Anladığım kadarı ile yoldaş benjamin franklin tarafından kurulmuş platform, kurulalı daha 2 ay olmamasına rağmen bayağı interaktif gözüküyor. Aşağıdaki girdi/entry 10 saat içinde 168 beğeni almış, ilginç...
açılan başlıkların daha çok ekşi sözlük tarzı olduğu bir sözlük sitesi. açıkçası ekşi sözlük'te yazar olsam "bu ne lan, buranın aynısı" der çok da üye olasım gelmezdi.
iddialara göre dünya sözlük’e site yazılımını bir yıl deneme sürüşü niyetine kiralatıp süre dolduktan sonra bu yazılımı kendi markaları için kullandırtan bir sözlük. bundan dolayıdır ki dünya sözlük’e girip çıkan bazı yazarlarca dünya sözlük v2 ithamına maruz kalmıştır. ara ara katıldıkları sosyal sorumluluk projeleri bünyesine katılan ilk yazarlar olmak üzere bundan sonra gelecek yazarlarda etki yaratmış ve yaratmaya devam etmektedir. ilk zamanlarında gerek yaptıkları kitap çekilişleri, gerek ise belli bir tanım adedi girenlere belli bir miktar kitap satın aldırma kartını hediye etmelerinin de etkileşimde rolü büyüktür. ilk zamanlarında çeşitli interaktif sözlüklerde haklarında açılan başlıklarda sahiplenici bir kitle tarafından 1. nesil tayfasına katılan yazarlardan bazıları cinsiyetçilik, trollük gibi karakter dışı tutumlar sergilemiştir. bununla ilgili en bariz örneklerinden birisi ise bir yazarın ondan fazla sözlük hesabı açması ve bunu sürdürebilir olmasıdır. ayrıca çeşitli sözlüklerde olduğu gibi bu sözlükte de hesapların satışa çıkartıldığı yönünde açılan bir başlık ve tartışma mevcuttur. ne kadar doğru olduğuna emin olmasam da moderasyon ekibinin çalıştığı söyleniyor. bu çalışmayı ne yazık ki başlıklarda tek düzelik bir format olmadığı için kendim göremedim. tek tek başlıkları olması gerektiği şekliyle rapor etmeme rağmen mabatlarını ırgalamayan bazı moderatörler keyfi düzenlemeler yaparak başlıklardaki hassaslığımı zedelemiştir. moderatör olarak çalıştığını söyleyebileceğim kişi ise uykusuzkahve takma adlı yazar kişisidir. iko takma adlı teknik ekipten kişi her rapor ettiğiniz yazılımsal sorunu o günün ya da haftanın sonunda giderme heveslisi bir kişidir. hem kendisiyle hem de kurucusu yoldaş benjamin franklin takma adlı yazarla sözlüğün geleceği hakkında az muhabbet etmediğimi söyleyebilirim. son güncellemelerinde de etkileşimle elde edilen karma puanlarıyla belli puan isteyen özellikleri ve dizi, film, müzik grubu, futbol kulübü, oyun gibi çeşitli alanlarda dikkat çeken şeylerin fotoğraflarını rozet olarak satın alma gibi bir özellik çıkartılmış, önerilerle mevcut rozet sayısını artırmaya devam etmektedir.
bunun dışında başta moderatör olmak üzere bünyesindeki yazar demeye bin şahit gerektiren kişilerin “bir interaktif sözlükte yazar olmak” tanımından uzak olduğu kanaatindeyim. esasında bu sorun, tüm sözlüklerde mevcuttur. kopyala yapıştır şeklinde yapılan güya olaylara sıcakkanlı bir tepkiymiş gibi görünen tanımları tanım diye kabullenmek düpedüz bir hit kaygısıdır. dalga geçilesi yaay’ın bile twitter’dan bariz araklama özellikleri olmasına rağmen bu tür kafalara hitap ettiği için yadırgamadığımı söyleyebilirim.
son günlerde levent gültekin ile podcast yayını yapıldığına denk geldim. her ne kadar görsel anlamda sıkıntıları olsa da bu girişimi için kendisini tebrik edip hakkını yemeyeyim.
bu arada ben de ekşi sözlük’teki rahatsız olduğum referans kodu ve referans linki paylaşan kaba tabiriyle dilencilerden rahatsız olduğum bir başlıktaki bir tanımı şikâyet etmiş; tanım kaldırıldıktan sonra reklam olmadığı ve orada kalabileceği yönündeki bir mesajla tekrar canlandırılmasına şahit olunca sinir katsayım zıplamış, sözlüğü terk etmiştim. kendi sözlükleri reklamsız olmasına rağmen dilencilerine neden anlayışla yaklaşıldığını da anlamış değilim.
bir şeyi daha belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum. burada oylamalardaki anonimliğin arkasına saklanıp neden eksi oy attığını bile bilmeyen ancak marifet olduğunu sanan yazarlara rağmen o sözlük tanım panelinde eksi oy özelliğini koymamış, hâlen bu özellik olmadan da çıktığı 2019 kasım ayından bu yana daimliğini sürdürmektedir. sırf bu durumundan dolayı o sözlükte yaklaşık 300’e yakın tanım girmiş, girdiğime de pişmanlık duymadan ayrılmış biriyim. sol çerçevesi tıngır mıngır ilerleyen herhangi bir sözlükte eksi oyla yazarların heveslerini kırmak düpedüz “bu meydanın sahibi benim” gibi saçma bir düşüncenin barındırıldığını göstermektedir. eksi oy atmak yerine hiçbir oy atmamak bu kadar zor olmamalıdır.
Son kurulan interaktif sözlük. Gittik, gördük, beğendik ve kaydolduk. Arti ve eksileri var, benim gördüğüm şu: bir grup tarafından hazırlığı çok önceden yapılmış hatta ekşi sözlük içerisinden hangi yazarların alınacağı bile tespit edilmiş.
Sözlük daha yılını doldurmadan bunca büyümüş, bu da Misyoner ekibin sözlük adına cok iyi çalıştığını gosteriyor. Aferin onlara fakat beraberinde şöyle bir sıkıntı da getirmiş kurucu ekip ve yanındakilerin aşırı derecede sözlük ve yazarlar üzerinde etkiye sahip olması. Popüler yazarların Değersiz yazıları bile yığınla emek harcanmış herhangi bir yazarın yazılardan cok daha fazla beğeniliyor.
Olumlu tarafına gelince, kalabalık, hem de çok kalabalık. Online sayısı 250-600 arasi değişiyor saate göre. Yazdığınız daha cok kişiye ulaşıyor. Kendi halinizde yazdıktan sonra karışan olmuyor, sozlugun eski ahalisi galeyana gelip linc etmiyor. Her şeyden önemlisi yeni gelen yazarlar bir tür sınava tabi tutulmuyor.
(bkz: edebiyattan anlayan kız vs mantıdan anlayan kız) başlığını görmemle kapatmam bir oldu. eğer ekşisözlük başlıklarının aynısını açıp, aynı yazılarını kopyalayıp yapıştıracaksanız; ne anlamı var yeni bir sözlük açmanın?
şu anki haliyle, kadınları aşağılayan başka herhangi bir çöplükten farkı yok kafasözlüğün.
sene 2021 hala klon sözlük açılıyor. bunlar günün sonunda ekşi'nin bekleme odasına dönüşmekten başka işe yaramıyor. üyeliğin onaylanana kadar takılıyorsun. aslında bu açıdan bakıldığında kendileri için hala büyük bir pazar var. yazıya "gereksiz" diye başlayıp 3 cümle içinde tersine kırmış oldum.
başlıkları bire bir ekşi'nin aynısı bir sözlük. gittim, gördüm, bu durumu beğenmedim ve döndüm. "akışı buradan hızlı, daha çok kişiye ulaşmak mümkün" denmiş, olabilir. onu tecrübe etmedim, yazarlık almadan inceledim sadece. şahsen daha çok kişiye ulaşmak istesem döner ekşi'de yazarım, gerçeği varken taklidi kafayla kolla uğraşmam için bir sebep değil. zaten akışının da ekşiyle kapışabileceğine inanmıyorum, ekşideki etkileşimi anca instagrama seksi poz koyarak yakalayabilirsiniz.
öte yandan ekşi sözlük gibi bir ortamda yazmak isteyen; ancak ekşi'den bir türlü yazarlık alamayan kişiler için çok uygun göründü bana. tasarımı ekşi'den iyi, buradan da radyoyu aparmışlar sanırım, o da olumlu. ihtiyacınız bu yöndeyse denemenizde fayda var. bana pek hitap etmedi.
çok da fena olmayan sözlük.
bence her sözlüğü ekşiyle kıyaslamaya gerek yok.
sözlüklerde yazma ihtiyacı her insan için farklı sebeplerden oluşuyor bence. gündem olan bir durum hakkında fikirlerini yazmak isteyen var, direkt az bilinen şeyler hakkında bilgi odaklı yazmak isteyen var.
olay burada değişiyor bence.
dışarıda kıyamet kopsa kulzosta başlığı açılmaz mesela. açılsa da iki tane yazar yazmıştır, ilgi görmeden kaybolur. ama bu kafasözlük tarzı yerlerde de kulzos gibi ince ve detaylı bilgiye ulaşamazsınız. formatlar çok farklı.
ama gördüğüm kadarıyla gündem odaklı içerik barındıran sözlükler daha fazla tercih ediliyor. bu noktada kulzos yarışın içerisinde bile değil. bir aralar ben de çok baktım takılabileceğim başka sözlük. internette keşfe çıktığımda farkına vardım, kulzos hiçbir yerde karşınıza çıkmıyor.
burayı tercih edilebilir kılan tek kişiler kesinlikle teknik ekiptir bence. kimlerdir, ne kadar büyük ya da amatör adamlardır bilmiyorum ama inanılmaz zevkli ve başarılı adamlar. sözlüğün tasarımı gerçekten diğerleriyle kıyaslarsan olağanüstü. her karşıma çıkan bug, iki gün sonra düzelmiş oluyor. yeni radyo tasarımı ortalığı yıktı mesela. cidden tebrik ediyorum.
hatta sanırım beni de burada tutan bu adamlar sadece.
kulzosun yazar sayısı arttırma konusunda büyük bir şansı vardı. her ne kadar ihtiyaç olmadığını savunsalar da. büyük ekşi göçü zamanı. aslına bakarsanız o adamlar da bahsettiğim ekibin yarattığı muhteşem tasarıma düşüp geldiler. bin tane sözlük var, ama hepsi aynı görünüyor. o insanların da bir çoğunu burada her zaman konusu açılan, gruplaşan ve girdi altlarında birbirini kollayan yazarlar soğuttu. kalan kısmı da zaten ekşinin popülerliğinden vazgeçemeyen kısımdı, geri döndüler.
sonuç olarak bu kafasözlük tasarım olarak kulzosla yarışamayacak olsa da, gündem seven yazarlar için güzel görünüyor. ayrıca radyo kısmı da fena değil gibi. neticede hiçbir sözlüğü yazarı olup, bir süre takılmadan tam olarak anlayamayız.
Hesabı kapatılan yazar ve çaylakların tanımlarını yayında tutmaya devam eden bir garip yer. Hani kalabalık deniliyor da halen uçurdukları çaylakların yazılarına bile muhtaçlar. Üstelik kullanıcılara tanımlarının bir kopyasını veremiyorlar ayrılırken. Bunu yapabileceğimiz bir yazılım geliştirmedik gibi bir bahane sunuyorlar aylardır. twitter hesaplarında, bir şekilde ayrılıp gitmiş yazarların tanımlarını paylaşarak sömürmekteler halen.
Cinsellikle alakalı fena bir sansür var. Oral seks başlığına yazılan bir tanımı kendi anlayışına göre müstehcen sayabiliyor çoğunluğu kadınlardan oluşan moderasyonları. Bence belli bir yaşın altı için aynı ekşi gibi bir alternatif. Ama tabusuz nefret suçu içermeyen bir şeyler yazmak istiyorsanız burası daha iyi.
Bir de işin tuhafı şudur ki güya blur'ladıkları başlıkların olduğu bir sekme var: başıboşlar. Orada ısrarla yazanların bazıları moderatörlerin yan hesabı. Yani hem kitleye şirin görünme çabası mevcut hem de tek bir tanımı bile arama motorlarında üstte çıkmak için kar belliyorlar.
Ekşi isyanından sonra bir ekşi sözlük yazarı tarafından, tıpkı kafa sözlük gibi, tepkisel olarak oluşturulmuş bir klon sözlükte yazdım bir müddet ama iki ayı dolduramadan kapandı gitti.
Aynı dönem kafa sözlük'ü de uzaktan takip ediyordum, sonradan hesap da açtım ama hiç girdi yazmadığım için sonradan çaylak durumuna düştü. O zamanlar kafa sözlük'ün akışı bana çok hızlı gelmişti, sözlük de çok kalabalık gelmişti. Sanırım kulzos'ta, daha çok sevdiğim yavaş akan sol frame'e alışınca tekrar kalabalık bir yerde yazmak istemedim. Aylar önce bana kalabalık gelen kafa sözlük bir çığ gibi büyümeye devam edince çaylaklık sistemi getirerek büyümeyi durdurdular. Daha kontrol edilebilir hale geldi sözlük. bu saatten Sonra sözlüğün tuttuğunu ve uzun dönem kalıcı olacağını söyleyebilirim. Belki hiçbir zaman ekşi seviyesine çıkmayacaktır ama zirveye yakın bir yerlerde dolaşacaktır.
İlk aşamada çaylaklık sistemi ile ilgili konuşursam, ileride kendi sözlüğümü açarsam yapmayı planladığım çaylaklık sistemini yapmışlar. Çaylaklar, yazarlardan aldıkları oylarla ilk değerlendirmeyi alıyorlardı. Yazarlardan gelen oylarla belirli bir puana ulaşan çaylaklar moderasyon onayıyla yazar olabiliyorlardı.
Tabii yazarlar, tanıdık çaylaklara artı oy vererek yazar yapabilirler, yani sistem suistimale açık. Ama bunu da seri artılamayı önleyen bir sistemle bir nebze önlemek mümkün. Açıkçası, nispeten büyük çaplı bir sözlük için uygulanabilecek en güzel çaylaklık sistemini yapmışlar. Böylece bir hayalim daha gerçekleştiremeden başkası tarafından yapıldı.*
Diğer bir olumlu husus ise yazarları daha çok kültür ve sanat ile ilgili içerikler yazmaya teşvik ediyor olmaları. Puan sistemleri tıpkı kulzos gibi daha çok karakterli girdiler yazanlara daha çok puan veriyor. Kurallarda yazdığına göre yazarların sürekli din, politika ve spor hakkında yazmaları yasak ancak bu kuralı ne kadar uygulayabiliyorlar bilmiyorum. Ayın ya da haftanın (tam emin değilim) yazarına (topladıkları puana göre) bir kitap mağazasından ufak bir hediye çeki veriyorlardı. Belirli sayıda kitap hakkında (hatırlamıyorum ama 100 diyelim) belirli sayıda karakterden uzun (alıntısız 750) girdi yazan yazarlara yine bir kitap mağazasından hediye çeki veriyorlardı. Aynı şeyi filmler için de yapıyorlardı yanlış hatırlamıyorsam. Yani kültür, sanat ve edebiyatla alakalı çok güzel girdiler bulmak mümkün orada. Hatta buradan fazla olabilir. "Peki gündem neden o halde" derseniz, verilen ödüller çok küçük ve sözlük kalabalık. Haliyle daha saçma sapan başlıklar daha popüler hale geliyor, diğer girdiler arada kayboluyor. Ama bu okumaya değer bir şey bulunmayacağı anlamına gelmez.
Yalnız puan sistemiyle ilgili kafa sözlük/#256874 nolu girdide yazılan yorum doğru. Eski nesil yazarlar biraz fenomen haline gelmiş durumdalar, ne yazarlarsa yazsınlar artıları topluyorlar artık.
Radyosunu, tıpkı kulzos radyo gibi dinlemedim. O açıdan yorum yapamayacağım ama iki eski kulzos yazarının orada dj olduğunu biliyorum.
Bunun dışında kurallarında oldukça saçma bulduğum bir kural küfürün tamamen yasak olması. Ekşi'den farklı olmak amacıyla açılmış klon sözlükler "ekşi gibi olmamak" kavramını çok yanlış anlıyorlar. Ekşi gibi olmamak küfür etmemek değildir. Nitekim küfür hayatımızın bir parçasıdır. Birisine hakaret etmeyi tasvip etmiyorum ama her şeyi de yasaklamak saçma. "Sikmek" başlığı mesela yasaklı başlık, oysaki bu sözcük tdk'da yer alan bir sözcük ve küfür bile değil. "Sikerim" gibi bir küfürle "sikmek" gibi bir fiili aynı kefeye koyan bir kafa yapıları var. Bunu da geçtim, kurallarda açıkça belirtilmemiş ama sanırım bir filmden veya kitaptan küfürlü alıntı yaparken de sansürlemek zorunlu. Alıntılar için geçerli değilse bile, diğer durumlarda, kuralda yazdığına göre küfürleri sansürlemek zorundalar. Yani bu bana çok saçma geliyor. "Y***k" yazmak serbest ama "yarak" yazmak yasak, çünkü biz 8 yaşında çocuğuz, orada sansür olunca anlamıyoruz ne yazdığını.
Neyse, ekşi sözlük gibi olmamak diyorduk. Bunu en iyi yapan yerlerden biri kulzos (mükemmel demiyorum, benzer gördüğüm bazı yerler var). Her şeyden önce küfürle uğraşacaklarına, kulzos gibi, girdide yazılacakları başlığa yazmayı engellemeyi akıl edebilseler sol frame'leri bu kadar saçma sapan başlıkla dolmaz.
En son gördüğümde eser başlıklarını orijinal isimleriyle açmayla ilgili bir kural yoktu ki sonucunda sözlükte hem yüzüklerin efendisi hem de the lord of the rings başlıkları vardı. Bu da göz ardı edilmemesi gereken bir sorun.
Neyse, sonuç olarak kalabalık ve artık tutmuş olan sözlük. Okur olarak Ekşi'den farkı ne derseniz, bana göre küfür olmaması. Küfürden rahatsız olmayan biri olarak Kalabalık bir sözlük istesem ekşi'de takılırdım. Yazar olarak da karma sistemleri (ödüllerle birlikte) ve çaylak onay sistemleri daha iyi. Ama sözlük çok kalabalık ve acayip bir başlık kirliliği var sol frame'de.
Not: bir aydan fazladır uğramıyorum, yukarıda yazdıklarımdan değişiklikler olmuş olabilir.
yukarıda sözü edilen üç sözlükte de yazar olan biri olarak kulzos'ta yazmayı tercih ediyorum. bu diğer sözlüklere uğramadığım ya da yazmadığım anlamına gelmiyor. oralarda görünmez olmayı tercih ediyorum aslında.
kulzos'a beni bağlayan en önemli nedenlerden birisi, doğrudan iletişim. bu, diğerlerinde yok mu? var ama çok kalabalıklar. her şey için emek kavramı en önemlisi. neye en çok emek verirseniz onu benimsiyorsunuz.
aslında başlık açıldığından beri yazılanları okuyorum, @ben buyum abi ya, yazıncaya kadar bu konu hakkında yazmak içimden gelmemişti. hatta, yazılanları kulzos'a haksızlık olarak düşünmüştüm. sekiz aya yakındır buradayım, bir başlığın arka arkaya kısa süre içerisinde bu kadar ilgi çektiği çok nadirdir burada. bu açıdan da bunu kafa sözlük'ün başarısı olarak değerlendiriyorum. demek ki insanlar hala arayış içerisindeler. ben, bunu böyle okuyorum.
buradan giden her yazara gerçekten üzüldüm. aralarında benim çok sevdiğim, saydığım yazarlar da vardı. ve her gidenle kulzos biraz daha eksildi. ben duygusal bir insanım. yazılarından yola çıkarak sevmeye karar verdiğim ve sevdiğim insanların buradan gitmesi beni gerçekten üzüyor. onların gidişiyle ben de eksilmişim gibi hissediyorum.
tamam tartışmalar, fikir ayrılıkları olacaktır, olmalıdır da. ama kişinin kalbi buradan bütün girdilerini silip gideceği kadar da kırılmamalı. bu son yazdığımı benimsemeyecek bir tane bile yazar yoktur ama yapılıyor işte.
aslında paylaşılamayan ne var ki? özellikle buradaki radyo konusunda çok fırtına koptu. nedir? ben de sürekli olmasa da ara ara dinliyorum ama orada 'chat'ten hoşlanmıyorum. geyik sevmediğimden değil, dağınık olduğunu ve bana bir şey katmayacağını düşündüğümden. şimdi benim düşündüğümün tam tersini düşünen de bir yığın insan olacaktır. hepsine saygı duyuyorum. ve son haliyle radyo bence çok çok iyi oldu. -burada yine bir ama demek zorundayım- ama bu son seferde bile yine gücenenler oldu, kalpler kırıldı. -yarını merakla bekliyorum-
demem o ki, böyle güzel bir yer var, paylaşılamayan nedir? 'erk' nedir? 'erk'in gücü nasıl işler, neden öyle işler? işte böyle, daha yazacaklarım var ama bence bu kadarı da yeterli.
hakkında yazılanlara bakılırsa kurulalı 7 ay anca olmasına rağmen (belki o kadar da yoktur) ''eski nesil'' yazarlarının yazdığı değersiz girdilerin ''yeni nesil'' yazarlarının emek dolu girdilerinden daha çok etkileşim aldığı sözlük.
Moderasyonunun artık kuralları uygulamada kendilerini saldıkları kanaatindeyim. Önceden cinsiyet odaklı, ayrıştırıcı başlıklara izin verilmezken direkt işlem uygulamak yerine Ekşi Sözlük’te de görülen ve kategori etiketi verilmek yerine direkt geçmiş başlıklarda yerini almayı sağlayan “Başıboş” kategori özelliğini getirmişler. Buraya giren başlıklar, anladığım kadarıyla gündem kategorisine giremiyor.
Başlıklardaki yazım hataları konusunda halen bir formata giremediklerini görüyorum. Ben başlığı raporladıktan sonra moderasyonun süs köpeğinden başka ne özelliği kalır ki? Ben armudu ağzına vereceğim, o da keyfi yerine geldiğinde yer mi düzenler mi takdirine kalmış. Kaldı ki bununla ilgili geri bildirimi nadiren alıyorsunuz.
Verilen hediyelerle insanları bir şeye teşvik etmek, ancak bütçeye zarardan öte değil. En basit örneği, gündemdeki başlıklara yazarların attıkları tanımlarda görüyorum. Birbirleri ardınca girilmiş, kopyala yapıştır, özgünlüğü ve değerlendirme niteliği olmayan tanımlar. Yazarlar, önceki girilen tanımları okumuyorlar. İş olsun diye tanım girenler var. Bunların tanımlarını görmemek için yüzlerce yazarın tanımlarını engelledim. Kabul, kafa dağıtmak istiyorsanız da ciddi başlıklarda da kafanızı dağıtacak tanımlar girmeyin. Bıraktığım ukdelerde tek cümlelik ifadeler kullanıyorlar. Ben belki tarihçi bir yazarın yazdığı kitabı okuyan, yazarla iç dışlı olan kişilerin değerlendirmelerini okumak istiyorum. Yok, “X ve y kitaplarının yazarı”. Tanım bu mu? Nerede değerlendirmeler, nerede eleştiriler? Fikrin yoksa niye başlığı açıyorsun?
Bence tüm sözlüklerin en büyük problemi bu. Başlangıçta iyi amaçla başlayıp sonradan sapıtıyorlar. Kontrollü büyümeyi, başlıklarda tanımlarda sınıflandırmayı ve yazar üzerinden kurallar bütünü ile otorite sağlayamayacaksanız sizin Facebook’tan, Twitter’dan ne farkınız kalır?
Bu sözlüğün bazı özellikleri ilk kurulduğu zamanlarda üyelerin sunduğu fikirlerin değerlendirilmesiyle ortaya çıktı. Bence bu sözlük alpha ve beta kullanıcıları alıp sözlüğün mantığını yeni gelecek yazarlara aşılaması, dayatması ve zorlaması gerekiyordu. Sınıf ayrımı olmaması bir yandan iyi bir yandan kötü. İyi yanı kimse kimseden üstün değil. Kötü yanı eline klavyesini alan kendisini yazar sanıyor. Ben bile kendime yazar demiyorum. Bu ne yürek demezler mi?