Dolmenler; iki veya daha fazla sayıda dikey taş levhanın üstüne, yere paralel şekilde gelecek genişçe bir tane daha taş levha konulması şeklinde ortaya çıkan megalitik yapılardır. Ufak bir masanın büyüklüğüne sahip olabileceği gibi; içinde insan yürüyebilecek, sıra sıra dizilerek tünel benzeri bir biçime gelecek şekilde inşa edildiği de görülmektedir. Önden bakılınca pi sembolüne benzeyen bu binalar, yer yer uzun bir tünel halinde koridor ve galeri mezarlar oluşturmuştur.
Tarih öncesi çağ için önemli bir yere sahip olan bu taş yapılar için kullanılan isim “dolmen”; Breton dilinde “taştaki delik” manasına gelmektedir. Tıpkı piramitler gibi dev taşların bir araya gelerek oluşturdukları bu anıtların yapımı konusu yıllarca tartışılmış olsa da, en ilgi çekici olanları orta çağ esnasında ortaya atılan devler veya iblis tarafından inşa edildiğine dair iddialardır.
Yapılan incelemeler sonucu Brittany’de (Kuzeybatı Fransa-Bretonya) ortaya çıkmış bulunan, Avrupa’nın en eski dolmenlerinin İ.Ö 5. milenyuma kadar uzanan bir tarihe sahip oldukları anlaşılmıştır. Bu yapıların emsalleri günümüzde hâlâ; Orta Doğu, Kuzey Afrika, Asya ve özellikle Kore topraklarında görülmektedir.
Söz konusu eserler; defin anıtları ve antik kült mabetleri olarak işlev görmüşlerdir. Biraz daha açacak olursak, dolmen olarak nitelendirilebilecek en bilindik yapı olan stonehenge’in astrolojik ayinler yapılan bir açık hava tapınağı olduğu düşünülmektedir. Ancak daha küçük çapta olanlara bakıldığında ekseriyetle mezar-sunaklar olarak kullanıldığı görülmüştür.