Kuruluş amacı adıyla da belli olduğu gibi yüksek teknoloji ile ilgili araştırma yapacak akademisyenler yetiştirmek için kamuda özel bir alan açılmasıdır. Labaratuarları ihtisas alanlarında ülkedeki çoğu üniversiteden üstün olması hedeflenmiş ve bir çok bölümde bu başarılmıştır. Türkiye'de bir zamanlar tam kapasiteli 3 nanoteknoloji labından biri bu okuldaydı. Alanım dışı olması sebebiyle aletlerin çok özel ve bulunmayan aletler olması ilginç bir detay idi. O zaman için bilkent'te ve bir okulda daha vardı.
Askeri teknolojiler için birçok konuda bu kurumla çalışılmış olup örnek olarak bildiğim kadarıyla incecik çubuk şeklinde haddinden fazla enerji ile alakalı olan piller verilebilir.
Enstitü yıllar içerisinde politik nedenlerle lisans öğrencilerine kapılarını açmış ve enstitü niteliğini bir anlamda gittikçe yitirmiştir. Zaten adı ve yapısı da recep tayyip erdoğan'ın talimatıyla gebze teknik üniversitesi olarak tam anlamıyla değişmiştir.
Okul hükümetin de desteğiyle iyi koşullara ulaşmıştır denebilir. Araştırma konusunda akademisyenleri ve hatta lisans öğrencilerine inanılmaz baskılar yapılır. Bahsi geçen okula bugüne kadar 2 tane adam akıllı rektör gelmiştir. Biri efsanelerde adı saklı, öğrencilerle tenis oynayıp akşam bazen trenle kadıköy'de vakit geçirmeye giden rektör, diğeri ise şu an yamulmuyorsam aselsan'ın başında bulunan haluk görgün'dür.
Haluk görgün her kesimden öğrencinin saygısını kazanmış olsa da kampüs merkezinde bulunan kantin ve ek yapılan restoranda ki ihaleleri kazanan karadenizlilere hiç ağzını açmayıp üzmüştür.
Bu okul 2000'lerin ardından malum terör örgütü olan cemaatin favorisi haline gelmiştir. Okula kayıt yaptırmaya gittiğiniz ilk gün kapıda badem bıyıklı öğrenciler sizi çevirir ve secerenizi okuyup yurtlarına davet ederlerdi. Öğrenci konseyi seçimlerinde hiç ismini duymadığınız insanlar oy çokluğuyla seçilebilirdi.
Darbe teşebbüsü ardından bu kimseler her zaman ki kayıp ve sessiz hallerini çoğunlukla bozmasa da bir kısmına yurt dışı yasağı gelmiş ve biraz muhalif olmaya başlamışlardır. Bir kısım akademisyen ortadan kaybolmuş, bir kısmı açıklanan listelerle toplanmıştır. Ancak çoğunluğuna dokunulmamıştır. Halbuki muhtemelen okul yönetimde listesi bile vardır bunların.
Kocaman ve şahane iki kampüse sahiptir. Biri eğitim verilen, yemyeşil olan içerisinde orman ve deniz kıyısı barındıran merkez kampüstür. İkincisi ise körfezdeki köprüye bakan devasa alandır. Ne olduğu meçhuldür bir kısmında gerici müdürlere sahiplik eden karma kyk yurdu vardır. Araziye çökmek için herkes elinden geleni yapmakla meşguldür.
Okul fetönün çökmesiyle ve 2000li neslin muhteşem katkısıyla gün geçtikçe daha iyi bir hale gelmektedir. Okula en büyük baskı ise gebze halkı ve çomar basını tarafından yapılmaktadır. Ülkedeki bomba patlaması olaylarından ötürü şenlikler iptal edilmeden önce her sene "alkol alındı" "kondomlar yerlere saçıldı çadırda seviştiler ahlakımızı bozdular" gibi haberler ve baskılarla öğrencilere yüklenilmiştir. Aynı baskıyı yapan kent ülkenin suç oranının ciddi anlamda yüksek olduğu bir kent olup, insan görenin ardını kollaya kollaya gezmek zorunda kaldığı yerleşimlerden oluşur.
yeşillikler içinde, marmara denizi'nin yanı başında, tse tesislerine komşu büyükçe bir kampüse sahiptir. gebze ilçe sınırları içinde olmasına rağmen darıca'ya daha yakındır. yukarıda da bahsettiğim üzere kampüsün ortasından -kampüsü ikiye ayıracak şekilde- tren yolu geçmektedir. aslında okula istanbul'dan ulaşım açısından çok yararlı bir durum bu, çünkü okulun içinde marmaray istasyonu var. bu sayede marmaray'ı kullanarak direkt olarak kampüsün içinde bulabilirsiniz kendinizi. kampüsün tren yolunun alt tarafında kalan kısmında inşaatlar hala devam ediyor. zaten o tarafta görece daha az ağaç var. birkaç yıl içerisinde o taraf da kendini toparlayacaktır diye tahmin ediyorum. ayrıca okulun logosu kelebektir.
bünyesinde mühendislik, temel bilimler, işletme, mimarlık ve bu yıl kurulan havacılık ve uzay bilimleri fakültesi ile birlikte 5 fakülte bulunuyor. bununla beraber; zaten enstitü olarak kurulmuş bir okul olarak 9 enstitüyü de bünyesinde barındırıyor. havacılık ve uzay bilimleri fakültesinin de açılmasıyla zannediyorum uçak mühendisliği ya da havacılık ve uzay mühendisliği lisans programı da açılacaktır. zaten makine mühendisliği bünyesinde uçak mühendisi olan hocalar da vardı. ayrıca; önceki rektör -şu an aselsan'ın başında- prof. dr. haluk görgün hoca okul için bayağı çabaladı. zannediyorum okula iyi de bir devlet desteği aldı.
yukarıdaki yazar arkadaş çevre halkından bahsetmiş, ben de bir ekleme yapayım. okulun adı gtü olduktan sonra çevre halkı burada bir üniversite olduğunu öğrenmiştir. oysa gtü, gyte iken az da olsa lisans öğrencisi almaktaydı. ancak çevre halkının bundan haberi dahi yoktu. ciddiyim. neyse ki enstitü değişip üniversite oldu da millet aydınlandı. ha bir de e-5 tarafında açılan kapı ile bir nebze de olsa fiziksel anlamda ''ben buradayım'' demeye başladı okul.
her yıl sıklıkla urap sıralamalarındaki başarılarından söz ederler ki hakikaten de öyle. gerçi kim urap'ı ne denli önemsiyor orası tartışılır ama okul 2020 yılı raporlarına göre sekizinci sırada yer almıştır. kaynak