1. ms 161 - ms 223 yılları arasında yaşamış olan imparatoru.

    kendisi üyesi olsa da uzun süre bunu bilmemiştir. çünkü sırasında annesi kendisini alıp bir köye yerleşmiş ve burada düşük profilli bir hayat yaşamıştır.

    o sıralarda çay çok pahalı olduğu için, minik liu bei, hasta annesi çay içemeden bu diyardan göçmesin diye para biriktirip çay almayı kafasına koyar. çalışır didinir ve bir gemiden az miktarda çay almayı başarabilir. ama çay almak için çıktığı bu yolculuk hayatını değiştirir.

    eve geri dönüş yolunda sarı türbanlılardan bir gruba denk gelir. grubun lideri kendisini sarı türbanlılara katılmaya ikna etmeye çalışsa da liu bei "ben anama çay götüreceğim" diyerek teklifleri reddeder ve bunun üzerine sarı türbanlı grup kendisini esir alır.

    grup, yol üzerinde yemeklerine el koymak için yaşlı bir adamın kulübesine girerler. ama yaşlı adam gruba hiç yemeğinin kalmadığını zaten daha önce gelen sarı türbanlı grubun tüm yiyeceğini aldığını söyler.

    ama liu bei'yi görünce birden gözleri parlar ve liu bei'nin bir gün imparator olacağı kehanetinde bulunur. ayrıca liu bei'ye bir kulede mahsur kalmış soylu bir hanımı kurtarması gerektiğini söyler.

    liu bei, yaşlı adamın yardımıyla esaretten kurtulur ve yaşlı adamı da yanına alarak soylu hanımı kuleden kurtarmaya gider. ama bu sırada da başka bir grubun saldırısına uğrar ve saldırı yerinin yakınlarında olan 'nin yardımıyla canını kurtarır.

    zhang fei, liu bei'nin pahalı bir kılıç taşıdığını ama hiç de savaşçı ruhlu olmadığını görünce şaşırır. "savaşmayacaksan o kılıcı neden taşıyorsun velet?"diye liu bei'yi bir miktar aşağılar. sonra da liu bei zhang fei'ye canını kurtardığı için klıcını verir. zhang fei de yolda belki başına iş gelir diye kendi kılıcını liu bei'ye verir. zhang fei, hanımını alıp gider. liu bei de köyüne döner.

    olanları annesine anlatınca annesi çok üzülür. liu bei annesinden, kılıcının aslında han hanedanı üyelerine ait olduğunu ve kendisinin de han hanedanı üyesi olduğu için kılıcın ona babasından kaldığını öğrenir. sonra da liu bei'nin getirdiği çayı (çok pahalı olsa da) dereye atar ve liu bei'ye küser. sonra barışırlar ama.

    bu olaydan sonra zhang fei, olanları kardeşi 'a anlatır. yunchang ilk başta "saçmalama fei, her pahalı kılıç taşıyan hanedan üyesi olacak değil ya" deyip fei'yi biraz terslese de sonradan fei ile birlikte liu bei'yi bulmak için yola çıkarlar.

    bir gün liu bei, şehre tarım ürünlerini satmak için yola çıkar ve zhang fei ile yunchang'a rastlar. onları eve davet eder.

    annesi de "işte bugünleri bekliyordum ben de" deyip liu bei'nin kimliğini herkese açıklar.

    köylüler "liu bei, kurtar bizi bu sarı türbanlılardan, biz sana katılırız" deyip liu bei'ye sadakat yemini ederler.

    ama liu bei "arkadaşlar durun, daha atımız bile yok" der. zhang fei, "ben bulurum" der ve at almaya çıkar. herkes "bu adam parayı nereden bulacak?"diye düşünür elbette.

    sonra zhang fei, yol üzerinde bir at tüccarına rastlar. liu bei'nin sarı türbanlılara karşı ordu kurduğunu ama at alacak parası olmadığını söyler. tüccar ise bunun sorun olmadığını, tüm atlarını liu bei'ye verebileceğini söyler ve liu bei'nin köyüne gelir.

    liu bei "arkadaşım sen tüccar değil misin? bir bit yeniği var bu işte. bedava at vermezsin sen." der. tüccar da "sarı türbanlılar yüzünden hem ailemi, hem de evimi kaybettim. elimde sadece bu atlar kaldı. eğer intikamımı alırsan bu bana yeter." der ve liu bei'nin çekirdek ordusu böylece kurulur.
    #235258 jean baptiste de la rose et la croix | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    2hükümdar