1. ukdesidir.

    emevi halifeliğinin ırak valisi ve horasan naibi haccac'a bağlı bir komutan olan önderliğindeki, çoğunluğu araplardan müteşekkil, ordunun 'ye göre 708 - 709 yıllarında şu an Afganistan sınırları içerisinde dahil olması gereken talkan (talakan) şehrinde gerçekleştirdiği katliamdır.

    katliamın sebebi, badgis şehri hükümdarı ve sözü geçer bir kişilik olarak sayılan nezak tarkan'ın kuteybe'nin ve civarlarında yaptığı fetihlerin durmaması ve arap hakimiyetinin geçici gibi gözükmemesi üzerine taraf değiştirerek, yine günümüzde afganistan sınırları içerisinde yer alan , (türkmenistan sınırlarındadır), farab, talkan ve cüzcan hükümdarlarıyla isyana kalkışması; bu sırada sanırım o dönemler hindu inancına sahip kabulşahilerle de bir anlaşma yaparak bölgeyi emevi hükmünden çıkarmak istemesidir.

    sayılmış olan şehirler, tarihi olarak irani demografiye sahip şehirler olup, zaten horasan dediğimiz ve günümüzde türkmenistan, kuzeydoğu iran, afganistan ve tacikistan'ı kapsayan bölge aslen büyük iran'ın en önemli ve ana yurt olarak görülen topraklarıdır. her ne kadar zamanla iran'ın güç merkezi batıya doğru kaymış olsa da, horasan uzun süre boyunca irani halkların bir nevi kutsal toprakları olarak önemini korumuş, bu durumun değişerek önemli bir kısmının türkleşmesi ancak 11. yüzyılda mümkün olabilmiştir. gerek sasani devleti içerisinde güçlerini büyük oranda muhafaza eden part aristokrasisi, gerek 'a dek yayılan müstakil saka beyleri, gerekse sogd şehir devletlerinin yöneticileri olan ıhşidler, horasan'ı, ezici bir pers üstünlüğüne sahip güneybatı iran'ın aksine, tek bir irani kimliğe üstünlük tanımadan ancak iranlılık üst kimliğiyle uzun süre hakimiyetlerinde tutmuşlardır. 632 yılında sona eren sasani iç savaşı ve kısa süre sonrasında başlayan islam fetihleri sebebiyle bu bölge de karışacak, zaman zaman türklerin işgal ve yağma faaliyetlerine sahne olacak, bazı şehirlerinin başına türk hükümdarlar geçecek ancak demografik olarak ezici çoğunluğu, kendilerini yine bir part soylusu olan 'e dayandıran in yıkılışına kadar iranlı olmaya devam edecektir.

    haccac ve komutanı kuteybe'nin demir yumrukla ve hiçbir isyana müsamaha göstermeksizin yönettiği horasan'da yapılan tek katliam talkan katliamı değildir. talkan'dan hemen önce beykent'de de araplar büyük katliamlara imza atmışlardır. hatta taberi tarihinin 23. cildi baştan sona halife mervan döneminde gerçekleşen bu ve benzer olaylarla doludur. ancak bu katliamın "türkler kılıç zoruyla müslüman oldu" tezini destekleyebilecek herhangi bir unsuru, şahsi kanaatimce, yoktur.

    zira, öncelikle talkan katliamının yaşandığı sırada türkler henüz bırakın afganistan sınırlarında önemli bir varlık göstermeyi, maveraünnehir'de bile demografik yapıyı değiştirememiş, orta asya'da bulunan hint-avrupa etkisini ancak ve gibi yine çok önemli ancak çok daha doğuda olan bölgelerde yerinden oynatabilmiştir. maveraünnehir'in yerlisi olan sogdlarla kuruluşlarından beri çok iyi anlaşan türkler zaman zaman bu bölgelere kendi soydaşlarından hükümdarlar atamış olsalar da, henüz bölgenin çok zengin ticaret ağını vergilendirmek ve bunun karşılığında zaman zaman asker sevk etmek veya 4. hürmüz türkzade döneminde yağma akınları yapmak dışında pek horasan'la uğraşmamıştır. milattan sonra yavaş yavaş büyük avrasya düzlüklerinin tek hakimi olmaya başlayan türkik yapı veya müstakil türkik boylar, kültürel yakınlık duydukları irani göçebelerle birlikler oluşturup, zaman zaman sistan ve pencap düzlüklerine girmiş olsa da kültürel olarak hızlıca iranileştikleri görülür.

    ikincil olarak, türkler zaten ne 700'lü yılların başında ne de 751 'yla birlikte islam'ı seçmeye başlamışlardır. bu saydığımız tarihlerde müslüman olan türklerin sayısı çok azdır ve ezici çoğunluğu savaş esiri olarak alınan kölelerdir. gerçi bu köleler de sakin durmayacak, samarra'da anarşi yıllarında halifeliğin başkentinde istedikleri gibi at oynatacak, istediklerini halife seçtirecek, hatta halifeliğin en zengin topraklarından mısır'ın bile zaman zaman başına geçeceklerdir. türklerin büyük çoğunluğu, dost veya düşman olarak fark etmeksizin, büyük saygı duydukları samani hükümdarları zamanında, yani 900'lü yılların ortasında, efektif bir şekilde islamı seçecekler, şii - sünni çatışmasını ustaca kendi yararına kullanan tuğrul ve çağrı beyler zamanıyla birlikte horasan'ı türkmenlere açmayı başaracaklardır. tabi bu dönemde de türklerin müslümanlığı biraz tartışmaya açıktır. halife el-kaim'in 'e, putperest türkleri sırf akraba oldukları için islam topraklarına doldurmaması ricasını taşıyan mektubu, bağdat'ı kurtaran türklerin sokaklarda içip içip, dans ederek taşkınlık yaptıkları, ahaliyi rahatsız ettikleri gibi konular yine birincil kaynaklarda kendilerine yer bulurlar.

    yine bu aşamada belirtmek gerekir ki, mümkün mertebe gayrımüslim ahalinin islam'a geçmemesini tercih eden bir politika uygulamayı tercih etmişlerdir. zira cizye pek tatlıdır, aynı şekilde osmanlı devleti de kuruluş dönemi hariç gayrımüslimlere tebliği pek tercih etmez.

    katliama geri dönecek olursak, akıllı ve kurnaz bir görünüm çizen türk hükümdar nezak tarkan, kuteybe bin müslim'in ordusuna katılmış birisidir. kuteybe'yle birlikte buhara, beykent, merv gibi alanlarda savaşır ve hatta taberi bu savaşlardan bazılarında nezak'ın askeri yeteneğinden övgüyle bahseder. fakat nezak, bölgenin zengin yapısına ve oturmuş güçlü aristokrasisine güvenmekte, arapların geçici olduğuna inanmaktadır. nasıl inanmasın, organize bir dine sahip, devlet gelenekleri tarihi olarak 1500 yıl, efsanevi olarak dünya'nın başlangıcına giden koskoca bir iran'ın kalkıp da araplar gibi bir halk tarafından yönetilemeyeceğini, bu yeni 'ın tekrardan bir soylu (romalı, irani, türkik) tarafından yerinden edileceğini düşünmekte ama şimdilik akıntıyla birlikte hareket etmektedir. ancak kuteybe, beklediğinden daha farklı bir yaratıktır. öncelikle emevi ordusunda bulunan, eski arap kabileciliğinin önüne geçilebilmesi için bizzat haccac tarafından planlı olarak komutan yapılmıştır. şöyle ki, kuteybe bir basralıdır. arap ordusunda bulunan güneyli kabileler ve kuzeyli kabileler arasındaki çekişmeyi ortadan kaldırması için, iki tarafa da yakın olmayan bu komutan seçilmiştir. gerçekten de araplar kuteybe komutasında, birbirleriyle didişmek yerine şan, şöhret için yarışmayı tercih ederler. ikincisi, kuteybe'nin hiç acıması yoktur. kuteybe, kurnazdır; kendisine karşı kurulan hiçbir yanıltma manevrasını yemez. tüm horasan, ya sesini kesip uslu uslu oturacaktır, ya kuteybe onların seslerini teker teker kesecektir. bölgedeki siyasi çekişmeler de irani halkların ve bazı türk komutanların ortak hareket etmesinin önüne geçince, kuteybe horasan'ın tüm zengin şehirlerini birer birer yer, yutar.

    nezak'la birlikte isyana kalkışan diğer şehirler cezalandırılmasa da, talkan'da dört fersah (22 km civarı) boyunca iki sıra halinde insanları çarmıha gerdiği taberi'de yazar. ama taberi, bizzat kendisi, ona bu rivayeti ulaştıran kişinin kendisiyle çelişen beyanları olduğunu da ifade eder ve bu konuya geri döneceğini söyler. bir sonraki yılı ve nezak'ın öldürülüşünü anlatırken de, sadece talkan'da bulunan haydutları çarmıha gerdiği ifadesi geçmektedir. talkan hükümdarının etnik kimliği konusunda isimden çıkarımlar yapılmaya çalışılır. suhrak veya sohrab olarak nasıl okunduğuna göre yorumlamalar değişebilir. ben açıkçası bu küçük kentin yönetici sülalesinin de irani olduğunu düşünüyorum. yine kuteybe, merv hükümdarının kaçmasına öfkelenerek, onun iki oğlunu da çarmıha gerer ancak isyan konusunda anlaşan diğer şehirlerin teslim olmalarından sonra onlara dokunmaz.

    nezak tarkan ise kuteybe'nin hızlı hareketi karşısında müttefiklerinin organizasyonunun yavaş kalmasını görünce, bu işin olmayacağını anlayıp Toharistan yabgusu ile birlikte kaçmıştır. ancak kuteybe peşine düşer ve türkleri El-Kurz olarak geçen bir yerde kuşatır fakat türkler teslim olmaz. Aradan iki ay geçtikten sonra, kışın yaklaşmasından dolayı çekinen Kuteybe, Süleym isimli birini Türklere elçi olarak yollar. İki ay aynı yerde kapalı kalan Türklerin erzağı bitmiştir ve bir de üzerine askerler arasında hastalık başlamıştır. Süleym yanında getirdiği yiyecekleri Türklere verince, Türkler bu erzağa tabiri caizse saldırırlar. Askerinin bu durumunu gören Nezak Tarkan çok müteessir olur. Süleym, ona Kuteybe'nin talimatları uyarınca serbest geçiş izni tanındığını, askerini boşu boşuna burada kırdırmaması gerektiğini söyler ancak Nezak ilk başta inanmaz. Kuteybe, Süleym'i göndermeden önce tehdit etmiştir, ya Nezak'la gelecektir, ya da kellesi gidecektir. Ona her türlü garanti verilir ve sonunda politik olarak bir gücü bulunmayan Toharistan yabgusu, Nezak Tarkan ve iki yeğeniyle diğer Türkler teslim olurlar.

    Kuteybe şimdi bu esir Türkle ne yapacağını düşünür. Öncelikle kendisi Süleym'e talimat vermiş olmasına rağmen herhangi bir şekilde serbest geçiş izni verdiğini reddeder ve üç gün Nezak'ı hapiste tutar. Ardından askerlerine danışır. Bazıları ne olursa olsun bu adamı öldürmesi gerektiğini söylerken bazıları bu yaptığının kanuni olmadığını, sözünde durması gerektiğini söyler. Sonunda aralarından birisi çıkar ve, "sen bu adamı öldürmeye Allah katında yemin etmiştin, şimdi ise Nezak'a verdiğin bir söz yüzünden yeminini tutmamayı düşünüyorsun, doğru olan Allah'a verdiğin sözdür" şeklinde bir meşrulaştırmayla sonunda Kuteybe'nin istediği sebebi ona bulmuş olur. Nezak son olarak Kuteybe'den hizmetçisi ve küçüğü olduğu bir Türk şadının elini öpebilmek için izin ister, bu izin verilir. Ardından yabgu hariç tüm Türkler öldürülür.

    Kuteybe'nin bu yaptığını onaylamayanlar ve haince bulan Araplar, "ihanetle çözümü birbirine denk görme, ihanetin ayağı bir gün kalkarsa bir gün de kayar" şeklinde çok kötü çevirdiğim bir beyit yazmış olsalar da, esir alınan cariyelerin salyalarının misk kokulu tarif edildiği ve Kuteybe'yi öven şiirler de mevcuttur. Artık onları da çevirmekle uğraşmıyorum.
    #207567 tavsan yumruklayan ivar | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    1olay 
  2. kuteybe bin müslim adlı türk düşmanı arap komutanının yaptığı katliamdır.
    bu dönemlerde horasan valisi olmuş ve kendisine türkistan'ı fethetme görevi verilmiştir. orta asya seferlerinde önce buhara'ya girmiş sonra diğer türk şehirlerini yağmalamıştır. ayrıca pek çok türk kadınını da kendisine cariye olarak almıştır. daha sonra 1000 kişilik bir türk ordusu oluşturmuştur. türk isyancılar buhara'ya saldırınca 100.000 türk'ü talkan'da katletmiş, akabinde de curcan katliamına imza atmıştır.
    türklerin müslümanlaşmasındaki önemli sert güç unsurlarından bir tanesi bu iki katliamdır.
    #222457 jimjonne | 4 yıl önce
    0olay