Ecnebi dili ve edebiyatında 'If it ain't broke, don't fix it' olarak geçer. Evrensel bir kuraldır.
Bu ifade yazılı olarak Bert Lance tarafından 1977 yılında nations business isimli dergideki köşe yazısında Carter hükümetini eleştirmek için kullanılmış. Sonrasında da anti aktivistlerin en hoşuna giden sözlerden biri olmuş ve ünlü olmuş.
tamir edilen cihazdan tamirat sonrası istemsiz olarak parça arttırıldığında özellikle uyulması gereken kuraldır. hem zaten ilk başta cihazı yapanlar fazladan koymuş onları.
hayatta uyamadığım bir kuraldır. milyon kere haklılığını ispatladığım bir sözdür de aynı zamanda.
üstelik bu öğüde konu olan şeyin ne olduğu hiç önemli değil.
bilgisayar, telefon, radyo, televizyon, araba, musluk, elektrikli ve elektriksiz her türlü alet, edevat, makine, teçhizat ve hatta bazen de insan...
canımı sıkan bir şey varsa mutlaka onu incelerim. dürterim, açar bakarım, kurcalarım, söker-takarım, hatanın kaynağını ararım. yüzde 90 bulurum da. ama o sorunu çözebildiğim vakalar %40 ise çözemeyip eski haline getirdiklerim %20 (fakat burada her zaman artan vida, parça vs olmaktadır. aksi düşünülemez), hep bozduklarım ise %30.
%30 ihtimalle içine sıçacağım bir şeyi niye dürterim, işte o konuda kendime ben de kırgınım.
boşuna "maraz" değil adımız, boşuna "az adam" değil lakabımız. bu azlık da bu başlıkta yer bulsun: az tamirci.