1. bir seanachie ukdesidir.

    yönetmenliği tarafından yapılmış 1997 yapımı film. başrollerinde ve 'in oynadığı film, adlı bir gezgin, dağcı ve coğrafyacının başından geçen gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. filmin konusu ve içinde yer alan olaylar şöyle:


    -- spoiler --


    film, arka planında heinrich harrer'ın 11-12 yıl boyunca yaşadığı serüveni, çin-tibet olayları gibi konuları anlatsa da aslında bu zaman içinde heinrich'te oluşan karakter değişimini oldukça güzel ele almaktadır. filmin başlarından ortalarına kadar gördüğümüz heinrich bencil, hiçbir şeyi takmayan, kaba, özgürlüğüne düşkün, kendi bildiğini okuyan birisiyken; hem yola beraber çıktığı 'ın etkisiyle hem de 'nın yanında geçirdiği zaman etkisiyle başkalarını daha çok düşünen, daha saygılı birisi haline gelmiştir.

    film, dalai lama'nın 4 yaşındayken hediye kabule etme töreni ile başlar. kendisine bir müzik kutusu hediye edilmiştir. diğer tarafta ise 1939 senesinde iki avusturyalı dağcının, ingilizlerin kontrolündeki, günümüzde pakistan dolaylarında bulunan, bir dağa keşif için gönderilmelerini izleriz. o sırada heinrich'in eşi doğuma oldukça yakındır ve heinrich kendisini o halde bırakıyor diye üzgündür. ancak bu durum heinrich'in pek umrunda gibi görünmez, özgürlüğüne düşkün, kendi bildiğini okuyan biridir. dağa henüz yeni ulaşmışlarken ikinci dünya savaşı başlar. avusturya o dönemler hitler kontrolü altında olduğu için, dağcılar düşman topraklarındadırlar. ingilizler tarafından esir alınırlar.

    esaretleri döneminde heinrich'in ne kadar sabırsız ve özgürlüğüne düşkün biri olduğunu görürüz. defalarca saçma sapan şekillerde kaçmayı dener, hep başarısız olur. o sırada mektuplaşmaları neticesinde eşinin, bir arkadaşıyla evlendiğini ve çocuğunun o arkadaşını baba olarak bildiğini öğrenir. eşi kendisine boşanma evrakları göndermiştir.

    1944 yılında peter ve birkaç kişi, birlikte tutsak tutuldukları yerden kaçma planını harekete geçirirler. heinrich bu kez kendi bildiğini okumak yerine onlara katılır. ancak kaçtıktan sonra tek başına gideceğini belirtip onlardan ayrılır.
    bir müddet türlü serüvenlerle ilerledikten sonra peter onu bulur. peter ile birlikte gidenler tekrar esir düşmüştür ya da yolda hastalandıkları için esir kampına geri dönmüşlerdir. ona yiyecek verir, birlikte 68 km uzaklıktaki tibet'e varırlar. bir şekilde şehre kadar girerler ancak yabancıları pek hoş karşılamazlar. peter, esir kampındayken az biraz öğrendiği tibetçe ile ilteişim kurmayı dener ama nafile. dalai lama'nın yabancılar tarafından saldırıya uğrayacağı kehaneti sonucu yabancılara hiç sıcak bakmadıkları için iki muhafız eşliğinde hindistan sınırına geri gönderilirler.

    filmin bu noktasında, bir pazar yerinde oldukça aç olan ikiliden, heinrich, peter'a kolundaki saati takas etmesini söyler. peter saatin kendisi için çok değerli olduğunu söyleyince "benim saatim olsa bu durumda takas ederdim" der heinrich. burada çinli komünistler tarafından ceket hediye edilmiş yerlilerle de karşılaşırlar. o bölgede yaşayan insanlar dünyanın en barışçıl insanlarıdır ve hiç art niyet aramazlar. pazar yerinde yaptıkları ufak çaplı bir kandırmaca sonucu peter ve heinrich kaçmayı başarırlar. ancak o sırada peter, heinrich'in çantasındaki saatleri görür ve sinirlenir. hayatın hep kendi etrafında döndüğünü sandığına dair fırça attıktan sonra "hep yalnız olmana şaşırmamalı, kimse sana katlanamaz" tarzı bir cümle söyleyerek onu terk eder. bir süre uzanıp yalnız başına düşünen heinrich, ardından koşarak peter'ı yakalar ve belki de hayatında ilk kez özür diler. ardından tüm saatlerini ona verir. ilk aydınlanmasını burada yaşar.

    ikili bir şekilde dalai lama'nın yaşadığı kutsal şehir lhasa'ya girerler. buradaki terzi kıza ikisi de yürür. heinrich burada da terzi kızdan egolarından arınması gerektiğine dair bir ayar alır. heinrich daha yakışıklı, hemen hemen her alanda daha başarılı olmasına rağmen terzi kız peter'i tercih eder ve bir süre sonra da evlenirler. bu durum onda hayal kırıklığı yaratır belki ama hayatının sonraki döneminde sahip olacağı kişiliğe önemli katkıda bulunur.

    1945'te savaşın bittiği haberini alır ve ülkesine geri dönmek ister. ancak tam o sırada oğlundan, ona gönderdiği mektuplara cevap olarak "siz benim babam değilsiniz" şeklinde cevap alınca kedere boğulur. o sırada dalai lama'nın annesi kendisiyle görüşmek için bir mektup gönderir. dalai lama'nın bir sinema salonu yapması için ona teklif götürmesi üzerine birlikte çok fazla zaman geçirmeye başlarlar ve arkadaş olurlar. ona coğrafya hakkında bilgiler verir, dünyayı anlatır. aradığı huzuru, dinginliği, mutluluğu onunla arkadaşlığında bulmuştur. ancak çin'de komünistler yönetimi ele geçirmiştir ve tibet'i topraklarının bir parçası saymaktadırlar. yapılan görüşmelerde dinin bir zehir olduğunu düşünen generaller de dinlerine saygı duymayacaklarının sinyalini verince işgalin geleceği kaçınılmaz olmuştur.

    Ngapoi Ngawang Jigme adlı asker ve devlet görevlisi işbirlikçi bir tavır alarak işgalin kısa sürede tamamlanmasını kolaylaştırır. heinrich, dalai lama'yı güvenliği için kaçırmak ister ancak dalai lama bunu istemez. ona kendisinin oğlu olmadığını, hep bir arkadaş gibi gördüğünü söyleyerek alttan alta "git oğlunu bul" mesajı verir. heinrich ağlayarak yedi yıl geçirdiği tibet'ten ayrılmaya karar verir. gitmeden hemen önce, dalai lama, kendisine 4 yaşındayken hediye edilen müzik kutusunu heinrich'e verir. o da avusturya'ya ulaşınca oğluna verir. zaman içinde oğluyla aralarındaki buzları eritirler.



    -- spoiler --




    brad pitt'in ile birlikte en yakışıklı göründüğü film bu filmdi ve oyunculuğu da muhteşemdi bana göre. ancak avusturya aksanıyla konuşmaya çalışması büyük bir handikap yaratmıştı. yani filmde avusturya aksanıyla ingilizce konuşmaya çalışmalarının bir mantığı yoktu bana göre. daha çok kişi izlesin diye filmi ingilizce çekiyorsun, avusturyalılara ingilizce konuşturuyorsun da niye aksan yaptırıyorsun. bırak konuşsunlar kendi aksanlarıyla. zaten imdb trivia'larından okuduğum kadarıyla brad pitt'in aksanı gelmiş geçmiş en kötü üçüncü aksan seçilmiş.

    filmin bir diğer kötü yanı olayların çok hızlı geçmesiydi. yani 12 yılı anlatan bir film için yönetmenin başka çaresi yoktu gibi de görünüyor ama hemen hemen her sahnede farklı bir olaya geçmesi biraz kopukluk oluşturuyordu. adamların esir kampındaki dört senesi 10-15 dakikada geçti. tabii böyle biyografik bir filmi daha uzun çekip ikiye bölmek istesen muhtemelen ikinci filmi kimse merak etmez. o yüzden kızamıyorum da.

    sonrasında heinrich harrer ve dalai lama, heinrich ölene kadar dost kaldılar. filmde dalai lama ve tibetliler o kadar iyi anlatılmış ki acaba propaganda filmi mi diye şüpheye düştüm ama sonradan dalai lama'nın (kendisi halen yaşıyor) hayatı ve sözleri hakkında internette az biraz okuyunca cidden filmdeki gibi bir insan olduğuna ikna oldum. filmi izlerken oluşan "üzmeyin şu tibetlileri" düşüncesi hala geçerliliğini koruyor.

    imdb trivia'larından bazı bilgiler:
    - başta brad pitt olmak üzere filmin oyuncuları ve yönetmeninin çin halk cumhuriyeti'ne girişi yasaklanmıştır. ancak brad pitt'in 2016'da çin'e gittiği yönünde bilgiler var.
    - dalai lama'nın annesi rolünü oynayan kadın gerçek hayatta kız kardeşidir.
    - çin halk cumhuriyeti filmin çekimlerine izin vermediği için film arjantin'de çekilmiştir. bu yüzden gerçekçi olması için tibet öküzleri ithal edilmiştir.
    - filmin yönetmeni bir ekip göndererek tibet'te yaklaşık 20 dakikalık bir gizli çekim yaptırmıştır. ve bu 1999 yılına kadar açıklanmadı.
    - heinrich harrer, onun yaşındayken brad pitt'ten daha yakışıklı olduğunu iddia etmiştir.
    - filmde heinrich harrer nazi sempatizanı gibi görünmez, bayraklarını isteksizce almıştır. ancak gerçek hayatta bir dönem nazi sempatizanı olduğunu ve bundan pişman olduğunu ifade etmiştir.

    ayrıca hayatını merak edip bakınca işbirlikçi ngawang jigme 'nin ömrünün sonuna kadar çin'e bağlı çeşitli görevlerde yaşamını sürdürdüğünü görüyoruz. dalai lama ise 1959'da tibet'ten hindistan'a kaçmak zorunda kalmıştır ve halen orada sürgünde yaşamaktadır. 1989'da ülkesinin bağımsızlığı için verdiği şiddet karşıtı mücadelesi sebebiyle nobel barış ödülü almıştır.

    www.imdb.com/...
    #268247 ben buyum abi ya | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0film