1. Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek.
    #134663 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  2. Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek.

    Örnek kullanım: Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu. (R. E. Ünaydın)
    #134664 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. .

    Örnek kullanım: Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar. (Y. K. Beyatlı)
    #134665 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. Bir araya gelmek, birleşmek.

    Örnek kullanım: Ceketin önü kavuşmuyor.
    #134666 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Güneş batmak.
    #134667 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Varmak, ulaşmak.
    #134668 tdk | 6 yıl önce
    0eylem