kütüphanenin çilesini, kitap atmanın, kıymetini bilmeyeceklere vermenin, hamalları isyan ettiren kolilerle uğraşmanın sıkıntısını taşınanlar bilir. "bu evde öleceğim" dediğim eve yerleşene kadar kütüphane tutmamaya karar vemiştim. şimdi kütüphanem bir kitap kadar yer kaplıyor.
yazar yazmaya devam etsin, yayınevei çevirmeye devam etsin diye sevdiklerimi -ve bulabildiklerimi- yasal alıyorum
hala ısıtıp ısıtıp koku da koku diyenler eski kağıt kokulu oda spreyi işine girseler fena olmaz sanki.
Türkiye'de, 2016 yılının sonu itibariyle, hâlâ fahiş fiyatlandırılan ürün. gelişmiş ülkelerdeki oturmuş telif hakkı anlayışı ülkemizde var olmadığından, ingilizcesine ücretsiz ulaşabileceğiniz kitaplar da lüzumsuz pahalılıktan muzdarip.
turkiyede resmen osmanlidaki matbaa olayina donen muthis teknolojik sey. yayinevleri isimi kaybetmeyeyim derdinde yenilige ve ilerlemeye karsi koyan hattatlar, edebiyat parcalayan romantikler de zamanin geleneksel takilan yobazlari. millet bunun agini falan kurali yillar oldu bizim ulkeye daha yeni distributorlu girdi.
2011 yılında amazon, e-kitap satışlarının basılı kitap satışlarını geçtiğini açıkladı : amp.theguardian.com/...
Bu manzaradan memnun olmayan yayınevleri alttan alta e-kitap karşıtı pazarlama stratejileri izleyip 2014'den beri satışların düştüğünü söylese de, verilerinin dikkatli incelenmesi bunu da yalanladı.
fortune.com/...
Yani bakmayın kafasındaki kitap ideası eskiyor diye "basılının yerini alamaz" diyenlere. Kimsenin gönlüne karışamayız, ota da konar boka da. Ama hissiyat bir yana, çatır çatır alıyor.
Basılı kitap, basılı pul gibi ancak koleksiyoncusunun tuttuğu bir ürün haline gelecek sonunda. Benim de var bir iki raf koleksiyonluk, torunlara antikalık bırakırım.
teknolojiyi dibine kadar kullanan, yeniliklere karşı son derece açık olmaya çalışan ben bi türlü ısınamadım şu işe.
ben eski usül kitap okumanın keyfini istiyorum arkadaş. kitabı alacaksın eline, sayfalarını biiiir bir çevire çevire okuyacaksın. arada bir arka sayfaya bakacaksın, kaç sayfaydı bu kitap diye. okuduğun bölümün bitmesine kaç sayfa kalmış diye kontrol edeceksin. kaldığın sayfayı ezberlemeye çalışacaksın, olmadı arasına bi ayraç sıkıştıracaksın. (kitabın safasını kıvırayım deme sakın, en nefret ettiğim şey.) sonra yatağının baş ucuna koyup uykuya geçeceksin, veyahut çantana atacaksın, yanında taşıayacaksın, sen nereye kitap oraya.
aslında e-kitap okumanın avantajları da yok değil. misal ayn rand'ın atlas silkindi'sini sırf yanımda taşıyamadığım için okuyamadım yıllardır. kitaplıkta bana bakıp duruyor öööyyle. çünküm o kadar kalın bi kitabı anca tatilde okumaya cesaret edebilirim, tatile de yanımda tuğlayla gitmek istemiyorum. the fountainhead'i cep kitap olarak almışız da onu okudum neyseki. algı önemli arkadaş, ne demiş atalarımız; perception is reality. cep kitap hali bile ufak çaplı bi tuğla ama gözünü korkutmuyo insanın. sonra o çok sevdiğim zaman çarkı serisinin son kitapları.. kaldı, başlayamadım bi türlü..
diğer bir avantajı da gece yatarken okumayı seviyorsanız ayrı bir ışık kaynağına ihtiyacınız olmaması. tablet veya telefonun ışığıyla okuduğunuz için ergonomik oluyor. ben illa bir ufarak lamba alırdım gece kitap okumak için. yok kulağa bluetooth anteni misali takılan bişey, yok kitabın arasına koyulan bişey, yok gözlük gibi takılan bişey, yok kitaba kıstırılabilen bişey... bi dolu okuma ışığı eskittim.
bak şimdi kendi kendimi ikna ettim iyi mi, ben bikaç e-kitap edinip okumaya başlıyım en iyisi
arşivimi paylaşabilirim. takdir edersiniz ki hepsini yüklemek istediğimde hayli yüksek bir boyuta tekabül ediyor. içlerinden istediklerinizi söylediğiniz durumda ben yüklemeyi gerçekleştirip size sunabilirim.
yükselen döviz kurları sebebiyle japonca kitap almam imkansız hale gelince benim de şu aralar kullanmak zorunda kaldığım bir kitap türü.
şimdi gerçekten güzel bir icat bu sebeple. binlerce km ötedeki ontario'daki bir kütüphaneden kitap alabiliyorum bu sayede.
şu aralar özellikle vintage dergilere takmış durumdayım ama işte o kadar güzeller ki insan keşke elimde basılı halleri de olsa diyor. bir kaç tanesinin kapağını poster olarak bastırmayı düşünüyorum mesela. şimdiki gibi grafikerlerin elinin altında bilgisayar vs olmadığından dolayı her şeyin el emeği olduğu çok belli. kapağı bile elleriyle çizmişler adamlar.
60-70 yıl önce insanların okuyup çöpe attığı şeyi ben sanat eseri olarak görüyorum şu an, o da ilginç.
Güzel bir girişimcilik örneği olduğunun gerçekliği tartışılmaz.. Yalnız; kitabı elinde tutmanın, deyim yerindeyse içine gömülmenin verdiği fiziksel ve ruhsal hazzı veremeyeceğini -veremediğini- düşünüyorum. Ancak yine de büyük bir nimet.
okumayı seviyorum, her okuduğumu alsam aylık 1000 tl yetmez, amazon kindle aldım, konforlu, bedava bir sürü kitabı hafif şekilde taşıyorum yanımda. Facede güzel paylaşım yerleri var, tek tük hanzo haric düzey İsveç üstelik gruplarda.Çok anlayışlılar, bazen ergen arkadaşlar ''hayatımı değiştirecek sihiirli kitap var mı?'' gibi sorular soruyolar, ıslak dalla döveceklerine güzel güzel anlatıyolar. Sihirli kitap ne ya. :)
kitabın ayı bir havası vardır. kağıt kokması gerekir, hediye edebilmen, rafına koyabilmen gerekir. kısaca adabı vardır kitabın, e-kitap belki başka arkadaşlar için kullanışlı olabilir ama bende tutmadı.
Kitap okumanın çok daha kolay ve hızlı hale gelmesine vesile olan gelişme. Cebinizde onlarca kitapla dolaşmak gerçekten teknolojinin ve insanlığın geldiği noktayı gösteriyor.
Basılı kitap asla yok olmayacaktır çünkü kitabın kokusunun ve dokusunun bir hazzı olduğu gerçek fakat e-kitaplar da aşırı pratik. Üstelik kitabın kırışması ya da yapısının bozulması dersi yok.
cebimde kocaman bir kütüphaneyi taşıyabiliyorum ama gerçek kitabın tadı gerçekten yok. telefon bağımlısı olanlar için de çok iyi bir şey ellerinde telefon var ama kitap okuyorlar. (benim bir ara telefon bağımlılığım vardı da ehe ehe)
alışmak istemediğim bir elektronik deneyim. kitapların sayfasını karıştırmak, kokusunu içine çekmek gibisi var mı? artık e-kitap olayına özel tabletler, elektronik mürekkep teknolojisi vs derken kütüphanelerin raflarında kitaplar yerine harddiskler veya flashlar göreceğiz gibi ilerliyor.
Yerleşik hayata geçmemiş ve sürekli oradan oraya taşınan kitap sever bireyler için ideal kitap okuma ortamı. Ayrıca kitaplarda işaretlediğiniz yerleri istediğiniz anda geri dönüp okumak, notlarınıza göz gezdirmek, yeri geldiğinde yabancı dilde bir kitabı okurken kelimeyi işaretleyerek sözlükten anlamına bakmak gibi kolaylaştırıcı ögeler de barındırır.
dev arşivim olmasına rağmen bir türlü alışamadığım hala kitap okumanın keyfini eline alıp sayfaları çevirebildiğin olduğuna inandığım dolayısıyla da alışacağımı da hiç zannetmediğim tablet kindle vs sayesinde elektronik ortamda okunabilen kitap türüdür.
önemli olan kitaptan edineceğimiz bilgiler olduğu için, hakkında çok tartışma yapılmasının gereksiz olduğunu düşündüğüm kitap biçimi. aynısı sesli kitap için de geçerli.
mesela sesli kitap olayına da çok sıcak bakmıyordum ama şu aralar en büyük zevkim kanji pratiği yaparken bir yandan sesli kitap dinlemek. iki işe de odaklanabiliyorum sayesinde. alacağımı da alıyorum.
okurken kitabın sayfalarına dokunma hissini ne kadar sevsem de tavsiye üzerine denedim ve büyük kolaylık olduğuna karar verdim. ama hala basılı kitap fikrinden uzaklaşmış değilim ikisi bir arada gidiyor.