1. 2013 senesinde çıkmış ve hemen hemen aynı dönemin diğer yapımları ve ile birlikte kafayı aynı derde takmış diğer etkileyici filmi. Bu üç filmi de belli bir konsept olarak kabul edip değerlendirmek gerekirse, her iki filminde arasında olduğunu, ve izlenecekse sıralamada ikinci film olarak seçilmesinin daha anlamlı olacağını düşünüyorum.

    Her iki filme nazaran daha düşük bütçeli ve özellikle Automata 'ya göre daha bir "b filmi" havasında olduğunu da eklemek lazım. Buna rağmen, özellikle aksiyon sahnelerinde hissedilen bu ucuzluk filmin genelinde hiç bir rahatsızlık yaratmamakta.

    Tekinsiz atmosferi ve bunu destekleyici tema müziği ile birlikte aksiyon sahneleri gelene kadar doğru görünen oyuncu seçimleriyle birlikte karanlık bir film çıkmış ortaya. Aynı zamanda mekan seçimi ve mekana bağlı karanlık ortamlarda bir noktada b film havası veren bu tatminkar atmosfere katkı yapmış.

    Kabaca hikayeye değinmek gerekirse; Vincent, kafayı sibernetik organizmalara takmıştır. Askeri bir tesiste, hayatını kaybetmiş ya da yaralanmış askerler üzerinde tanrıcılık oynarken, çıkan sonuçlarla hasta kızının da hayatını kurtarabilmeyi amaçlamakta, hatta tüm motivasyonunu bunun üzerine inşaa etmektedir. Ava ise, üstün zekası sayesinde bu programın bir parçası ve Vincent 'a yardımcı olmaya hak kazanmıştır. Ancak sonu Ava 'nın makineye dönüşeceği bir duruma evrilen istenmeyen olaylar yaşanır.

    Hikaye, insan eliyle yaratılmış androidlerin bilinç kazanmasının önüne geçilmeye çalışılması ile ilgili temelde. Özellikle serisiyle yakın dönem popüler kültürde yerini almaya başlayan bir konu yani. Yukarıda değindiğim ve 'dan çok da farklı değil yani. Belki biraz da, kazanılan bu bilincin, insan doğasından ne farkı olduğu sorusu üzerine kafa yorulmaya çalışılmış diyebiliriz.
    --------------
    -Spontane birleştirilmiş bilgi. Bilinç.-Beyninin bölümlerini kapatmamamıza gerek olmasının tam da nedeni bu.
    -Bekle, neden bahsediyorsun?
    -Bilinçli makineler ihtiyacımız olan son şey. Bunun ne kadar tehlikeli olabileceğine dair fikrin var mı? Bu prototipi ancak anlıyoruz. Yeni nesil tasarlandığında ve o nesil makinede başka bir tanesini tasarladığında ne olacak? O kadar gelişecekler ki, onlara karşı çaresiz olacağız. Aylar içinde yok edilebiliriz. Teknolojik bakımdan gelişmiş sınıf hep kazanır.
    Vincent ile patronu arasında geçen bu konuşma sonrasında, vincent 'ın makine ile konuşması da, tüm olayı özetliyor işte:
    -Senden korkuyorlar. Çok insansı, çok zeki olduğunu düşünüyorlar. Seni daha çok makineye benzetmemi istiyorlar.
    Bunların toplamı aslında teknoloji karşısında yaşamamız gereken korkuyu bize göstermekle beraber, yabancı olana karşı duyduğumuz öfkenin de bir yansıması gibime geliyor film adına.
    Vincent: Gerçekten nesin sen? Yaşamın usta bir taklidi değil de, canlı olduğunu nereden biliyorsun?Machine: Thompson ?un ya da kızının canlı olduğunu nereden biliyorsun? Benim yaşamı ustaca taklidimi diğerlerinden ayıran ne?
    Vincent: Onlar insan. Onlar canlı.
    Machine: Ama nasıl bilebilirsin? Onların düşüncelerini göremezsin. Bedenlerinden başka onları benden farklı kılan ne?
    ---------------
    Filmin, kusurlu diyebileceğimiz yegane noktalarından birisi sanırım Vincent 'ın kızı ile ilişkisi. Vincent tüm hayatını amacını ona adamışken, o ilişkinin bize yansıyan tarafında hep bir soğukluk, mesafe mevcut. Bu baba - kız ilişkisinde (ki Vincent 'ın tanrıcılık oynamasının arkasındaki tüm motivasyonun bu olduğu hesaba katılırsa) daha fazla derinlik olabilirmiş dramatik havayı güçlendirmek için.

    Vincent 'ı oynayan 'ın dingin tarzı, verdiği ani tepki ve yükselmelerde inandırıcılığını arttırıyor ve filmden kopmamanızı sağlıyor. b film uyarımı tekrar hatırlatayım ve oyunculuk performanslarının genede çok iyi olmadığını belirteyim.

    Vincent ?'ın şirketin zoruyla makine ?den zorla ?bilincini? çıkardığında fena şekilde çağrışımı oldu bende, ki o da bunu ?bilinç ya da ruh? diyerek destekliyor sanki.

    Kısa olmakla birlikte akıp giden bir film. Özellikle sonlarda izlediğimiz aksiyon sahnelerindeki başarısızlık ( belkide dövüş kareografileri ) her ne kadar filmin sükunetine gem vursa da, bilim kurgu sevenler için izlenebilir bir film bence.

    Vincent: seni ne mutlu eder?
    Machine: gözlerimi açmak.
    Vincent: seni ne mutsuz eder?
    Machine: gözlerimi açmadan önceki karanlık...

    filmin afişi
    #1765 fly | 8 yıl önce
    0film 
  2. son yılların başarılı bilim kurgu filmlerinden biri olan, yönetmeni 'in 4 yıl sonra bir devam filmi olarak kurguladığı 2. filmini de çekmeye çalıştığı (devam filminin projesi iptal oldu diye biliyorum), b film kategorisinde değerlendirilmesinin hata olduğunu düşündüğüm, ve (ve hatta (bkz: )) karışımı, başarılı film. 5 yıl önceki film yapım tekniklerinin şu ana göre çok da farklı olmadığı ve bütün o cafcaflı, göz alıcı yeni nesil bilim kurgu filmlerinin temel dayanağının hayvani bütçeleri olduğunu düşününce, pek bilinmemesine rağmen, kendi türünün kalburüstü filmlerinden biri olduğunu anlıyorsunuz the machine'in.

    kurgulanan geleceğin ne zaman olduğu belirsiz. bunu akılda tutmak gerek. ardından, filmin ucundan kıyısından da olsa, kıyamet sonrası bir dönemde geçtiğini de akılda tutmak gerek (ingiltere ile çin hem psikolojik hem de saha savaşı veriyorlar). son olarak da, filmdeki ortam oldukça karamsar. bu karamsarlık hem geleceğe yönelik hiçbir umudun olmaması hem insanlığın artık son demlerini yaşadığı fikrinin ayyuka çıkması hem de robotik askeri sistemlerin tüm savaşların kazananını belirlediği öngörüsünün filmin temelinde oturması sebebiyle izleyiciye damardan veriliyor. eh, bu küçük ayrıntıları fark etmek bir yana, oyunculukların yer yer aksaması sebebiyle -katılmasam da- filmi b film seviyesine düşürmek de mümkün.

    kolay takip edilebilir bir film değil. özellikle ilk 25 dakikasında, kurgunun içinde geçtiği dünya'nın temel dinamiklerini (savaşların nasıl gerçekleştiği, dünya'daki insanların hangi koşullarda yaşadıkları, teknolojik yeniliklerin sosyal hayata hangi ölçüde entegre edilebildiği gibi) kavramak zor. zaten film de, bir süreden sonra, tamamen askeri bir yapının içinde geçmeye başlayınca, vari bir dünya tezahürünü unutturuyor size. galiba, yönetmen (ve filmin tek senaristi) caradog james'in senaryonun genelden özele inmeye başladığı başlangıç sekanslarından vazgeçip özeli derinleştirip inşa etmekle devam ettirdiği anlatı metninin aksaklıkları da, bu genelden özele inişin bir hayli keskin olmasıyla alakalı. yani; çin-ingiltere savaşı ile ilgili televizyon haberleri, tartışma programları duyarken/izlerken, bir anda bu savaşta kullanılacak askerlerin hangi koşullarda eğitileceklerine geçilmesi, ingiltere savunma bakanlığı'na bağlı bir askeri laboratuvarın içindeki yüzeysel bilgilerden bir anda yapay zekanın dibine kadar anlatılması, benim gibi, bilim kurgu filmleri izlemeyi seven ama bilim kurgusal konularla ilgili eğitici şeyler okuyup izlemekten sıkılanlar için kolay çözümlenebilecek ayrıntılar değil. kıvamına kadar gelen beynimi zorlayarak belli yerleri anlamaya çalıştım (ki filmin temel amacı da bu denli derin bilim kurgu bilgilerini vermek değil, aksiyonlu bir senaryo anlatmak).

    oyunculukların b film seviyesinde olduğunu düşünmüyorum. ingiliz aktör 'ın 'la benzerlikleri çok sayıda olan mimiklerini kullanımı müthiş. zaten tepkilerini oynayarak değil, göstererek daha iyi ortaya koyabilen bir aktör olarak, 2006'daki nefis 'de canlandırdığı "rochester" karakteriyle hafızama kazımıştım kendisini. filmin gerçek başrolündeki 'un ise, gerçekte bir dansçı olması, ve gibi şöhretli isimlerle turnelere çıkmış olması oyunculuğundaki rahatlığı açıklayan en önemli ayrıntı olabilir. dublorsüz oynamış tüm filmde. flmin sürükleyici kalabilmesindeki temel etken olan 'ı ise, serisindeki (4-5-6'daki) asilerin savaş pilotlarından biri olarak hatırlarsınız belki. adamın oyunculuğu halâ nefis.

    bende ve universal soldier'ı tekrar izleme isteği uyandıran bir film oldu. gişesi berbat bir seviyede olduğu için pek bilinmeyen bir film olarak kalmış olsa da, -benim adıma- beyin yakan bilim kurgusal bilgileriyle ve tabii ki lotz'un mimiksiz oyunculuğuyla başarılı bulduğum bir film oldu (lotz'u izlerken, aklınıza sık sık, göynümüzün 'i gelebilir). bütçesi düşük diye es geçmeyin, güzel fikirler ve bilgiler edinebilirsiniz the machine'den. kurgunun duygusal yönünün ağır bastığı yerlerde ise sıkılacağınız üzerine bahse girebilirim. gene de, bilim kurguyla aranız iyiyse, bir şans verin bence.
    #117208 lake of the hell | 6 yıl önce
    3film