1987 den beri taşımış olduğum gözlüklerimden ve eşimin 'çizdir şunları' baskısından bunaldıktan sonra uygulamaya karar verdiğim tedavi yöntemidir.
bu entry tıbbi bilgi içermez gençler, sadece tedavi ile ilgili deneyimleri içerir, merak eden devam etsin.
hastaneye gittiğinizde ölçüp biçip kornea kalınlığına göre bir çözüm öneriyorlar, prk, lasik , lasek bir şeyler anlatıyorlar. anlattılar ikna oldum, zaten yıllardır gına gelmiş gözlük kullanmaktan. halının üzerinde uyuyakalamazsın, gözlüğünü çıkarmak istersin uykun kaçar. soğuk kış günü binadan içeri girersin gözlüklerin buğulanır falan. kısa bir hesap yapıyorsun hayattan da bezmişsin en fazla 10 sene götürse razısın, 5 sene yaşayacağının bile garantisi yok bari keyifli yaşa diyerek karar verdim.
operasyon 10 dakika. operasyon sırasında hiç bir acı yok. sadece kısa bir süre ufak bir rahatsız edici basınç var, arada sırada görüntü çok netleşiyor bulanıklaşıyor falan. üzerine de bir koruyucu lens takıp eve gönderiyorlar. ilk gece biraz zor gençler. yanıyor gözler. ışığa karşı acayip hassasiyet oluyor, biri gelip odanın ışığını açınca gollum gibi kaçıyorsunuz yorganın altına. mümkünse kışın en kasvetli günlerinde yaptırın, vampire dönüyorsunuz ilk gece. yarım saatte bir damla damlatılıyor, o damlalar var ya damla değil yangın söndürücü sanki. ilk gece size bakacak biri lazım. gözünüzü açacak haliniz olmuyor. yeminizi suyunuzu verecek, damlalarınızı damlatacak biri şart.
sabaha durumunuz düzeliyor, kontrole gidiyorsunuz ve gözündeki koruyucu lens kaldırıldığında dünyayı full hd görmeye başlıyorsunuz. hatta öyle böyle değil, miyopsanız başlangıçta sizi hafif hipermetrop yapıyorlar; zaman içinde yara iyileşir gibi iyileştikçe normale dönüyor gözler. ilk günler çok güzel, damlaları damlattıkça gözler ufka zoom yapıyor resmen. ama yakını görmekte zorlanıyor insan, 60 lık dedeler gibi uzağa götürüp okuyorsunuz ilk haftalarda.
1 yıl önce yaptırdım, şimdiye kadar bir sıkıntısını görmedim, operasyondan sonraki ilk hafta dahil hiç bir şekilde gözlerimde kızarıklık olmadı. (tıp çok gelişti çook) bir hafta rapor aldım, yoksa riskli. öyle 'operasyon yaparım ertesi günü işe gidersin falan' hikaye. rapor alamazsanız izin alın, işin içinde göz sağlığı var. hele gün boyu bilgisayar ile çalışıyorsanız alın bir hafta rapor izin kafanız da gözünüz de rahat etsin.
hikayeye devam edelim. çakal hatunum baktı ben memnun kaldım ya; aynı yerde aynı operasyonu yaptırmak istedi. meğer önceden planını yapıp beni kobay olarak kullanmış ama allahın sopası yok ya, benim operasyonu yapan doktor başka hastaneye transfer olmuş; düşündük marifet doktordan çok mühendiste. benim operasyon olduğum alet son modelmiş, doktor operasyonu yaparken ne yapmakta olduğunu izleyebiliyormuş ama önceki modellerde lazer atımı sırasında gözün üzeri kapandığı için doktor hata yapıp yapmadığını ancak işlem tamamlandıktan sonra görebiliyormuş vs. eski aletler gözü kapatıyorsa doktor ne yapsın değil mi? alet benim gözlerde işe yaradıysa hatunun gözlerde de işe yarar diye düşündük.
yaradı yaramasına da, hatuna bakan doktor bir tuhaf. sokakta görsem gitarcı sanırım, az biraz da psiko, agresif bir arkadaş. meğer benim eski doktorum melekmiş, beni yapacağı her işlemde adım adım, sakin bir ses tonu ile bilgilendirmişti. hatunun doktoru ketum, soru soruyorsun azarlıyor falan. operasyon başarılı da geçti ama bir gün geçti iyileşmedi, ikinci gün iyileşmedi, üçüncü gün iyileşmedi. her gün kontrole gidiyoruz hatun inim inim inliyor. meğer doktorun asistanı yanlışlıkla başka operasyon için kullanılan reçeteyi vermiş. doktor hatunu azarlayıp 'ben sana o ilacı yazmadım, reçeteyi dikkatli oku' diye fırça atmasa yanlışlığı hiç anlamayacağız.
neyse ki sonradan hatunun gözleri düzeldi, iki ay kadar oldu şimdi o da şahin gibi dolanıyor etrafta.
gelelim kıssadan hisselere: - operasyon geçirip tekrar gözlük kullanmaya başlayan tanıdıklar var, neredeyse 10 yıldır cin gibi gözlüksüz görenler de var. bünye meselesi mi, doktor mu, alet mi, şans mı bilemedim. bünye ve kornea kalınlığı sanki. ama alet iyi olacak. bu devirde her şey bilgisayarlı, doktorun hata yapmasına izin vermeyen en son teknoloji olacak ama çok da yeni olmayacak. çok yeni olanın da ne yapacağı belli değil. - doktorun her şeyi detaylı açıklayanı iyidir. az konuşuyorsa, agresifse boşverin gitsin. eli meli de titrer belki, agresif adamdan hayır gelmez. - allahın sopası yok. çakallık yapmayın. öyle önce arkadaşım dostum eşim yaptırsın diye gaz verip itelemeyin. cesaretinizi topladıysanız gidin kendi bacağınızdan asılın.
düzenleme: hatunun gözleri şahin gibi değilmiş meğer. biri 0.25 olmuş, diğeri 1.0. bünye kaynaklı desek ikisi birbirine yakın olur. herhalde atarlı doktor makineye ayarı bir tık yanlış girmiş. kornea kalınlığı da yeterli olmadığı için bir daha düzeltme şansı yok.
kıssadan hisseye bir madde daha eklendi böylece: - olay sadece makine ve teknoloji değil, doktorunuzu da iyi seçin. güven vermiyorsa sallayın gitsin.
Basit uygulamalar ile tedavi edilen rahatsızlıklar daha agresif yöntemlerle düzeltilmemeli yaklaşımı yani önce hastaya zarar verme ilkesi gereği göz hekimleri tarafından pek önerilmemektedir. Bu konuda farklı yaklaşımlar vardır. Gözlük kullanmamakta ısrar eden ve lens hijyenine önem vermeyen hastalarda düşünülmesi uygundur.
goz doktorlarinin en son onerdigi yontem. ama hasta bu konuda cok istekliyse uygulamayi yapar. goz numalarinin tekrar yukselmesi gibi bir sikintisi da var. ama bu belli bir sure istiyor. yine en iyisi gozluk kullanimi. sonucta lens gibi goz kurulugu olusturmaz, lazer ameliyati gibi tekrar yukseltmez.
1985'ten beri gözlük, lens kullandıktan sonra 2006'da yaptırdığım ameliyat. kendi göz doktorum dahil, herkes çok korkuttu beni. gerçi boşa değil, gözden bahsediyoruz sonuçta. bir terslik olsa geri dönüşü yok, sıkıntı büyük.
neyse, kuruluktan artık lens takamayaya başlayıp, gözlükten de fenalık geldikten sonra tüm cesaretimi toplayıp, kapı kapı gezip bilgi aldıktan sonra bir doktorda karar kıldım ve yattım masaya. ameliyatı yaptıkları odanın, bekleme odasına açılan bir penceresi vardı. oradan karşı duvardaki tv görünüyordu. çok iyi hatırlıyorum ntv açıktı normalde gözlüksüz orayı görmem, altyazıları seçmem falan mümkün değildi. cırt cırt yaptılar yapacaklarını, kalkabilirsiniz dediler. kalktım, pencereden baktım, anaaa televizyonu net görüyorum. "aman tanrım, görüyorum!" * diye haykırdım şaşkınlıkla. bir kahkaha koptu odada. ertesi gün kontrole gitmek için sokağa çıktığımda, görüntü kalitesi 240p'den 1080'e yükselmişti sanki. dünyayı ilk defa bu kadar net görüyordum. inanılmaz bir histi.
sonra yıllarca kafamı duvarlara vurdum, niye bu kadar bekledim diye. ama maalesef 2016 yılında, yakının hortlamasıyla * uzak da hafiften geri geldi. 10 yıl tadını çıkarabildim sadece ama yine de güzeldi.
bunu amerika'da onaylayan kurulda yer alan eski fda üyesi bi' abimiz geçtiğimiz yıl ''asla onaylanmamalıydı. yasaklanmalı.'' dedi. bi' başkası çıkıp ''senin gözetiminde onaylandı. insanları yanlış bilgilendiriyorsun, kanıtın yok..vs'' diyor. Yani işin bu profesyonel kısmına bakacak olursak neye inanacağımızı bilemeyiz. belki abimiz haklı. belki de haksız ama çıkar uğruna böyle şeyler diyor falan filan.
etrafımda çok fazla tıpçı&doktor, bu ameliyatı olan&olmak isteyen insan var. o yüzden aç çok hakimim diyebilirim. her şeyde olduğu gibi bunda da risk var elbette. insanların burun estetiği yaptırmaya gidip enfeksiyondan öldüğü bir dünya sonuçta burası. temel riskleri düşünmeye gerek yok, yoksa hiçbir şeyi yapamayız.
bu konuda önemli kısımlar şunlar; yaptıran kişilerde belli komplikasyonlar olabiliyor, bazılarında hiçbir yan etki olmayabiliyor da. bu elbette göz yapınıza bağlı ama biraz da şans. bir de öyle bir para dünyasında yaşıyoruz ki, belki korneanız bu ameliyat için yeterince kalın değil ama doktorunuz olabileceğinizi söyleyip sizi ameliyata alıyor. (diş teli için de bu geçerli. diş filmini çekip takıverirler telleri. emcüklerler paranızı.)
bu operasyon için korneanızın 2 kere ameliyat olabilecek&inceltilebilecek kalınlıkta olması gerekiyor. ve de göz numaranızın artık çok da artmıyor olması gerekiyor. çünkü göz numaranız zaman geçtikçe tekrar geliyor.
doktor değilim ama kavanoz gibi gözlükler takmıyorsanız; benim gibi 2-3 numara gözünüz varsa biraz keyif pezevenkliği olur bu operasyonu yaptırmak.