-
Pet şişe ya da matara fark etmez.
Eğer bardağa döküp içmek yerine şişeye ağzınızı dayayıp içtiyseniz şişede yarım kalan suyu ertesi gün içmeyin, dökün.
Aynı şişeye tekrar su doldurmadan önce de iyice yıkayın, bir kaç kere çalkalayıp temizleyin.
Ağzınızda kalan bakteriler suya karışıyor ve ertesi güne kadar suyun içinde vücudunuzun üstesinden gelemeyeceği kadar çoğalıyorlar.
Sonra bademcikleriniz şişiyor, boğazınız ağrıyor. Yazın dahi 'klima çarptı heralde, boğazım şişti' diye düşündüğünüz boğaz ağrılarınızın nedeni bu olabilir. -
büyük tuvaletinizi misafir olduğunuz bir evin tuvaletinde yapmayın. eğer buna mecbursanız, operasyon öncesinde sifonun çalışıp çalışmadığını mutlaka kontrol edin. nitekim sifon denen arkadaş bu gibi durumlarda karaktersiz tavırlar sergilemeyi sever. -
bir web sitesinden ilk kez alış veriş yapacaksanız bazı şeylere dikkat etmeniz gerekiyor.
1. sitenin iletişim kısmında sabit telefon numarası var mı diye kontrol edin. eğer hiç numara yoksa, ya da sadece cep telefonu numarası verilmişse kesinlikle o siteden uzak durun.
2. sabit numara var ise sabit numaradan şirketi arayın. çalmıyorsa, cevap vermiyorsa kesinlikle siteden uzak durun. cevap veriyorsa ama karşınıza sadece "alo" diyen bir insan çıkıyorsa, kesinlikle siteden uzak durun. firma telefonlarına sesli yanıt sistemi cevap verir ya da bir insan çıkıyorsa bile en azından müşteri temsilcisi firmayı tanıtarak telefonu açar. "merhaba, xyz pazarlama, ben larden, nasıl yardımcı olabilirim"
3. sabit numara var ve aramış olsanız bile şikayetvar sitesi üzerinde ve sözlük siteleri üzerinde söz konusu adresi kontrol edin. haklarında girilmiş şikayetler ve değerlendirmeler var mı okuyup fikir alın.
4. kredi kartıyla ödeme seçeneği yoksa, siteden yine uzak durun.
5. site genelinde ya da en azından ödeme işlemleri sayfasında ssl kullanılmıyorsa siteden uzak durun.
6. tüm bunları yapmış olsanız da ilk kez alış veriş yaptığınız sitelerde kapıda ödeme seçeneği var ise onu kullanın. eğer yok ise mutlaka sanal kart kullanarak alışveriş yapın. (güvenli sitelerde bile sanal kart tercih etmek mantıklıdır)
niye bunları anlattım şimdi. bugün şu siteye baktım. isim olarak resmi bir site görüntüsünde. ama her ne hikmetse adresi hatay. sabit numarası yok. cep telefonu mevcut. kredi kartıyla ödeme seçeneği yok. kapıda ödeme ya da havale mümkün. lakin şikayetvar üzerinden araştırdığımda benzer bir site ismiyle ilgili 56 tane şikayet buldum. ürünüm teslim edilmedi, ürünüm parçalandı, garantiye gitti bir daha geri dönmedi, arıyorum muhatap bulamıyorum ve benzeri...
özetle, üç beş lira tasarruf ediyorum derken paranızı boşa harcamayın. -
büyük alış veriş yerlerinde, özellikle de perakende, eğer bir reyon boydan boya diyelim deterjanla dolu ise, fiyatlar ortaya doğru düşer, en ucuzlar en ortaya raflanır.
çok eski bir marketing yöntemidir. -
bazıları sağdan soldan öğrendiğimiz, bazıları yaşayarak test ettiğimiz, gelecek nesillere aktarılması elzem olan bilgiler bütünü.
ilk aklıma gelenler.
- herhangi bir restoranda içinde istenmeyen bir nesne bulunan tabağınızı geri göndermeden önce üzerine bolca tuz dökün. böylece aynı tabağın geri dönmediğinden yahut başkasına verilmediğinden emin olabilirsiniz.
- eğer yolda ufak bir kaza yaparsanız, yahut lastiğiniz patlarsa, yahut çamura saplanırsanız, mutlaka durumun bir fotoğrafını çekip saklayın. bir gün lazım olabilir. -
tanıştığınız herkesin bir şeylerden korktuğunu, bir şeyleri sevdiğini ve bir şeyler yitirmiş olduğunu unutmayın. -
Diyelim ki karbonhidratça zengin veya çok asitli şeyler tükettiniz, arkasından hemmen dişlerinizi fırçalamayın. Önce suyla güzelce bir çalkalayın, süt için, peynir filan otlanın. Sonrasında fırçayı dişlerinize vurun.
Hayır biliyorum, bir tatlı kaşığı nutellanın üstüne peynir kemirmek bozuyor tüm ortamı, haklısınız. Hiç olmadı güzeelce 3-5 yer fıstığı yiyin çikolatanın üstüne. Ama direkt fırçaya koşmayın.
-- spoiler --
Çünkü asit diş yüzeylerini yumuşatır. fırçayla uygulanan kuvvetle de, yüzeyden kopan, sertleşmeyi tekrar sağlayacak olan partiküller uzaklaşır. Önce ortamı nörtleştirip bu parçacıkları dişlerimize tekrar tutundurmalı, sonrasında aktif bir fırçalama ile yüzeye tutunan artıkları uzaklaştırmalıyız.
(bkz: antikaryojenik)
-- spoiler -- -
yaşadığımız 30 ekim 2020 izmir depremi sonrasında lütfen şunları unutmayın:
Depremden sonra telefon görüşmelerinizi mümkün olduğunca kısa tutun.
Haberleşmek için kısa mesaj servisi (SMS) ve internet tabanlı mesajlaşma uygulamalarını tercih edin.
Hayati durumlar dışında telefon görüşmesi yapmaktan kaçının. -
herhangi bir felaket sonrası göçük üzerine uzman kişiler haricinde kimse çıkmamalıdır. 80 kilo ağırlığında 5 kişi çıktığını varsaydığınızda göçük altında ki kişiye 400 kilo ekstra yük yüklenmiş olur. herhangi bir ilkyardım eğitiminiz vs var ise yetkili kişilere bildirebilirsiniz ihtiyaç durumunda yardımcı olabilirsiniz ancak eğer yardımcı olabileceğiniz herhangi bir konu yok ise ekiplerin işini zorlaştırmamak için enkaz bölgesinden uzaklaşmalısınız. hasar alan binaların çökme ihtimali olduğundan eşyalarınızı almak vs gibi amaçlar ile lütfen hasarlı binalara girmeyiniz.
yakınlarınızdan haberdar olduktan sonra hatları gereksiz meşgul etmeyiniz. ve her ne olursa olsun kalp kırmayınız çünkü hiç bir haklı sebep, barışamamak ve sevdiklerinize son kez sarılamamaktan daha önemli olamaz.
güvende kalın. -
kim ne öğüt verirse versin, bunu kendiniz deneyimlemeden asla anlamlandıramayacaksınız, dolayısıyla "hareket edin" ve cesur olun, gerisi gelecektir. -
mutluluğunuzu insanlar üzerine değil, fikirler ya da hedefleriniz üzerine kurun. insanlar her an gidebilir. gittiklerinde de mutluluğunuzu beraberlerinde götürürler. oysa hedefleriniz sizindir ve hiçbir yere gitmezler. -
soyadınız "c" yahut "ç" harfi ile başlıyorsa çocuğunuza "o" harfi ile başlayan isim vermeyin. kısaltması hoş olmuyor.
imza: a. k. -
bir ev alıyorsanız ya da kiralıyorsanız, söz konusu ev bir de yeni inşa edilmiş bir ev ise, evin banyo, duş ve wc kapılarını kontrol edin. eğer bu kapılardan bir tanesi bile pvc ise o evden uzak durun.
hani kiralarken belki çok önemli değil ama satın alınacaksa bence çok önemli. çünkü banyo, duş ve wc'de ahşap kapı maliyetinden kaçan ve pvc kapıya yönelen bir müteahhitin evi inşa ederken başka hangi maliyetlerden kaçındığını bilemezsiniz, göremezsiniz. en erken satın aldıktan 6 ay sonra fark etmeniz olasıdır.
not: duşakabin boyutunda yapılmış 1.5 m2'lik ebeveyn banyolarında pvc kapı zorunluluk kisvesi altında kullanılmış olabilir. ancak 1.5 m2'lik ebeveyn banyo yapan müteahhitlerin yaptığı binaları da tercih etmemek gerekir bence. -
imzalayacağınız kağıtları dikkatli okuyun. büyük puntolu yazıların size verilenleri, minik puntolu olanların da sizden alınacakları içerdiğini unutmayın. -
Erkek umumi tuvaletlerinde en kirli klozet kapıya en yakın klozet oluyor.
Acelesi olan adam en yakın kabine giriyor ve kapağı da kaldırmadan çişini yapıyor.
İğrenç. -
yeni tanışılan insanların kendileri ile ilgili ağızlarından çıkan ilk cümleye, neyi vurguladıklarına dikkat edilecek. Neyi vurguluyorlar ise gerçeğin tam tersi olma ihtimali yüksek.
Oturduğum eve gireli bir yıl dolmak üzereymiş. Kira sözleşmesinde zam oranı tüfe oranını geçemez diye bir madde koymuştuk. iyi hoş.
Ev sahibi ile konuştum. önümüzdeki yıl için istediği bedel tüfe oranının iki katından fazla oldu. Oysa bana demişti ki "benim için para önemli değil, benim fazladan alacağım 40-50 liraya ihtiyacım yok" Yaa... nereye yok. Telefonda konuşurken "bu sene zor durumdayım, dersaneye iki çocuk gönderiyorum bla bla.."
bir gün manisa tarzanına bağlayıp don göynek kaçacağım şehirden. Yeter bre. -
Üniversitedeki son senenizde ( hatta son 2 senenizde) haftada 2 akşamınızı şunlara ayırın:
1- dil. Varsa bile profesyonel kısmına ve konuşmaya abanın. Bunların sonu yok.
2- yapmak istediğinize dair iş ilanı, master programı ilanı bakınmak.
3- bu ilanlardaki kriterlerin hemen hiçbiri sizde olmayacak, bunları geliştirmek.
Bir üniversite daha okumuş kadar fark atarsınız. -
insanlara hakkınızda söyleyebilecekleri şeyleri koz olarak vermeyin.
yıllardır okb tedavisi görüyorum, bununla barışığım, beynimdeki bu sıkıntıyı hayatıma devam edebileceğim şekilde kontrol altına almayı öğrendim, hatta deneyimlerimden kaynaklanan hislerimi ve başkalarına yararı olabilecek öğrendiklerimi de paylaşıyorum. ama bunlara rağmen hakkımda, gıyabımda "obsesif" diyerek beni aşağıladığını zanneden biri vardı mesela. aşırı aktif mesanem de var, bence "aşırı aktif mesaneli," demekle "obsesif" demek arasında hiçbir fark yok *, ikisi de rahatsızlık. ben onun hakkında istesem onu yaftalayabileceğim, aşağılayabileceğim birçok şey biliyordum ama hiçbirini bu şekilde onu incitmek için kullanmam, çünkü bana yakışmaz, kendime yakıştırmam.
o yüzden, kendinize yakıştırmayacağınız şeyleri de yapmayın.
burada başkalarına yardımı olur, başkaları ilham alır, deneyimlerinizden faydalanır diye içinizi döküyorsunuz ya, bunlar karşınıza bir gün sizi yaralamak için kullanılan bir şekilde çıkarsa bundan etkilenip üzülmeyeceğiniz şekilde dökün, yazın. ben zamanında çok üzüldüm, siz üzülmeyin.
editle gelen ek: bu girdi, işe yaradı, bu yüzden sevindim. işlevi kalmadı ama ileride başkalarının da işine yarar, dursun. *
-
her ne kullanıyorsanız kullanın, aşırı hız yapmayın. yavaş gidiyor olsanız bile direksiyondayken yol dışında bir şeyle ilgilenmeyin.
1. hiç tanımadığınız birisinin hayatını kaybetmesine sebep olabilirsiniz. elbet başka hayatları umursamayan bir insan olmanız mümkün.
2. sevdiğiniz birisinin hayatını kaybetmesine sebep olabilirsiniz. elbet böyle olacağını bilemezdim diyerek kendinizi kandırabilirsiniz.
3. ölebilirsiniz. elbet ölümü umursamıyor olabilirsiniz.
4. hüküm giyebilirsiniz. elbet üç beş sene yatarım yahut sağlam tanıdıklarım var, sana ne, diyebilirsiniz.
4. ömrünüzün geri kalanında kullanacağınız tek araç bu olabilir. işte bunu umursamayan bir insan olacağına ihtimal vermiyorum.
yine de siz bilirsiniz. -
minik yavru bir kedi gibi "pışı pışı" diye hapşırmak yerine benim yaptığım gibi hapşırırken havan topuna benzer bir ses çıkartıyorsanız bunu tuvalet kabininde veya benzeri kapalı mekanlarda sakın yapmayın. -
Soğuk havada buzlu zeminde eller cepte yürümeyin.
O kollar size iki şey için Lazım:
1- denge sağlamak
2- düşerken bir yere tutunup kafayı gözü kaldırıma çarpmamak -
böyle soğuk ve karlı havalarda "mal gibi" el freni çekmeyin. çektiyseniz arabayı hiç yerinden oynatmayın.
ben dün oynattım, sonra sitenin ortasında kaldım. yarım saat kar lastiklerine sövdüm. olduğum yerde saatte 50km hıza bile çıktım. hatta üçüncü vitese de takacaktım da vazgeçtim sonra. yoğun çabaya rağmen arabayı oynatamadım yerinden. sonra arkamdaki ize baktım. ilerlediğim 5 metre mesafede, sağ arka tekerin kar üzerinde lastik izleri varken, sol arka tekerin kar üzerinde sürünme izleri vardı. yani sol arka teker kilitli kalmıştı ve zavallı araba arka ayağını kamyon ezmiş sokak köpeği gibi sürüne sürüne gitmeye çalışıyordu.
özetle, yokuşta falan park etmiyorsanız, el freni çekmeden de durabileceği bir alandaysa aracınız, el freni çekmeyin. donup kalıyor. -
bilgisayar karşısında otura otura sonunda gözlerim bozuldu diye hayıflanıyorsanız göz doktoruna gitmeden önce monitörü silmeyi deneyin. kendimden biliyorum. -
Bir kaç ay önceki deneyim.
Marketlerde satılan slikon bazlı temizleyiciler var, mavi renkli. Üzerinde yazdığına göre sıkılan yeri ince bir slikon tabakası ile kaplıyor.
Camları su tutmaz, eşyaları ise toz yapışmaz hale getiriyor. (Üzerinde yazanın yalancısıyım)
Toz tutmaz... Çok hoş.
Heh, işte onunla yerleri silmeyin. İyi bir fikir gibi gelmişti. Yerleri aşırı derecede kayganlaştırıyor. Hele ki çorap + ahşap parke kombinasyonu felaket...
Çömlek patlayayazdı be. -
her nabza göre şerbet vereyim derken, bazen ne yaptığınız anlaşılıyor. o sebeple yapmayın.
mesela birbirine ters düşünen iki arkadaşınız varsa, ikisini de elde tutamıyorsunuz. sadece birine yaranabiliyorsunuz.
haliyle düşünceleriniz net olsun. herkesi mutlu edeceğim derken herkesle ters düşmeyin. gerektiğinde bazılarını üzün.