ingilizce adıyla chinese room, türkçeye "çince odası" olarak çevrilmesi gerek ama nedense "çin odası" olarak çevrilmiştir. diğer ülkeler söz konusu olduğunda bu sorunu yaşamıyoruz ama konu çin olunca hep bu karmaşa oluyor. *
dün doğal dil işleme/#235627 nolu girdide biraz bahsetmiştim. bugün daha detaylı anlatmaya çalışacağım. maksat boş bakınız dolsun.
çin odası, tam adıyla çin odası argümanı; john searle tarafından 1980'de yayınlanan, minds, brains and programs adlı makalede ortaya atılmış bir düşünce deneyidir.
öncelikle turing testi konusunda bilginiz yoksa turing testi/#140542 nolu girdiye bakmanızı öneririm. yapay zeka, eski zamanlarda teorik olarak tanımlanmış. (yazının bundan sonraki kısımlarında artificial intelligence yerine ai yazacağım). sadece belirli görevleri yapabilen yapay zekalara weak ai (zayıf yapay zeka) ya da narrow ai (kısıtlı yapay zeka) denmiş. bir insanla eşit zeka kapasitesine sahip yapay zekalara strong ai (güçlü yapay zeka) veya artificial general inteligence (seninki benimki kadar zeka) denmiş. insanı aşmış, atı alıp üsküdar'ı geçmiş yapay zekaya artificial superintelligence (yapay süper zeka) denmiş. turing testi'ni geçen yapay zekaya, yani insan mı yoksa makine mi ayırt edilemeyen yapay zekaya strong ai denir. yani en azından turing, bu zekaya sahip yapay zekaların düşünebileceğini düşünmüştür. ancak bu görüşü yapay zeka felsefecileri tarafından oldukça eleştiri almıştır.
eski makaleler okurken gözümü yorduğu için, argümanı direkt vikipedi'den kopyalayacağım .
"Searle düşünce deneyine bir varsayımla başlar. Varsayıma göre yapay zeka araştırmaları Çince anlar gibi görünen bir bilgisayar inşa etmeyi başarmıştır. Çince karakterleri girdi olarak alır, bilgisayar programının yönergeleri doğrultusunda yeni karakterler, ifadeler oluşturur ve bunları çıktı olarak sunar. Program öyle iyi işlemektedir ki, bir Çinli bile bu çıktıyı bir bilgisayarın verdiğini anlayamaz. Diğer bir deyişle bahsettiğimiz bu bilgisayar, Turing testini bile geçebilmektedir.
Düşünce deneyinde Searle, kendini kapalı bir odada hayal eder. Çince bilmeyen Searle’e, dışarıdan Çince soruların yazılı olduğu kağıtlar verilir. Searle, odadaki Çince soru-cevap ifade kılavuzuna bakarak bu sorulara karşılık verir. Soruları ve cevapları anlamasa da, bu yönerge kitabı sayesinde uygun çıktılar üretir. Tıpkı yukarıda varsaydığımız bilgisayar gibi odadaki Searle de Turing testini geçebilir.
Bu noktada Searle’e göre ilk varsayımdaki bilgisayar ve düşünce deneyindeki Searle arasında hiçbir fark yoktur. Her ikisi de bir programı, adım adım ilerleyen bir yönergeyi takip etmekte ve zeki bir davranış olarak nitelendirilen çıktılar üretmektedir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta, Searle’ün hiçbir şekilde Çince anlamamasıdır. Searle’e göre “anlama” –veya “yönelimsellik” (intentionality)– olmadan bir “zihinden” bahsedemeyiz."
Searle, bu düşünce deneyiyle, kusursuz verilmiş girdilerle herhangi bir makinenin bir insandan ayırt edilemeyeceğini, ancak bunun makinede bir zihin olduğu anlamına gelmediğini söyler. nitekim searle de tıpkı makine gibi çinceyi hiç anlamadan testi geçebileceğini öne sürmektedir.
günümüzde ise birtakım semboller ya da kurallar verilmeden dil öğrenebilen yapay zekalar vardır. peki onlar düşünebilir mi? bilmiyorum. ama mesela gpt-3 adlı yapay zeka modeli 45 tb metin verisi filtrelendikten sonra, 570 gb metin verisi ile eğitilmiştir . bu sayı, metin dosyaları için çok büyük bir sayıdır. koca wikipedia'nın tamamından bile oldukça büyüktür. (girdinin şu ana kadar yazdığım kısmı bile 3-4 kb anca tutar. gb, kb'nin yaklaşık 1 milyon katı) yani kısaca internet ortamında ingilizce olarak bulunan eli yüzü düzgün yazıların önemli kısmını yalamış yutmuştur. artık elinde hiçbir kural kitapçığı olmadan her soruya cevap verebilir. bir hikaye okutsanız, katilin kim olduğunu sorsanız, katilin kim olduğunu doğru olarak size söyler. kitap da yazar, mesela şu ders kitabı, bir yapay zeka tarafından yazılmıştır ve springer tarafından yayınlanmıştır (ama önceki çalışmaları özetlemiştir. sıfırdan kitap yazmamıştır. ama yazdığı basit romanlar da var). dostoyevski okutursunuz, anında size onun tarzında bir kitap yazar. başka bir yapay zeka modeline mozart dinletirsiniz, anında size onun tarzında bir beste yapar. ama düşünebilir mi? bilmiyorum.
buraya kadar deneyle ilgili konuştum. şimdi dil ile alakalı başka bir ünlü soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum. dil öğrenme konusunda pek yetenekli biri değilim. ingilizce öğrenmeye çalışırken öğretmenim sürekli "ingilizce düşün, türkçeden çevirme" derdi. sonradan yurtdışına çıkınca ingilizce düşünmeye alıştım, bu kez türkçe konuşmam gerektiğinde ingilizceden çevirmek zorunda kaldım. ardından çince öğrenirken de, öğretmenim hep "çince düşün, ingilizceden çevirme" derdi.
hiçbir dili bilmeseydiniz düşünmeniz mümkün olur muydu? ben bunu denedim. kafamın içindeki iç sesi susturarak düşünmeyi denedim ama başaramadım. sanırım dil olmadan düşünmek mümkün değil. bununla dolaylı şekilde alakalı, şöyle bir yazı var: işitme engelliler nasıl düşünür?