bir yunan yarı tanrıçası. dilimizde kirke diye yazıldığı da olur, hatta bir yerde sirse diye yazıldığına bile denk geldim, eski yunan dilinde c'nin k ya da s diye okunuşu tartışmalı, ceasar'ı bile kimileri keasar/kayser diye okurken çoğunluk sezar diye okuyor malum.
biz, azra erhat'a uyum sağlayalım, onu takip edelim, kirke diye okuyalım, ancak circe de uluslararası adı olsun. bu isimde madeline miller'ın da epey başarılı, epey güzel bir romanı da vardır, onun da ithaki yayınlarıseda çıngay mellor'a çevirisini teslim etmiş, kendisi de ben, kirke diye çevirmiştir. circe'nin hikayesini, o romanı okuyarak galiba en iyi şekilde öğrenebiliriz, madeline miller, circe'yi bir roman karakteri haline getirmiş, çoğu kadının bağ kurabileceği, içten, yalın bir anlatı ile tanıtmıştır, meraklısına kesinlikle şiddetle önereceğim bir roman.
mitolojide karşımıza büyücü, cadı olarak çıkan ilk karakterlerdendir circe, güneş tanrısı helios'un kızı olarak sürgüne gönderilmiş, öfkesi ve yalnızlığını cadılığını keşfetmek için kullanmış, hislerini işine yarayacak şekilde devşirmiştir, orduları hayvan sürülerine dönüştürebilen, kıskançlığı ile rakibelerini deniz canavarları haline getirebilen güçlü bir cadıdır. sanatçılar kendisinden epey ilham almış, favorim olan beatrice offor tablosu ile elbette ki birçok john william waterhouse tabloları, kendisini duru ve güzel bir şekilde resmetmişlerdir.