1. müzikte mükemmeli arayan, stüdyo kaydına en yakın sesi üretecek sistem için hiç acımadan paraya kıyan insanlardır. , gibi kayıpsız formatlardan aşağı hayatta müzik dinlemezler. bir de bazıları var, gerçekten paraya tam kıyıyor. ses kartları, dijital-analog dönüştürücüleri gibi birçok takım taklavat alıyorlar.

    birkaç kez tam anlamıyla deneme şansım oldu, gerçekten de önceden dinlediklerinizin çöp olduğunun farkına varıyorsunuz. o günden sonra 320 kbps mp3'den aşağı müzik dinlememeye başladım ben de. dedim takım taklavatım yok, en azından dosya olabildiğince kaliteli olsun. hatta bir iki senedir flac arşivlemeye başladım, gerçekten kulaklığınız orta kalitenin üstündeyse fark edebiliyorsunuz durumu. , , , gibi ekolayzır programlarını ayarlıyorum, kulaklığa göre bazen gerçek bir konserdeymişsiniz gibi bir his veriyor. tabii tam olarak bir konser heyecanı, atmosferi oluşturmaz ama ne yapalım bununla yetiniyoruz artık.
    #205587 sirius | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0müzik terimi 
  2. dergisinde 'ın hakkında çok güzel yazılar yazdığı, kaliteli müzik dinleme peşinde olma uğraşı.

    açıkçası ben de biraz kafasında olduğum için "kaliteli müzik, canlı performansta dinlenir" cümlesini savunmuyor değilim. ama türkiye şartlarında bach kantatlarını hangi konserde dinleyeceğiz? ravel'in oda müziklerini kim bize çalacak?

    o sebeple de kayıtlı müzik o kadar kötü bir şey değil.

    ama ilginç olan nokta, evimizde kayıtlı müzik dinlemek için epey bir miktar parayı da harcamamız gerektiği. sonuçta bazı makineler öyle fiyatlardaki insan "orkestra kursam daha mı ucuza gelir acaba?" diye düşünmeden edemiyor.

    kablosundan cd'sine, amplifikatöründen hoparlörüne acayip bir dünya audiophile dünyası.

    bir de eğer yeteneğiniz varsa kendi ekipmanınızı kendiniz de yapabilirsiniz. piyasada böyle kendi zevki için hi-fi malzemeleri yaparken kendi işini kurmuş şahıslar da mevcut. türkiye'de bile var.
    0müzik terimi