doğal iş bölümü içinde kadına düşen bitki toplama ve evle ilgili işler topluluğun geçiminde daha garantiliydi. oysa erkekler tarafından yürütülen avlanma işleri rastlantıya bağlıydı, düzenli beslenmeyi garanti altına alamıyordu. bu da, kadının 'ekonomik yaşamda' etkin rol oynamasını ve klanın yönetimini üzerine almasını doğurdu. kadın klanın atası sayılıyordu ve işte bu yüzdendir ki, bu toplumsal örgütlenmeye ana erkil düzen denir.
gelinen noktada anaerkil düzen bir varsayımdır. antropologların yaptığı çalışmalar tarihin herhangi bir noktasında kadınların egemen olduğu ve iktidarı elinde tuttuğu bir sosyal örgütlenmenin varlığını kanıtlayamamıştır. öte yandan patriarkal düzenin dışında kalan ve toplumsal cinsiyet rollerinin çok da belirgin olmadığı bir takım topluluklar anaerki kapsamında ele alınabiliyor. geçmiş dönemlerde mülkiyet ve miras hukukunun ana soyu üzerinden yürüdüğü topluluklar mevcut. ama bu topluluklarda politik iktidarın kadınların elinde olduğuna dair bir kanıt yok. bazı araştırmacılar ise bu toplumlarda komünal bir düzen olduğunu ve bu nedenle iktidar tek tek kişilerde toplanmadığı için kanıt bulunamadığını öne sürüyorlar. nitekim iktidar karşılığı kullanılan türkçe kelime erk. iktidar hırsı erkek dünyasına özgü bir kavram da olabilir. günümüzde egemen patriarkal düzen içinde kadınların da iktidar mücadelelerine giriyor olmaları mevcut düzenin içselleştirilmiş olmasıyla açıklanabilir belki. velhasılı kelam kadın iktidarının tarihin hiçbir döneminde gerçekleşmemiş olma ihtimali çok yüksek. öte yandan iktidar kavramını hiç oluşturmamış sosyal düzenlerin yaşanmış olma ihtimali de var. öyle olmuşsa eğer ecdadımın hatırası önünde saygıyla eğilirim.