1. Çok belli olmazdı aslında, önemsenmez ve dahi unutulanlar arasında olurdu bu soykırım, eğer 'King Leopold's Ghost' (Kral Leopold'un Hayaleti) isimli kitabı yazmasaydı. Haritada dahi yeri zor bulunan bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti 1900-1908 yılları arasında 10 milyondan fazla insanını yitirdi.

    "Bir Hristiyan'ın yapması gereken görevlerinden biridir" savunmasıyla hak talep eden ve dünyanın en acımasız diktatörlerinden olan Belçika Kralı 2. Leopold'un gerçekleştirmiş olması ne kadar absürd ve gündem içi değil mi? Bir yerlerde... Yani size ait olmayan bir yerlere gidip insanları katledeceksiniz sonrada bunu dini görev olarak bileceksiniz. Gündem içi yakıştırmasını yapmamdaki sebepte hiç kuşkusuz Ortadoğu'daki bu çözüme ulaştırılamayan kaos. İsmi her geçen gün değişen -daiş, daeş, işid, ışid- terör örgütünün yaptığı insanlık dışı katliamlarını islami bir göreve atfetmesi bunun bir göstergesi değil mi? Gösterge... Eline kutsal kitabı alan herkes yargıç olmaya soyundu.



    'nın ardından Belçika Kongo'sunun (bugünkü ) 2344 kilometrekarelik kısmı Belçika Kralı 2. Leopold'un şahsi mülkü haline getirildi. Leopold'un bölgede özellikle de kauçuk ticaretinde yürüttüğü soykırım niteliğindeki sömürü çok sayıda insanın hayatı kaybetmesine ve acılar çekmesine sebep oldu. Ölüm ve organ kesmek sıradan bir iş haline geldi. toplama kotalarını tutturamamanın cezası ölümdü. Kamu Gücü üyeleri birini vurup öldürdüklerinde kanıt olarak kurbanın elini göstermek zorundaydılar, aksi halde cephaneleri avlanmak için kullandıklarına inanılıyordu. Bunun neticesinde reçine kotaları kısmen kesilmiş ellerle ödenirdi. Bazen eller Kamu Gücü askerleri, bazense bizzat köylüler tarafından toplanırdı. Köylerin karşılamayacakları kadar yüksek olan reçine kotalarına karşı el toplamak için komşu köylere saldırdığı ufak tefek savaşlar bile görülürdü.

    Belçikalıların açlığa mahkum ettiği Kongolular;
    i.hizliresim.com/...

    Alt kademeden beyaz bir subay kotayı protesto eden köyü cezalandırmak üzere girişilen saldırıyı şöyle anlatıyordu: 'Bölükten sorumlu beyaz subay bize erkeklerin kafasını kesip köyü çevreleyen çitlere asmamızı emretti... Kadınlar ve çocuklar da yine bu çitlere çarmıha gerilmiş şekilde asılacaktı.' Danimarkalı bir , ilk kez bir Kongolunun öldürülüşüne şahit olduktan sonra şunları yazıyordu: "Asker bu meseleyi çok da büyütme. Eğer kauçuk getirmezsek bizi öldürüyorlar. Komiser bize yeterince (kesik) el getirirsek görev süremizi kısaltma sözü verdi", dedi.

    i.hizliresim.com/...

    Yukarıdaki fotoğrafta kızının elini ve ayağını tutan Nsala Wala adında bir adam görülüyor. Kongo'da misyoner olarak çalışan Alice Harris bu fotoğrafı Mayıs 1904'te, Nsala Wala, içinde kızının vücudundan kesilen parçaların bulunduğu küçük bir çanta ile birlikte Baringa'daki görevine geldiğinde çekmiş. Adamın karısı ve çocuğu öldürülmüş ve uzuvları kesilmişti.

    Avrupalı yetkililerin önüne kesilmiş ellerle dolu dizilen sepetler Özgür Kongo Devleti'nin simgesi haline geldi... Ellerin toplanması kendi için bir amaca dönüşmüştü. Kamu Gücü askerleri kauçuk yerine bu elleri istasyona getirirdi; hatta bazı zamanlarda kauçuk değil, el toplamaya çıkarlardı... El bir nevi para birimine dönüşmüştü. Kauçuk kotalardaki eksiklikleri tamamlamak üzere... ve zorunlu işçi çeteleri tarafından aranan insanların diyeti olarak kullanılır hale gelmişlerdi; Kamu Gücü askerleri topladıkları el sayısına göre primler alıyordu.

    Sapıkça bir amaç için elleri kesilen Kongolu çocuklar;
    i.hizliresim.com/...

    Adam Hochschild Kral Leopold'un Hayaleti (King Leopold's Ghost) adlı kitabında ülkenin Kral Leopold ve Belçika Hükümeti'nin kontrolünde olduğu dönemde 10 milyondan fazla Kongolunun hayatını kaybettiği tahmininde bulunuyor. Belçika'nın bu 'unda Nazi Soykırımı'ndakinden daha fazla insanın öldürülmüş olması muhtemeldir. Ancak hiçbiri kitaplarda kendilerine yer bulamadılar ve bu insanlık suçu hala çok az kişi tarafından biliniyor. Binlerce Belçikalı, Kongo'da görev almıştı ve burada meydana gelen suçlar, tıpkı Hitler'in suçlarının sıradan bir Alman tarafından bilindiği gibi, Belçika halkı tarafından da biliniyordu.

    Baş sapık Kral 2. Leopold;
    i.hizliresim.com/...

    1908 yılında yükselen uluslararası tepkiyle birlikte Kral Leopold kendi mülkiyetindeki toprakları Belçika Hükümeti'ne devretmek zorunda kaldı. Belçika Hükümeti Kongo 1959 yılında bağımsızlığını kazanana dek ülkeyi kontrolü bırakmadı. Öldürülen insanların sayısı azaldı fakat sakatlanmalar ve sömürü devam etti. Belçikalılar ülkeyi terk ettiklerinde öyle bir halde bıraktılar ki, bağımsızlığın ilanından sonra milyonlarca insan iç savaş ve hükümetlerin yetersizliği sebebiyle hayatını kaybetti. Lumumba cinayeti ve yaklaşık 100 bin kişinin hayatını kaybetmesinin ardından ülke için tam bir felaket olan Mobuttu hükümeti göreve geldi. 1996-98 yılları arasındaki 1. Kongo Savaşı'nı 1998-2003 yılları arasındaki 2. Kongo Savaşı izledi. Bu savaşın modern Afrika tarihindeki en kanlı savaş olduğu düşünülmektedir. Tam 5.4 milyon insan hayatını kaybetti. Ölenlerin çoğu açlığa ve hastalıklara yenik düşmüştü. Bu rakam bu savaşı 2. Dünya Savaşı'ndan beri dünya çapındaki en kanlı savaş haline getiriyor. Bu da Batı tarafından pek bilinen bir şey değil ne yazık ki...


    Bibliyografya;
    Adam Hochschild, King Leopold's Ghost: A story of Greed, Terror and Heroism, Pan:2012.
    #1888 no pasaran | 8 yıl önce
    0olay 
  2. (bkz: )
    0olay