7 aralık 1598, napoli doğumlu, 28 kasım 1680 roma'da hayata veda eden italyan heykeltıraş, mimar, ressam, şehir plancısı. eserler verdiği bu dört alanda da insanlık tarihinin gördüğü en iyilerden birisi olduğu rahatlıkla söylenebilir. soyadı olan bernini ismiyle bilinir.
şahsen en beğendiğim heykeltıraş olan bernini'yi, sizlere de tanıtmak, bu muhteşem sanatçının hayatını, eserlerini, Roma sokaklarında kardeşini mermer keskisiyle kovalatacak kadar enteresan aşk hayatını, üzerine atılan ancak aklandığı ithamları hikaye tadında paylaşmak isterim. buyrunuz:
Gian Lorenzo Bernini (veya kimi kaynaklarda Gianlorenzo Bernini), dünyanın gördüğü en iyi heykeltıraşlarından biri... Napoli'de 13 kardeşin 6.'sı olarak dünyaya gelmiştir.
bernini, barok döneme adını verenlerden biri olup, barok dönem heykel anlayışını heykel sanatına kazandırmıştır. sculpture journal dergisi editörü katherine eustace, bernini için "shakespeare drama için ne ise, heykel için de bernini odur" şeklinde, bernini'nin yeteneği ile kıyaslandığında hayli mütevazi bir yorumda bulunmuştur. sanatçı, bir başka mucizevi yetenek olan michelangelo'nun halefi olarak görülür. halefi olarak görüldüğü ismin sıradan birisi değil, Michelangelo olduğu dikkate alındığında, bernini'nin ne denli büyük bir sanatçı, mucizevi bir yetenek olduğu daha iyi anlaşılabilir. kimi sanat tarihçileri, bernini'yi michelangelo ile bir tutmakta, kimileri iddiasını bir adım öteye taşıyarak bernini'nin biraz daha ileride olduğunu savunmaktadır.
bernini sanat hayatı boyunca, başta heykeller olmak üzere, yağlı boya tablolar ve freskler yapmış, binalar, kilise ve şapeller, heykellerle süslü çeşmeler, anıtlar ve hatta meydanlar tasarlamış ve inşa etmiş, bu eserlerinden bazılarını ise "tasarımı tamamen kendisine ait" olmak üzere stüdyosundaki çıraklarına inşa ettirmiştir. roma'daki sanat eserlerinin yaklaşık %70'i bernini'ye aittir.
(yazarın notu: Roma kentini ziyaret etmek istediğinizde, eğer size "İtalya seyahatinizde Roma'ya 3-4 gün ayırmanız yeterli diyen biriyle karşılaşırsanız, kendisinin görsel sanatlardan, zerafetten, detaylardan, estetikten ve hatta güzel kadınlardan dahi anlamadığına emin olabilirsiniz. Esasen, özellikle Roma'yı Roma yapan tarihi yapıları, heykelleri, çeşmelerle süslenmiş özel tasarlanmış meydanları olduğundan, ve bir şehri gezmek "çeşmeye para atmaktan ibaret" olmadığından, eğer imkanınız olursa, Roma'da ya 1 ay geçirin -ki yine yetmez-, ya da birden fazla yapacağınız Roma seyahatleriniz için Roma'yı, kategorik olarak bölün ve her seyahatinizde tek bir kategoriyi tamamlamaya çalışın.)
bernini'nin bu kadar ünlü olması ve tarihe unutulmaz bir iz bırakmasındaki en önemli pay, babası pietro bernini'dir. babası, daha küçük yaşlardayken bernini'deki ışığın farkına varmış, onu sürekli cesaretlendirmiştir. bernini de, daha küçük yaşlarda, babasının işverenleri tarafından takdir görmüştür. 1606 yılında, babasının papalıktan aldığı bir iş dolayısıyla (santa maria maggiore'nin cappella paolina'sının mermer rölyefine katkıda bulunması işi) roma'ya taşınmış, tüm ailesiyle birlikte gittiği roma'da da, babasının destekleri ile eğitimine devam etmiştir.
1615-1620 yılları arasında babası ile birlikte çalıştığı eserler bırakmışlardır:
- putti'nin aldığı faun (faun teased by putti - 1615)
- ejderhalı çocuk (boy with a dragon - 1616-17)
- kurtarıcının büstü (bust of the savior - 1615-16)
- aldonbrandini dört mevsim (aldonbrandini four seasons - 1620)
roma'ya ayak bastıkları andan itibaren bernini'nin yeteneği ile ilgili söylentiler başlamış bir süre sonra bu söylentiler dönemin papası 5. paul'ün yeğeni kardinal scipione borghese'ye kadar ulaşmıştır. kardinal borghese, bernini'yi amcası olan papa 5. paul'e anlatmış, ardından papa, bernini'yi vatikan'a davet etmiştir. bu davet sırasında bernini, aziz paul'ün doğaçlama şeklide muhteşem bir tasvirini çizmiş, o günden itibaren papa ve papalığın gözdesi durumuna gelmiştir.
bernini roma'dan 1665 yılında sadece 5 ay kadar uzak kalmıştır. bu ayrılık süresinde, kral 14. louis'in hizmetinde, kralın büst ünü ve çeşitli başka projeleri yapmak için paris'te çalışmıştır. Zamanın (bana göre) bağnaz Fransızları tarafından çeşitli sebeplerle Fransa'daki çoğu çalışması engellenmiş veya iptal edilmiş, ardından Roma'ya geri dönmüştür. (Zavallı Fransızlar, o zaman ne kaçırdıklarının farkında değillerdi belli ki. Bernini'nin Fransa macerasına yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim.) roma'dan daha sonraki ayrılışları çok kısa süreler için olmuş ve yine sadece iş amaçlı gidip gelmiştir.
martin s. briggs'in 1915'te yayımladığı bernini'nin dehası (the genius of bernini) isimli kitabında, papa 8. urban'ın, bernini için "bernini roma, roma da bernini için yaratılmıştır" dediği belirtilmiştir.
bernini hakkındaki en büyük tartışmalardan biri, bernini'nin din ile olan ilişkisidir. bernini, özellikle hayatının son dönemlerini son derece dine bağlı olarak geçirmiştir. ancak, yaşadığı dönemde papa ve papalık makamının gücü, bernini'nin de roma'da vatikan'ın burnunun dibinde olması gibi sebeplerle, kimi tarihçiler bernini için "sanatını icra edebilmek için oyunu kuralına göre oynadığını" iddia etmektedirler. zira papalık, çıplaklık, vücut hatlarının aşırı detaylı işlenmesi gibi konularda çok katı bir tutum sergilerken, bernini'nin eserlerinin aşırı detaylı olup, papalığın buna göz yummasının tek yolunun, bernini'nin kendisini dini bütün, dinle kavgası olmayan bir sanatçı olarak göstermesi olduğu aşikardır, dolayısıyla bir kısım tarihçinin ileri sürdüğü bu iddiaların da gerçeklik payı taşıması şaşırtıcı olmayacaktır.
konu dağılmadan, bernini'nin tarihine devam edelim.
sanatçı, kardinal scipione borghese'nin dikkatini çektikten sonra onun himayesi altında çalışmalarına devam etmiştir, bu dönemde şekillendirdiği heykeller dolayısıyla genç sanatçının yıldızı iyice parlamıştır. genç sanatçı dememin sebebi, bernini'nin henüz 17 yaşında olmasıdır. borghese ailesinin ucu bucağı olmayan zenginliği ve politik gücü sayesinde, bernini rahat bir çalışma ortamı yakalamıştır. bernini'nin kardinal için yaptığı ilk eserlerden biri, borghese villasının bahçesi için dekoratif parça olan keçi amalthea ile bebek jüpiter ve faun (the goat amalthea with ınfant jupiter and a faun)'dur. 1609-1615 yılları arasında yapıldığı düşünülen 44 santimetrelik bu heykelde bernini, heykele yansıttığı detaylar ile ne kadar yetenekli olduğunu daha genç yaşlarında sergilemiştir. (bu noktada bir parantez açmak isterim: bernini, heykelde yer alan çocuk figürlerini daha henüz 8 yaşındayken şekillendirmeye başlamıştır!) heykelin bir diğer önemli özelliği ise, heykelin, sanat tarihçileri tarafından "tamamen bernini tarafından yapılmış en eski heykel" olmasıdır.
1619 yılı dolaylarında yapılmış olan lanetli ruh (damned soul) ve kutsal ruh (blessed soul) büstleri ve diğer bazı eserlerini de yine kardinalin himayesinde çalıştığı dönemde yapmıştır.
bernini, 22 yaşına geldiğinde, papa 5. paul'ün büstünün yapım işinin verilebileceği kadar yetenekli olarak görülmüştür. büst
bu noktada, enteresan bir hikaye bizleri bekliyor: bernini'nin papa 5. paul için yaptığı ikinci bir heykel daha bulunmaktadır. sanatçı, heykeli, papanın ölümünden kısa bir süre sonra, papa'nın yeğeni kardinal scipione borghese'nin isteği üzerine 1621 yılında yapmıştır. 1893 yılında borghese ailesi bu heykeli satmış, bir sanat tarihçisinin 1916 yılında viyana'da heykelin izini bulana kadar da artık kaybolduğu varsayılmıştır. heykelin, sanatçı ernest zmetak'ın özel koleksiyonunda bulunmasının ve koleksiyonerin vefatının ardından ailesi tarafından heykel "aslının kopyası" sanılarak tekrar satışa çıkarılmış, bu sırada clement guenebeaud tarafından satın alınmış ve bugün sergilendiği getty museum'a satılmıştır. heykelin orjinal olduğunun anlaşılmasının ardından ilk satışı yapan slovak müzayede evi ve slovakya kültür bakanlığı arasında ciddi krizler yaşanmış, iki taraf da hatalı olarak birbirini göstermiştir. büstün bronzdan yapılmış bir kopyası bugün kopenhag, danimarka'da bir müzede sergilenmektedir .
(yazarın notu: bernini'nin 22 yaşına kadar yaptığı heykellere baktığımızda, heykellerin sanki fotoğrafmış gibi detaylı, gerçekçi ve dinamik, aniden hareket edecekmiş hissiyatı veren enerjisi ve kompozisyonlardaki bütünlük beni her seferinde hayrete düşürmekte, hatta tüylerimi ürpertmektedir. lanetli ruh heykelinin yüzündeki ifade, kutsal ruh heykelinin yüzündeki dinginlik... muazzam!)
1623 yılına gelindiğinde, bernini için yeni bir dönem başlamıştır. kardinal maffeo barberini'nin papa 8. urban (urban vııı) adıyla papa seçilmesinin ardından (ki, maffeo barberinin, bernini'nin eski hocasıdır), bernini, papalık himayesine girmiştir. hem barberini ailesi hem de papalık gücünün himayesinde olmasının getirdiği atmosfer, bernini'nin bu yeni dönem itibariyle eserlerini artık bir üst noktaya çıkarmasını sağlamıştır.
papa 8. urban himayesiyle birlikte bernini, sadece özel villalar için heykeller yapma işlerinin dışına taşmış, heykeltıraş, mimar ve şehir plancısı olarak artık bütün şehri hem sanatsal hem de mimari olarak atölyesi haline getirme imkanı bulmuştur. bernini, papalık tarafından papalık sanat koleksiyonunun küratörü, papalık dökümhanesinin yöneticisi gibi pozisyonlara getirilmiş, bu sayede şehrin her yerini eserleriyle donatmaya başlamıştır. sanatsal üstünlüğü sayesinde, zamanın roma'daki en önemli işlerini almıştır.
örneğin, inşa edildiği günden beri hristiyan inancında çok önemli yer tutan aziz petrus bazilikası'nın çeşitli büyük süsleme işleri, carlo moderno'nun (erken barok döneminin önemli bir mimarı) ölümü üzerine 1629 yılında baş mimar olarak kendisine verilmiştir. bazilikanın içindeki baldacchino, kubbenin altındaki dört iskelenin dekorasyonu, toskanalı matilda (matilda of tuscany) heykeli, kutsal ayin şapeli, yeni nefin zemin, duvar ve kemerleri gibi pek çok bölüm bernini'nin ellerine bırakılmıştır. bernini'nin tasarladığı bugünkü yaklaşık maliyeti 8 milyon dolar olan 30 metre yüksekliğindeki devasa aziz petrus'un baldacchino 'su, aziz petrus bazilikasının merkezi haline gelmiştir. (baldacchino: italyanca, sunak veya taht üzerine yerleştirilmiş bir kubbe.)
Baldacchino'nun tamamlanmasının hemen ardından Bernini, Aziz Petrus Bazilikası'nın kubbesini taşıyan 4 devasa sütunun tüm boyutlarıyla süslenmesi işine başlamıştır. Sütunların her biri, teatral açıdan dramatik heykellerle bezenmiş, bu heykellerden biri olan aziz longinus'u (st. longinus) Bernini kendi yapmış (1638) , diğer üç heykeli de diğer önemli heykeltıraşlar olan Francis Duquesnoy, Francesco Mochi ve kendi öğrencisi olan Andrea Bolgi'ye yaptırmıştır.
1630'ların ortalarında Bernini, atölye asistanı olan Matteo Bonucelli'nin (Bonarelli olarak da bilinir) karısı Costanza'yla ilişki yaşamaya başlamış, romantizmlerinin doruklarında da Bargello, Floransa'da Costanza 'nın büstünü oymuştur. İşler burada fena şekilde karışıyor! Costanza, bir süre sonra Bernini'nin atölyesinde sağ kolu ve aynı zamanda kardeşi olan Luigi Bernini'yle ilişki yaşamaya başlamıştır. Bernini bu ilişkiyi öğrendiğinde delirmiş, kardeşi Luigi'yi elinde mermerleri şekillendirdiği bir keskiyle Roma sokaklarında ve ardından sığındığı Santa Maria Maggiore Bazilikası'nda kovalamış, öldürmekle tehdit etmiştir. Ayrıca bir hizmetkarını Costanza'nın yüzünü ustura ile kesmesi için kadının evine göndermiş, hizmetkarı da bu görevi yerine getirmiştir. İşin sonunda hizmetkar yaralamadan, Costanza da zina yapmaktan dolayı hapse atılmış, Bernini ise emri vermesine rağmen papa tarafından temize çıkarılmıştır. Kısa bir süre sonra, 1639'da kendisi kırk bir yaşındayken, Papa 8. Urban'ın emriyle 22 yaşındaki Caterina Tezio adındaki bir kızla görücü usulü evlenmiş, 11 çocuk sahibi olmuştur.
1630'ların sonlarına doğru Bernini artık sadece İtalya'da değil, tüm Avrupa'da tanınmış bir heykeltıraş haline gelmiştir. Bu sayede, Roma'da aldığı önemli işlere, Fransa'nın Kardinali Richelieu, Modena Dükü francesco ı d'este ve hatta İngiltere Kralı I. Charles ve eşi Kraliçe henrietta maria gibi Roma dışından kraliyet işleri de eklenmiştir. (ek bilgi: kral 1. charles'ın heykeli, 1698 Whitehall Sarayı yangınında ne yazık ki kaybolmuş, Henrietta Maria'nın büstü ise, İngiliz İç Savaşının patlak vermesi sebebiyle hiç yapılamamıştır.)
Seneler 1644'ü gösterdiğinde papalık tahtına giovanni battista pamphilj, Papa 10. Innocent adıyla geçmiş (ınnocent x), bu dönemde Bernini, Roma'daki muhaliflerinin engelleme çabalarının kısmen başarılı olması sebebiyle kısa bir duraklama dönemine girmiş, saygınlığı "kısa bir süre için" zedelenmiştir.
yazarın notu: Hikayenin bu kısmında pek çok papanın ismi geçeceğinden, okuyucuda kafa karışıklığı olmaması için, dönemin papalarının kronolojik listesini bu aşamada vermek isterim:
Papa 8. Urban - Maffeo Barberini - 1623-1644
Papa 10. Innocent - Giovanni Battista Pamphilj - 1644-1655
Papa 7. Alexander - Fabio Chigi - 1655-1667
Papa 9. Clement - Giulio Rospigliosi - 1667-1669
Papa 10. Clement - Emilio Bonaventura Altieri - 1670 - 1676
Papa 11. Innocent - Benedetto Odescalchi - 1676-1689
Gelelim bu dönemin hikayesine: Papa 8. Urban'ın, Bernini'yi Papalık Sanat Koleksiyonunun küratörlüğüne getirmesi, Aziz Petrus Bazilikası'nın baş mimarı yapması, Bernini'nin tüm önemli işleri almasını istemeyen, şöhretini (ve kesinlikle yeteneğini) kıskanan muhaliflerinin sayısının artmasına sebep olmuştur. Bahsettiğim üzere, Bernini, Aziz Petrus Bazilikası'nın Baldacchino ve kubbeyi taşıyan sütunların süsleme işlerinin içinde olduğu iç tasarımı işlerini almışken, bazilikanın dış cephesinin de bir an önce bitirilmesini isteyen Papa 8. Urban, 1636 yılında Bernini'ye, binanın cephesi için uzun süredir tasarlanan iki çan kulesinin tasarlanması ve inşa edilmesi işini de vermiştir. Dediğim gibi, bu çan kuleleri, uzun zamandır tasarlanan projelerdi ve kulelerin temelleri Bernini'den çok daha önce, Carlo Moderno tarafından atılmıştı. Bernini, kulelerin tasarımını bitirip Moderno'nun attığı temellerin üzerinde kulelerin inşa işine başlamış, ilk kuleyi bitirmiş, ikinci kulenin inşasına girişmiştir. Ancak, ikinci kulenin inşası sırasında, ilk kulede çatlaklar oluşmaya başlamıştır. Buna rağmen Bernini, ikinci kulenin inşasına devam etmiş, ilk katının inşaasını tamamlamıştır. İlk kuledeki çatlaklar yürüyedursun, Bernini ikinci kulenin inşasına devam etmiş, ancak 1642 yılında Papalık hazinesinin Castro Savaşı nedeniyle boşalması sebebiyle inşaat "ödenek yetersizliği" nedeniyle durmak zorunda kalmıştır.
Papa 8. Urban ile ilgili küçük bir parantez açalım burada: 8. Urban, yani gerçek ismiyle Maffeo, Barberini ailesi üyesidir. Barberini ailesi ise uçsuz bucaksız servetinin yanı sıra, aileden bir papa çıkarması dolayısıyla da ciddi bir politik güç haline gelmiştir, ki bu da aileye ve dolayısıyla 8. Urban'a olan düşmanların sayısını belirgin şekilde artırmıştır.
Papa 8. Urban'ın ölümünün ardından, 1644 yılında yerine seçilen Papa 10. Innocent de, Barberini ailesini sevmeyenler arasındadır. Bu durumu fırsat bilen Bernini muhalifleri de yeni papayı yavaş yavaş doldurmaya ve Bernini'yi görevden azletmesini sağlamaya çalışmışlardır. 10. Innocent tahta çıktığında, Aziz Petrus Bazilikası'nın ilk kulesi tamamlanmış ancak çatlaklarla bezenmiş, ikinci kulesi de yarım kalmış haldedir. İşte tam bu anda, başta Francesco Borromini (italyan asıllı İsviçreli mimar, Carlo Moderno'nun uzaktan akrabası, 1667 yılında depresyona girerek intihar etmiştir) olmak üzere muhalifleri, bazilikanın dışındaki bu iki kuledeki çatlakların sebebi olarak Bernini ve onun tasarımlarının olduğunu iddia etmiş, çıkardıkları söylentilerle Bernini'nin itibarına ciddi şekilde zarar vermiş, 1646 yılında ise, bu iki kulenin yıkılması konusunda Papa 10. Innocent'i ikna etmeyi başarmışlardır. Bu, Bernini kalitesindeki bir mimar için büyük bir aşağılanma olmuştur. Bu gelişmelerin üzerine Bernini, içine kapanmış, Zamanın ortaya çıkaracağı gerçek (Truth Unveiled by Time ) isimli heykeline devam etmiş, heykele verdiği isimle günün birinde gerçeklerin ortaya çıkacağına olan inancını ifade etmiş, heykeli de hiçbir zaman tamamlamamıştır. (Sanatçının sessiz protestosu denilebilir mi?)
Bernini'nin hayatını kaybettiği 1680 senesinde, Papa 11. Innocent'in emriyle (dikkatinizi çekerim, 10. değil, 11. Innocent) konuyla ilgili soruşturma açılmış, yapılan titiz incelemeler sonucu, kulelerdeki çatlakların Bernini'nin tasarımları sebebiyle değil, Carlo Moderno'nun attığı temelin kusurlu olması sonucu oluştuğu ortaya çıkmış, böylece Bernini aklanmıştır. (1680)
Dağılmadan devam edelim... Papa 8. Urban vefat etti, şimdiki papa, Papa 10. Innocent. Innocent, her ne kadar Bernini'ye antipatiyle yaklaşsa, Bernini'nin düşmanları tarafından sürekli doldurulsa da, sanat işlerini Bernini'ye vermeye devam etmiş, hatta hiç hazzetmediği selefi Papa 8. Urban'ın mezarı üzerinde çalışmasına dahi izin vermiştir. Papa 10. Innocent, önceki papa tarafından kendisine verilen tüm resmi rollerde Bernini'yi kullanmayı sürdürmüştür. Bernini yeni papanın himayesi altında, Aziz Petrus Bazilikası'nın ayrıntılı mermer döşeme, duvar ve pilasterlere mermer kaplama ve çok sayıda alçı heykel ve kabartma tasarlayıp ekleyerek Aziz bazilikanın devasa fakat tamamen süslenmemiş nefini dekore etme çalışmaları devam etmiştir.
Papa 10. Innocent'ten sonra papa seçilen Papa 7. Alexander göreve geldiğinde, Bernini'ye karşı yapılan haksızlıklar ve Aziz Petrus Bazilikası'ndan elini çektirme çabalarına yönelik "eğer herhangi birisi, Aziz Petrus'taki Bernini tarafından yapılmış her şeyi çıkarırsa, o tapınak tamamen çıplak kalır' şeklinde selefini ve Bernini muhaliflerini tiye alan bir açıklama yapmıştır.
Bernini, Papa 8. Urban'ın mezar çalışmasını tamamladıktan sonra, Pamphilj'in (Papa 10. Innocent'in geldiği aile) piazza navona'daki prestijli Dört mevsim çeşmesi (four rivers fountain) (foto 1 , 2 , 3 ) işini kazandı ve yaşadığı kötü günlerin bittiğini, kendisi için yepyeni bir dönemin başladığını ilan etti. Bahsini ettiğimiz Dört Nehir Çeşmesi'nin başarısı, sanatçının konumu hakkındaki tüm şüpheleri kaldırmıştır.
Papa 7. Alexander'ın Roma için çok iddialı hayalleri vardı: Şehri dönüştürmek!
Papa, Aziz Petrus'un tahtına geçmesnin ardından sistematik, cesur ve oldukça maliyetli şehir planlaması yoluyla Roma'yı muhteşem bir dünya başkentine dönüştürmek için son derece iddialı planını uygulamaya başladı. Bunu yaparak, on beşinci yüzyılda Rönesans papaları döneminde başlamış olan Roma'nın kentsel ihtişamının (renovatio romae) uzun ve yavaş rekreasyonunu hayata geçirdi. Alexander, örneğin sokakları ve meydanları açarak yeni ve mevcut binaları birbirine bağlamak gibi, kentte derhal büyük ölçekli mimari değişiklikleri için Bernini'yi görevlendirdi. Bernini'nin kariyeri, bu papalık sırasında çok daha büyük fırsatlar olduğu için binalar ve binaların yakın çevresini tasarlamaya daha fazla odaklandı.
Bernini'nin bu dönemdeki kreasyonları arasında Aziz Petrus Bazilikası'na giden meydan da bulunmaktadır. Bernini, daha üzerinde bir yapı bulunmayan bu geniş alanda önce her biri dört beyaz sütundan oluşan iki büyük yarı dairesel sütun dizisi yaratmış, bu sayede de Papa'nın Aziz Petrus Bazilikası'nın cephesindeki sundurmada veya Vatikan sarayının balkonunda göründüğü anlarda inananlarının, hacı ve turistlerin izledikleri o tanıdık oval alanı meydana getirmiştir. Sanatçının tasarladığı bu iki büyük yarı daire, Papa'nın halkı kucaklamasının mimari anlatımı olup, herkes tarafından büyük bir mimari başarı olarak addedilmiştir.
Sanatçının Fransa macerasına değineceğimize yazının başında değinmiştim. 1665 yılına geldiğimizde, Bernini'nin ünü tüm Avrupa'yı kasıp kavurmaktaydı. Bu yüzden, Fransa Kralı 14. Louis'in, Louvre Sarayı'nda ve Paris'in çeşitli noktalarında yapılmasını istediği çeşitli projeler ile ilgili davetini aldı ve Paris'e gitti. (Aslında buna nazik bir davet demek biraz zor. Daha çok Fransa sarayının papa üzerinden Bernini'ye yaptığı bir baskı söz konusu olmuş, Bernini Fransa'ya biraz da zoraki gitmişti.) Şöhreti kendisinden önce Paris'e ulaşan Bernini, Paris sokaklarında yürürken arkasında ciddi bir hayran kalabalığını da peşinde sürüklüyordu. Kral, sanatçıya refakat etmesi için Paul Fréart de Chantelou'yu yanına vermiş, bununla birlikte Fransa Maliye Bakanı'nın asistanlığını yapan yazar Charles Perrault da ziyaretini ilk ağızdan anlatmıştır.
Ancak (belki biraz da zoraki gitmesinden ötürü) Bernini'nin ters davranışlarından, biraz da Fransız karar mercilerinin basiretsizliğinden; Bernini'nin Fransa'daki macerası kısa süre sonra kötü gitmeye başlamıştır. Bernini, Louvre Sarayı'nın en önemli cephesi olan doğu cephesi için hali hazırda inşa edilmiş temeller ve bazı yapılar Bernini ve Kral'ın katılımıyla 1665 yılında bir açılış töreniyle açılmış olsa da, bahis cephe için Paris'ten ayrılmasından 1667 yılına kadar olan süreçte resmi olarak reddedilen bazı tasarımlar sunmuştur. Bu tasarımların reddedilme sebebi, Kral'ın ve Maliye Bakanının, Bernini'nin eserlerini sözde çok "İtalyan" ve çok "barok" bulmasıdır! Hem İtalyan, hem de barok mimarisinin üstadından başka bir şey beklemek mümkün değilken, bu sözde sebeplerin birer "bahane" olduğu söylenebilir. Zira, Kral'ın, sanatçının yanına refakat etmesi için görevlendirdiği Paul Fréart de Chantelou'nun tuttuğu günlüklerden günümüze ulaşan sayfalara göre asıl sebep tamamen faydacıdır: Fiziksel güvenliğin eksikliği, tuvaletlere kolay ulaşılamaması vs! (Öte yandan, Bernini'nin tasarımları, gravürler aracılığıyla Avrupa'da geniş çapta yayılmış, İngiltere'de dahi görkemli konutlarda kullanılmıştır.)
Bernini, Fransa seyahati boyunca, Kral'la da pek geçinememiş, karşılıklı olarak birbirlerine yeterince saygı göstermemişlerdir. Bunlara ek olarak Bernini, Fransız sanat ve mimarisine ilişkin sık sık olumsuz yorumlarda bulunmuş, özellikle İtalya'nın (özellikle Roma'nın) sanat ve mimarisine olan övgülerde bulunup kıyaslamıştır. Hatta guido reni'nin bir tablosunun tüm Paris'ten daha değerli olduğunu söylemiştir.
Bernini'nin Paris zamanlarından kalan tek eseri, Kral 14. Louis'in büstü ve oğlu Paolo Bernini'nin yaptığı ve Fransa Kraliçesi'ne hediye ettiği Oynayan İsa Mesih heykelidir.
Bir başka Fransız basiretsizliğinin örneği: Bernini Roma'ya döndükten sonra Kral 14. Louis'in atlı bir anıtsal heykelini yapmış, heykel Bernini'nin ölümünden 5 yıl sonra Paris'e ulaştığında Kral heykeli "iğrenç" olarak nitelendirilmiş ve kırılıp yok edilmesini istemiştir. Fransızlar ise, heykeli kırmak yerine antik Roma kahramanı olan Marcus Curtius'un bir temsilini heykele oymuşlardır.
Bernini'nin hayatının son iki papası Papa 10. Clement ve Papa 11. Innocent, Bernini'ye pek yakın veya sempati duymamışlardır. Özellikle papalık hazinesinin feci koşulları göz önüne alındığında, sanat ve mimarlık eserlerini finanse etmekle pek ilgilenmemişlerdir. Buna rağmen sanatçı, 1674'te sadece altı ayda tamamen kendisi tarafından yapılan ve önemli bir iş olan Kutsal Ludovica Albertoni heykelinin şekillendirilmesi işini gerçekleştirmiştir.
Hayatının son iki yılında, Roma'da pek çok yetenekli mimar olmasına rağmen papalık tarafından görevlendirilmiş ve Savior büstünü oymuş (San Sebastiano fuori le Mura Bazilikası, Roma), ardından ciddi bir şekilde sağlıklı zihin ve beden sağlığı gerektiren tarihi Palazzo della Cancelleria 'nın restorasyonunu denetlemiştir.
Bernini, Palazzo della Cancelleria'nın restorasyonundan kısa bir süre sonra 1680'de, bir felç sonucu hayatını kaybetmiştir. Küçük bir törenle, basit, süslemesi olmayan Bernini aile mezarı olan Basilica di Santa Maria Maggiore'deki son istiratgahı na gömülmüştür.
Kendisi, bir zamanlar ayrıntılı bir cenaze anıtı planlanmış olmasına rağmen (öğrencisi ludovico gimignani tarafından 1670 dolaylarında mevcut olan tek bir taslakla belgelenmiştir), hiçbir zaman inşa edilmemiştir ve Bernini, 1898 yılına kadar Roma'daki hayatı ve kariyeri hakkında kalıcı bir kamuoyu bilgisi olmadan kalmıştır. Doğumunun yıldönümünde, Via della Mercede'deki evinin ön yüzüne basit bir plaket ve küçük bir büst yapıştırılmış ve bir başka plaketin üzerine "Burada yaşadı ve öldü, bir sanat hükümdarı olan Gian Lorenzo Bernini, önünde papaları, prensleri ve kalabalığı saygıyla eğdi."
bu eserlerle birlikte, tüm sanat tarihçileri tarafından bernini'nin yeteneği "bernini ile kıyaslanabilecek hiçbir heykeltıraş ve mimar yoktur" denilerek ilan edilmiş, istisnasız tüm sanat tarihçilerini kapsayan ortak bir görüş oluşmuştur. bernini'nin bu haklı övgüleri almasının en büyük nedeni, bernini'nin, rönesans dönemi klasik ihtişamıyla, maniyetarist dönem heykellerinde görülen dinamizmi tek potada eritip eserlerine uygulamasıdır. bununla birlikte, bernini, kendisinden önceki heykeltıraşların yaptığı gibi hareketsiz ve heykele yansıtılan karakteri, içinde bulunduğu konuya başlamadan veya sonlandıktan sonraki duruşunu heykellerine yansıtmak yerine, konu gerçekleşirken yaşanan en önemli anları tasvir etmiştir.
davut heykeli bu karşılaştırma için güzel bir örneği oluşturur: michelangelo'nun davut'u goliath'la olan savaşından hemen önce savaşı düşünürkenki tasviridir. halbuki bernini'nin davut'u nda ise, davut, goliath'la savaşının en aksiyonlu anında sapanını germiş şekilde vücudunu goliath'a doğru çevirmişken tasvir edilmiştir. aynı şekilde, persaphone'un kaçırılışı heykelinde, pluto'nun persaphone'u yakalayıp havaya kaldırdığı an ve o anda persaphone'un yüzündeki acziyet ifadesi, apollo'nun daphne'yi ağaca çevirmeye başladığı tam o anda daphne'nin açık ağzı gibi fiziksel ayrıntılar, bernini'nin psikolojik gerçekliğe verdiği önemin yanı sıra; fiziksel ayrıntıları mermere yansıtma konusundaki yeteneğini ve hassasiyetini gösterir.
bernini, heykellerindeki bu dinamizm, fiziksel ayrıntılar, dokunuşlar, teatral kompozisyonlar, ihtişam, psikolojik gerçeklik ile barok anlayışı gerçekleştiren açık ara en önemli isim olmuştur.
yazarın notları: - denemedim ama, google'a "barok dönem" yazıldığında eğer "did you mean bernini?" uyarısı gelmiyorsa, bunu google'ın çok büyük ayıbı/eksikliği sayarım.
- Ütopik bir hayal ancak, Da Vinci, Michelangelo, Donatello, Mimar Sinan ve Bernini'nin aynı dönemde, aynı stüdyoda çalıştığını hayal ediyorum da... Dünya kentleri, sanat yaklaşımı, eserler... Bugün her birinin bıraktığı eserlere baktığımızda "muhteşem" diyorken, birlikte çalıştıkları eserleri gördüğümüzde herhalde nefesimiz kesilirdi.
Bu girdi, Bernini'nin eserlerinin tam bir listesi, eserlerinin yorumları, tarihsel önemleri ve tasnif edildikten sonra bir kaynakça eklenerek geliştirilecektir.
daha çok heykelleriyle anılan rönesans sanatçısı. mimarlık açısından da çok önemli bir işe imza atmıştır. san pietro bazilikasının önünde yer alan ve aynı adla bilinen meydanın mimarıdır. meydanı çevreleyen kolonatlar katolik kilisesinin inananları kucaklayan kolları olarak yorumlanır. bizim sanat tarihi literatürümüzde bu kollar kıskaç olarak anlatılır. kıskaca benzetmek de mümkün tabi. bernini antik roma döneminde mısırdan getirilmiş ve kentte bir kaç kez yer değiştirdikten sonra nihai olarak 1500'lü yılların başında meydanın ortasına yerleştirilmiş dikilitaşı merkez alarak dev bir meydan tasarlamıştır. kolonatlar san pietro bazilikasının merdivenlerine paralel ilerledikten sonra yanlara açılarak oval bir form oluşturur. san pietro bazilikası vatikan'a ait bir yapıdır. ama önündeki meydan italya topraklarında sayılır. papalar öldüğünde inananlar yeni papa seçilene kadar bu meydanda bekler. her yıl milyonlarca inançlı katolik ve turistin ziyaret ettiği bir alandır. upload.wikimedia.org/... bernini'nin dörtlü olarak sıralanmış sütünların üzerine örterek tasarladığı yapı öyle anıtsaldır ki meydanda bulunanlar tarafından formu zorlukla algılanır. i.ibb.co/...