1907 yılında doğan ve 1931 yılında ölen sosyalist devrimci ve hindistan bağımsızlık hareketinin simgelerinden biri. Yaptığı iki ses getirici eylem ile bağımsızlık ateşinin fitilini yakmıştır.
İlk eyleminde polis şefini öldürmek isterken şefin yardımcısı olan john saunders'i vurmuştu. Daha sonra bulunması için her yere resimleri asılsa da o sakal bırakıp saçlarını keserek (sikh oldukları için bu çok olağandışı bir durum) saklanmıştır. Daha sonra da bir intihar saldırısı düzenlemiş ama eylemin akabinde tutuklanmıştır. Kendisinin ölümüne (bkz: mahatma gandhi) dahil kimse ses çıkarmamıştır.
Aslında insanlar hindistan'ın bağımsızlığı ile gandhi'nin pasifist eylemleri arasında bir bağ kurar lakin ben katılmıyorum. İngilizler hindistan'ı giderleri gelirlerini aştığı için bıraktı. Ayrıca bhagat singh'in yaptığı saldırılar da ingiliz kamuoyunda ciddi bölünmelere yol açmıştı.
Gandhi ve singh iki ayrı ekolü temsil ediyorlar bana kalırsa. Gandhi, dostoyevski ile aynı yoldan giden bir pasifisttir. Singh ise nechayev ile aynı yoldan giden bir aktivisttir. Zulüm edene karşı harekete geçilmelidir ona göre. "Boyun eğdiğinde daha da korkunç olur tiran" cümlesi onun düşüncelerini kısaca anlatmaya yeterdir diye düşünüyorum.
Bhagat mahkeme sürecinde bile savunma yapmak yerine düşüncelerinin propagandasını yapacak kadar kendisini düşüncelerine inandırmıştı. Bence bu bile tek başına saygıyı hak eder çünkü ,şahsî olarak konuşuyorum, öylr bir şey yapmazdım ben asla. Ben bir şeye kendimi öyle kolayca inandıramazdım. Bu yirmi üç yaşında gitmiş, borsalino şapkalı ve bıyıklı adamın tartışılacak pek çok eylemi olsa da ülkesini sevdiği bir gerçek. **