iyi işler çıkardı. hemen hemen kimse ondan şüphelenmiyordu. bu nick altında da yazılan güzel şeylerden anlayabilirsiniz. ama ben onun aslında iflah olmaz bir goygoycu olduğunu biliyorum. bugün bunu burada kanıtlayamam ama öyle. çünkü bu sözlükte tanıdığım herkes goygoycu.
Sözlüğün başöğretmeni. Tabii bu hep moderatör olduğu için, yoksa ne olcak başöğretmen. Yalnız iyi transferimiz onu söyliyim. Mesela ders mi verilecek başka sözlüklerde? Hemen müfredatı hazırlayıp mod olarak yolluyoruz onu. Hoop siteyi elden geçiriyor. Kıyı bucak bi güzel her şeyi editleyip temizliyo efendime söyliyim devrik cümleleri gözünüz kör olmaya diyip bi daha deviriyor ki devrileni devirince düzelsin. İlkokullu bebeleri sevmez, ortaokullu çocuklardan hoşlaşmaz, liselileri geleceğe hazırlar. Ama biliyorum ben. Şimdi ilkokullu bebeyi okutucan da göndericen de büyiycek de gelecek aman hocam sepet hocam diycek. Ohooo nerde. O bebeler ilkokuldan sonra 39042309482 tane öğretmen görüyo kesreti mi hatırlar? İşte bu yüzden liselilere ders veriyo ki hemencecik üniversiteyi kazanıp bitirip iş hayatına girip yaaa kesret hocaaam demeye gelsinler. plazalardan arasınlar filan. Hep taktik bunlar. Eheheh. sağda solda hakkımda çok konuşuyo diyomuş, yalan. Edebiyatçıları bilirsiniz abi teşbihte hata olmaz filan diye.
Öğretmenim. Elinde öyle cetvelle falan bekleyen sinirli bir profil canlanmasın aklınızda. Redakte çalışmalarında bize yol gösteren güzel insan. Editör, moderatör, stilist, patron, öğretmen, taksi şoförü, dönerci, teknik direktör, sol bek, 0.5 uç, Boğaz pastili, Yer yer atiba... Nerede ne eksikse bir anda beliren güzel insanlardan.
sözlüğün fularlı yazarlarından. her girdisi bilgi yumağı. edebiyata dair ne varsa buraları onlarla donatmak için var. "dur okuyayım da faydalanayım" yazarı. dün yine bişey öğretti bana; fakir baykurt'un gerçek adı meğer tahir baykurt'muş. dedim ya fuları var. kulzos'un gelişimi için de katkılarını esirgemeyen şahsiyet.
kendisi tuborg goldun gönüllü sponsorudur. diğer içeceklere karşı mesafelidir ve formal bir dil kullanarak konuşur. özellikle efes grubuyla ancak merhaba merhaba düzeyindedir.
mahmut'un zirve hakkında yazdığı girdiyi okuyunca aklıma kesret geldi.
Hakkında net hatırladığım üç şey var:
1- çok güzel kokuyordu. Güzel parfüm seçimi.
2- konuşurken artık türkçe'ci olmasından mıdır her kelimeyi tane tane vurguluyor ve nedense kimsenin dikkatini çekmemiş ama dudakları çok hareketli oluyor bunun yüzünden. Yani mesela biz "o" harfini söylerken çok vurgulamayız ama kesret bildiğin dudağıyla bizim phonetic dersindeki resimleri çağrıştırırcasına "o"yu veriyor. Doğuştan eğitimci ya :D
3- çok sıcak, samimi ve iyi biri. Bir zirveden mi bunu anladın dersen zaten zirvede kötü insan yoktu ama şimdi daha çok tanıdıkça her insanın birbirinden hoşlanmayacağı özellikleri ortaya çıkar ancak bazı insanlar için daha ilk muhabbetten tamam bu benim adamım dersin. Öyle bir havası var işte kesret'in.
iyi ki doğmuş yazar. doğmasaydı pek bir şey kaybetmezdim aslında ama canlılık güzeldir ya nefes alıp vermek. amazonlardaki bir papağan için de aynı şeyi düşünüyorum mesela. niye iyi doğmamış olsun ki hayvan mk yani sırf uzak diye, beni eğlendirmemiş, elimden kaju yememiş diye oranın yerel halkı tarafından sevgi görmesini veya onları eğlendirmesini istemiyim mi. öyle enteresan da bir durum yani günümüz kondüktöründe.