Türk milletinin bağımsızlık savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilen 19 mayıs 1919, sonraları mustafa Kemal Atatürk tarafından gençlere ithafen bayram günü olarak ilan edilmiştir. Atatürk'ün ölümü sonrası bayramın adı Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak değiştirilmiştir.
bayramların bile adını değiştirme çabası nda olanlara selam olsun. kendisini anmaktan kaçınanlara bile öğüt vermiştir:
"türkiye cumhuriyeti'nin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: batı senden, türk'ten çok geriydi. manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. eğer bugün batı, teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey türk çocuğu, o kabahat de senin değil; senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. zekanı unut, daima çalışkan ol."
Bildiğim kadarıyla adı "Atatürk'ü anma ve gençlik ve spor bayramı" idi. Aradaki ilk 've' hangi resmi gazete kararıyla kaldırıldı hatırlamıyorum ya da şu anda tamamen götümden uyduruyorum.
bütün umutların tükendiği noktada yeniden doğan umudun bayramıdır. atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği gençlerin bayramıdır. yüzüncü yılında umuda en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde hepimize kutlu olsun. enseyi karartmayalım. umut olduğu sürece hayat var.
Atatürk'ü unutturmaya çalışıyorlar. İftiralar atıp, kötülüyorlar. Ama bilmiyorlar ki bu gençlik onlar atatürk'ü unutturmaya çalıştıkça daha sıkı sarılacak fikirlerine ve ona. Daha çok benimseyip, daha çok bağlanacaklar fikirlerine. daha çok benimseyip daha çok bağlanacağız. Kutlu olsun büyük liderin gençliğe armağan ettiği bayram!
dedemin hep "bizi vatandaş yaptı, insan gördü" diyerek andığı atatürk'ün, ilk ve en önemli etkisi türklere olsa da, tüm dünyadaki sömürülen halklara örnek olacağı mücadelesi 100 yıl önce bugün başladı. bu yüzdendir onu küçümsemeye, unutturmaya çalışanlar bilmez hindistan'ı, güney amerika'yı, onun mücadelesini örnek alıp da kendilerini yüzyıllardır sömürenlere karşı durmaya başlayanları.
sayesinde teba'dan vatandaş'a ve bireye döndük. sömürgeleşme tehlikesini atlatıp bağımsızlık yönünde çok büyük bir adım attık ve en önemlisi de kültürümüzü, tarihimizi bildik.
100 yıl önce bugün samsun'a ayak bastı kurtuluş mücadelemiz, geleceğimiz; gazi mustafa kemal atatürk. ne kadar minnet duysak az.
bütün ulusal bayramlarımız birbirinden kıymetli ve çok ehemmiyetli olayların hatırasına hitaben armağan edilmiştir milletimize ancak, bir atatürk genci olarak, bugün daha bir coşkulu ve duygulu olduğum bayram.
facebook'a çok giriş yapmıyorum uzun zamandır. bugün öylesine bir giriş yapayım dedim bir de ne göreyim: anılar kısmında 10 tane hatıra var bugüne dair. açtım neler paylaşmışım diye, 10'u da 19 mayıs ve atatürk ile ilgili paylaşımlar. gurur duydum kendimle. bugün 17/25 sonrası "cemaatten" dönenler yahut 15 temmuz sonrası fetö'den kopanların veya bağzı liboşların, sözde demokratların, yetmez ama evvetçilerin yaptığı gibi değil; ergenekon balyoz süreçlerinde, açılım saçılım zırvalarının yaşandığı dönemlerde, atatürk'ün adının anılmasının faşizm olarak addedildiği zamanlarda dahi korkmadan, çekinmeden çatır çatır atatürk'ü savunmuş, bugün attığı twitte aynı cümlede iki kez üst üste atatürk diyen ancak seçim olmadığı zamanlarda gazi demekle yetinen zatın ve sempatizanlarının yaptığı gibi o'nu anmaktan hiçbir zaman çekinmemiş ve o'nun yolunda olmaya çalışmış biri olarak, geçmişimle gurur duydum.
o'nun, cumhuriyeti emanet ettiği gençlerden olabilmek, emanete layık olabilmek ümidiyle; sönmez bir kor halini alarak tarihteki mutlak yerini alan türk devrim ateşinin yandığı tarihin 100. sene-i devriyesinin tüm milletimize kutlu olmasını diliyorum.
kurtuluş savaşı da atatürk olmadan pek bir şeye benzemeyeceği için, haliyle atatürk'ün de anıldığı gündür.
bu sebeple atatürk'ün anılmadığı bir 19 mayıs bayramı, biraz saçma bir şey oluyor.
ben zannetmiyorum ki atatürk'ün liderliği olmadan, sadce halk tek başına bu kadar savaş kazanabilsin. bazen bazı işlerin başarıya ulaşması için başında iyi bir lider olması gerekir.
Mustafa Kemal’in “benim doğum günüm, Samsun’a ayak bastığım gündür” dediği gün. Doğum günün kutlu olsun büyük ata ! İyi ki vardın, iyi ki varsın. Saygıyla, şükranla ve büyük bir hayranlıkla selamlıyorum.
devlet erkanının toplu olarak hastalanmadığı, kulaklarının ağrımadığı, öhü öhü diye öksürmedikleri zamanlarda stadyumlarda gençlerin gösterileriyle kutlanırdı bu bayram. sonra kaldırdılar, hangi gerekçeyle hatırlamıyorum. geçen yıl pandemi nedeniyle hiç kutlanmadı, keza bu yıl da sokaklarda belediyenin marşlar çalarak gezen araçları dışında bir kutlama yok.
1979-80 ders yılı. okul açıldıktan bir kaç ay sonraydı. beden eğitimi dersinde hoca geldi, kızlar erkekler ayrılsın hele bir dedi. hayırdır olduk. o zamana kadar beden dersini hep birlikte yapmışız. kasadan atlamışız, top sürmüşüz, taklalar atmışız. neyse, ayrıldık iki tarafa. erkekler okulun diğer beden eğitimi hocasıyla çalışmak üzere bahçeye gönderildi. kızlar kapalı salonda kaldık. beden eğitimi öğretmenimiz konuyu açıkladı. inönü stadında yapılacak kutlamalara katılacağız. o zamanlar istanbulda çok sayıda lise var. her okul her yıl katılmıyor. bir kaç yılda bir sıra geliyor. bu yıl sıra bizde. elimizde beden eğitimi öğretmenine gönderilmiş bir koreografi var. iki adım o yana, iki adım bu yana, kollar havaya falan, toplamda 10-15 dakikalık bir olay. başladık hep birlikte. bütün ders yılı boyunca beden eğitimi dersleri prova yapmakla geçti. sağını solunu şaşıranlar, senkronu kaçıranlar elendi. sonunda lise bir, lise iki ve lise son grubundan bir otobüs dolusu kız kaldık.
nisanın son haftası gibiydi, büyük prova var dendi. doluştuk otobüse inönü stadının yolunu tuttuk, o yıl katılacak diğer okullardan gelen kız öğrencilerin de katılımıyla toplu olarak prova yapıyoruz. stad provasında müzik de var. bütün yıl yaptığımız o hareketler müzikle birleşince biraz anlam kazanmış oluyor. bir de bütün yıl boş boş salladığımız kollarımızın ucunda renkli kurdeleler olacakmış. o da güzel. bayram gününe kadar iki üç prova daha yapıldı. artık hazırdık.
bayrama bir hafta kala tören kıyafetleri geldi. o zaman kıyamet koptu. belinden aşağı dizin az yukarısına kadar inen bir eteği olan civciv sarısı penye tulumlar. stadın yeşil çimleri üstünde ıspanaklı yumurta gibi olucaz. kimse memnun değil. üstelik bir kısmı hatalı dikilmiş, kiminin kolları dar, kiminin eteği yamuk. iş annelere düştü, hepsinde bir dikiş telaşı. o kıyafetler olabildiğince tadil edildi, üstümüze uyduruldu. ama hala sarı. o konuda elden gelen bir şey yok.
bayram günü geldi, heyecan dorukta. neyse kazasız belasız, bir aksaklık olmadan gösterimizi yaptık eve döndük. akşam haberleri bekliyoruz heyecanla. nitekim istanbul törenlerinden bir kesit gösterildi haberlerde. ülkede renkli tv yayını olmadığı için kıyafetlerimizin civciv sarısı olduğunu kimse görmedi. birkaç dakikalığına her birimiz uzay boşluğundaki küçük yıldızlardan biri gibi ışıltının bir parçası olarak parladık ekranda. kendimizle iftihar ettik. güzel bir bütünün parçası olmuştuk.
şimdi düşünüyorum da o sarı renge duyduğumuz hoşnutsuzluk uzun süre devam etmiş. hala giyim kuşam alışverişlerinde sarı renge uzak durduğumu farkettim. yanına bile gitmiyorum.
biz zamanında çok güzel kutladık. her ahval ve şeraitte 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramı kutlu olsun.
Hatırlıyorum liseye geçtiğim yıl bizim okul da gösteri yapacaktı stadyumda. Bunun için bütün 9. Sınıflar aylarca güneş altında prova adı altında bekletiliyordu. O zamana kadar okuldan kaçtığımız için ceza yiyen biz, bu sefer okula kaçtığımız için ceza yiyorduk. O iki ayda hepimizde amele yanıkları oldu resmen, o zamandan beri de çıkmadı o kollarımdan*.
Şimdi yapılmıyor sanırım, yeni nesil adına çok mutluyum. Bu konuda insanlar "ben yaptım, sen de yapmalısın" mantığını destekliyor ama askerlik gibi bu da işte. Yapması da, birilerini buna zorlaması da çok mantıksız. Eminim ki, bundan zevk almış olan insanlar da vardır, zevk alacak olan çocuklar da vardır yeniler arasında. Onların arasından gönüllü usulü yapılsa mesela muhteşem olur. Zira istemeyen bir insanı, saatlerce o güneş altında beklettiğinizde, kazanmak bir yana direkt kaybediyorsunuz.
Onun dışında, tüm diğer milli ve dini bayramlar gibi modası geçmiştir. Twitter'da bi tweet atılır, Instagram'da Atatürk temalı hikaye konur. Bu 19 Mayıs da böyle atlatılmış olur.
94.sü kutlanan milli bayram. samsun merkezli; 1926 yılında başlayan yöresel etkinlikler, farklı isimler adı altında devam etmiş, 1981 yılından günümüze de şimdiki ismiyle kullanılagelmiştir.
"1881'de Selanik'te dünyaya gelen Makedonyalı çocuğun, kısa hayatında bir büyük askerî deha, emperyalist dünyaya meydan okuyan milliyetçi bir lider, 600 yıllık bir saltanatı tarihe gömen bir ihtilalci ve yeni bir devletin kurucusu olacağını o zaman kimse kestiremezdi."
Atatürk ve demokratik Türkiye/ Halil İnalcık
Şahsi yorum, dünyaya arkasından ölüme gidilebilecek bir avuç insan gelmiştir, işte arkasından gözünü kırpmadan ölüme gidebileceğin o bir avuç insandan biri.
Mahmut esad bozkurt'un kaleminden, Kurduğu Cumhuriyetin felsefesinin küçük bir bölümü,
"İcabında Türk’ün en küçük şerefi, namusu, Türk ilinin bir çakıl taşı için milyonla Türk feda olalım.
Fakat Yemen çölleri için, amansız idealist hilâfet kurumu için değil, bütün bir dünya için dahi tek bir Türk gencinin burnunun kanamasına millî rıza yoktur. Ve olmayacaktır.
Bütün bir dünya, tek bir Türk delikanlısının burnunun kanamasına değmez."