13. yüzyıl sonunda danişmentli torunu Kalemşah Bey'in bergama merkezli olarak kurduğu Türk beyliği.
Büyük selçuklular 11. yüzyılda nasıl Anadolu'ya uç beyi olarak konar göçer boyları gönderip "Bizans sınırını siz koruyun, arada yeni toprak alırsanız alırsınız da" diye teşvik etmişse, anadolu selçuklu devleti de bu politikayı sürdürmüş ve o yıllarda İznik'te sürgünde olan Bizans'ın 1261'de konstantinopolis'i kurtarıp oraya tekrar taşınmasıyla rahatlayan beylikler batı anadolu'yu hızla ellerine geçirmişti. Doğudan moğol hakimiyetine giren merkezi hükümetin dışladığı boylar da fethettikleri ve Selçuklulara bağlı olarak hükmettikleri topraklarda bağımsız olmuştu. İşte 1297'de kalemşah'In ölümüyle başa geçen Karesi bey de kısa sürede bergama'yla bandırma arasındaki bölgeye hakim olur ve Çanakkale boğazının anadolu yakasına gelir.
1328'de Karesi bey ölünce beyliğin başına oğlu Yahşi Bey gelir. Güneyde aydınoğulları beyliği ve saruhanoğulları beyliği gibi iki güçlü devlet, doğuda da Bizans'la korakor dövüşecek güçteki Osmanoğulları'yla çevrilen toprakları deniz aşırı genişletmek niyetindedir. Bu amaçla tersaneler kurarak gemiciliğe önem verir. Gelibolu'ya geçerek trakya içine akınlar yapar. 1328'de oğlu Demirhan Bey, Biga'da dönemin bizans imparatoru andronikos paleologos ile bir saldırmazlık anlaşması imzalar. Zaten Osmanoğullarına 1329'da pelekanon savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğrayan imparator Karesioğullarıyla da uğraşmaz. Ancak Ege adalarına yayılma politikası, 1334'te rodos ve venedik gemilerinden oluşan Bizans destekli bir Haçlı donanmasının edremit körfezinde Karesi donanmasını yok etmesiyle hüsrana uğrar. 1341'de Yahşi Bey'in trakya üstüne iki akını da başarısız olunca Karesioğulları'yla Bizans arasında barış yapılır.
1341 veya 42'de öldüğü sanılan Yahşi Bey'in oğlu Demirhan Bey'le, küçük oğlu Dursun bey arasında iç savaş baş gösterir. Mevcut hakan Demirhan Bey'den memnun olmayan akıncı reisleri, dursun bey'i desteklemektedir. Dursun bey'in taraftarları osmanlı hakanı orhan gazi'den destek ister, karşılığında balıkesir, edremit ve bergama'yı teklif ederler. Dile kolay, bugünkü çanakkale ili hariç tüm toprakların sunulması Orhan gazi'nin de işine gelir, bergama kalesine çekilen Demirhan Bey üzerine Dursun bey'le beraber ilerlerler. Bergama'yı kuşatan orhan ve dursun beyler, son bir çağrıya karar verir ancak bu kararı iletmek üzere abisini kale dışına çağıran Dursun Bey kaleden atılan bir okla vurulur. Ancak kuşatmayı kıramayan Demirhan bey en sonunda teslim olmak zorunda kalır (1345) ve Bursa'ya sürülür. Böylece osmanoğulları tüm devleti sınırlarına katar. Dahası gazi Evrenos, hacı ilbey gibi Rumeli'ye geçişte önemli topraklar fethedecek akıncı beyleriyle Karesi donanması da Osmanlı hizmetine girer, tüm bu birikime bizans'ta ioannis paleologos'u tahtından indiren ioannis kantakuzenos'u destekleyerek aldıkları gelibolu'daki çimpe kalesi de eklenince Osmanlı'nın avrupa fetihleri başlar...
Osmanlı döneminde Balıkesir ili "Karesi mutasarrıflığı" olarak anılmış ve aile adı yaşamaya devam etmiştir. Bugün balıkesir'in iki merkez ilçesinden biri karesi adını taşır. Ayrıca Orhan gazi'ye sığınan karesioğlu Dursun Bey'in adı da balıkesir'in bir ilçesine* verilmiştir.