Canlıların cismi, maddi ya da somut tözü. Genellikle ruha karşıt konumlandırılan ya da ruhtan ayrıştırılan organizma yönlü tarifler yapılır. Biraz tarihine bakalım.
Beden, primitif çağda bizim bugün anladığımız gibi "başka" bir şey olarak algılanmaz canlıya içkin, canlının canlı oluşunun ikinci yarısı olarak bilinirmiş: Ruh ve beden yekpare, varlıklar ruhsuz olamaz, her varlık bir beden ve ruha sahiptir. Animizm deniliyor o, tam da o. Beden bir de işlevsel açıdan değerlendirilmiş, faydasına göre önem verilirmiş.
Antik çağa gelindiğinde beden ve ruh arasında fisyon baş göstermiş. Beden, ruhtan daha aşağıda bir mevkiye yerleşmiş. Bu görüşe göre beden ruhu sınırlandırmakta ve insan ancak aklıyla bedenin hudutlarını geçebilecektir. Yine bu dönemde beden estetik ve sembolik anlamlar taşımaya başlamış. Antik çağ sanatını, heykellerini ve resimlerini aklınıza getirdiniz mi? Bedenler hem çekici hem de güçlü bu dönemde.
Orta çağda, ah o orta çağ skolastik düşünü... Beden günahkar, beden şehvete aç, beden dizginlemeli, beden zevkelerinden mahrum bırakılmalı. Evet, fark edildiği üzere beden dini gerekçelerle şeytanlaştırıp çileye mahkum edilmiş bu dönemde. Bununla birlikte bedenlerin cinsiyetleri ve erki elinde bulunduranlara aidiyetleri de artık söz konusu olmakta. "Sen kadınsın, duygusalsın." "hey senin etin kemiğin kralımıza ait."
Rönesans'ta düşünüyor ve öyleyse var oluyoruz. Düşünen bedenimiz yani aklımız çok üstün ama fiziksel bedenimiz sadece bir makine. Bu bedenin birtakım ihtiyaçları var. Örneğin yer içer ve birikeni atar. Bedenin bu faaliyetleri kontrol edilmeli ki uygarlaşalım. Ardından aydınlanmayı yaşıyorken beden hareket edebilme özelliği ile öne çıkmış. Beden hareketli bir varlıktır, yerinde durmaz, aktif, Dinamiktir, en çok da erkektir.
1800'ler biraz karışık. Çok düşünür ve çok icat var. Kimine göre beden montaj hattındaki bir meta, kimine göre aklın oluş nedeni, kimine göre tamamlanamamış daha, kimine göre ürünlerin taşıyıcısı. Bilemiyorum, karar veremedim, bilenler anlatsın bize.
Yirmimci yüzyılın son çeyreğine kadar kabaca bedenden başka bir gerçeklik olmadığına karar verilmiş. hem biyolojik hem sosyal açıdan tüm ayrıntıları keşfedilmeli düşüncesi hakim artık. Onu güzelleştirmek de elzem. Her yerde güzel kadınlar ve güzel erkekler olmalı.
Beden son döneminde ise paramparça. Her parçası bir kimlik belirtisi. Tam bir proje. mütemadiyen yeniden ve yeniden inşa ediliyor. Ayrıca hiç içe dönük değil aklı hep ötekinin onu nasıl gördüğünde.