1. dünya'nın 17 ekim 1849'dan beri bu kadar kötü bir yer haline gelmesine sebep olan şey için chopin'in ölümü derler. çünkü tanrı, chopin öldüğünden beri her an onu dinliyor ve dünyayı boşluyor diye düşünür eski bilginler, nitekim haksız da sayılmazlar. eğer tanrı olsaydım, chopin'i 39 yıl kadar kendimden uzakta, yani dünyada tutmazdım bile. 39 yıl kadar kısa bir süre, onun bu dünyaya insanlık duygusu aşılamasına yetmişti ama ölümü, tanrının dikkatini dünyadan uzaklaştırmıştı.

    muazzam bir chopin valsidir . hele 2.27-2.35 arasındaki o muazzam geçiş, o muazzam değişkenlik, insanın duygularını esir alır ve sımsıkı sarar, yüreğini burkar. ne yaşadın, nasıl bir acı ile karşılaştın da bu eseri besteledin diye düşünürüm hep ve işin içinden çıkamam. kendi dertlerim yetmiyormuş gibi bir de chopin'in o koca dertlerini sırtıma geçiririm. chopin o dertleri çoktan sırtlamıştı, o dertlerle yaşamıştı, o dertler, onu yapmıştı; üzüntüsü, geceleri, yalnızlığı, kırılganlığı, aşkları, ailesi, vatanı. piyanosu ile o acılara verdiği tepkiyi haykırıyordu. parmakları, gözlerinden akan yaşları silmek yerine, notalar üzerinde gezinip chopin'i bütün dünyaya sunuyordu. hiç yaş akıtmadı ve yaşlarını silmedi ama bütün acılarını notalara döktü chopin ve parmakları, o acıların dökülmesini engellemek şöyle dursun, nehirlerin denize ulaşmak için akması gibi, yol gösterici oldu. , "bir nehir, nasıl olur da denize ulaşamaz" diyerek bu hislerin açıklanamaz oluşundaki çaresizliğe dem vurur ama chopin'in nehirleri, denizlere ulaşmıştı, hatta o denizlerin en büyük besleyicisi olmuştu. yine nietzsche ile bu duygusallık bahsini kapayalım: "ve bir yel gibi eseceğim aralarında bir gün, ruhumun bütün kudretiyle, ruhlarının soluklarını keseceğim: böyle ister benim geleceğim!" işte chopin buydu.

    chopin, 1829 yılında, yani henüz 19 yaşındayken bestelemiştir bu valsi. tüm vals, moderato temposunda bestelenmiştir ve si minör tonundadır. sonrası yeni bir polonya isyanı henüz başlamamıştı ama lehler için özgürlük ve bağımsızlık ateşi hala harlıydı. ve 'ın kendisi bu bölgeden çekilmişti çekilmesine ama etkileri hala sürmekteydi. chopin'in (iki vals) adı ile hazırladığı bu eser, vatanı için verdiği en doğal, en masum, en adaletli tepkisiydi.

    vals bir salon dansıdır. o dönemde yüksek sınıfa aittir. "kraliçeler/krallar gibi hissedin" derler bu dansı edenlere çünkü yalnızca soylular ve üst sınıf bu dansı edebilirdi. polonya için önemli olan nokta ise; kosciuszko'nun önderlik ettiği isyanda ruslara karşı aldığı zaferlerden sonra, kendisini takip eden sıradan halka ve köylüye vals yaptırmasıdır. kosciuszko, valsi saraylardan alıp sıradan insanlara indirmişti. fransiz ihtilali sırasında roberspierre'ın yapmak istediği de tam olarak buydu. birçok kişiyi ölümle dans etmeye gönderdiği giyotininin karşısına kavalye olarak kendisi çıkmadan evvel, sıradan halkın da en az saraydakiler kadar değerli olduğuna parmak basıyordu ve yaptıkları doğru ya da yanlış fark etmeksizin, kendisini "yozlaştırılamaz" yapan işte tam da bu idealiydi. devrim budur, devrim sanattır ve sanat geleceği içinde barındıran bir silahtır. vals, cumhuriyetimiz ve bizim için de önemlidir çünkü anlamı büyüktür. her insan özeldir, her insanın bir hikayesi vardır. her insan, bir diğerinin üstünde veya altında değil, tam dengindedir. kadın ile erkeğin eşit olduğu bir dans türü olması da toplumda olması gereken denkliğin apaçık resmidir.

    chopin'in, vasiyetinde yakılmasını istediği birkaç eserden birisidir. vasiyetine karşı çıkmak ona ihanet olsa da, dünyanın bu eserden mahrum kalmış bir yer olduğunu düşünmek bile insanı üzmeye ve eksik hissetmeye yetiyor. bu eser, chopin'in ölümünden 3 yıl sonra, 1852'de yayımlandı ve chopin'den sonra bu eseri ilk çalan kişi oldu. liszt'in bu eseri her çalışında gözyaşı döktüğü, o dönem weimar'da eğitim verdiği, altenberg kartalları diye anılan genç piyanistler tarafından sık sık dile getirilmiştir.

    'yi de sonsuz saygılarımızla analım ve bol ömür dileyelim. muazzam bir şekilde icra etmiştir bu eseri. chopin'in noktürnleri, gecelerin en iyi yoldaşı olsa da, bu valsi de en az onlar kadar değerlidir.
    #205558 beren and luithen | 4 yıl önce
    0beste