1. girdide (bkz: ) dönemimi anlatmıştım.
    hatta sağ olsun değerli yazar @hammer off bana commodore 64'te manyak gibi oynadığım (bkz: ) oyununu hatırlatınca tarifsiz mutluluk yaşamıştım.

    ben commore 64 ile sürünürken bizim doktorun oğluna amiga 500 aldılar. bi gün bi baktım mahalle arkadaşları onlarda toplanmış (bkz: ) oynuyorlar. ben camlarından izledim. acayip eğleniyorlardı. bu sefer bilgisayarı almak baya bi uzun sürdü. babamın verdiği harçlıkları sakladım, bayram seyran ne harçlık gelirse sakladım. 1 yarım ve 2 çeyrek altınım oldu. mahalle arkadaşları değişti. daha fazla kız peşinde koşulan lise yılları geldi. bu yeni arkadaşların bazılarında da amiga 500 vardı. toplanır (bkz: ), (bkz: ) ve (bkz: ) oynardık. oyunların oynanabilirliği çok yüksekti.

    bir gün sirkeciye gittim. ikinci katların birisinde bilmem ne bilgisayar diye bir tabela gördüm. çıktım ve 2. el amiga 500 sordum. inan olsun 1 yarım ve 1 çeyrek altını bozdurdum ikinci eline. adam battal boy poşete koydu. içine istediğim oyunların disketlerini de attı. eve gidene kadar zaman durdu sanki. eve gidince annem çok sağlam kızdı. evde kullanılmayan siyah beyaz televizyonu benim odama kurdum ve bi açtım logo çıktı. aman tanrımm. swos disketini taktım jrrrk diye ses geliyor diğerini istiyor. diğerini takıyorum vs derken swos yazısı yukarıdan indi. aboooo. siyah beyaz televizyondan bahsediyorum.

    zamanla babamlar eve yeni tv aldı, ben eski renkliye geçtim. envai çeşit oyun oynadım ama swos'un ustası oldum. usta olana kadar çok fazla joystick kırdım. swos 92' de mahalle arkadaşlarıyla lig kurardık. herkesin bir takımı vardı real madrid benimdi. ben bu oyun için üniversitede vize kaçırdım. akşamdan bir ki maç yapayım diye açıp birgün sonra sınavı bile geçirip takımın 2. ya da 3. sezon şampiyonluğunu kutluyordum.

    Bir gün mahalle arkadaşlarıyla bir arkadaşın evinde lig kurduk. nasıl kaptırdıysak İstanbul'da deprem olmuş.annem aradı merak edip. hiç hissetmemişiz bile.

    sonra pc dönemi geldi, playstation'lar vs. ama oynanabilirlik bakımından hiçbirisi amiga 500'ün yerini dolduramadı.
    #199289 tornado | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0bilgisayar 
  2. Sensible world of soccer.Sonrasında , aynı zevki veren spor oyununa rastlamadığım Amiga 500 efsanesi.
    #199355 gaipabi | 4 yıl önce
    0bilgisayar 
  3. firmasının 1990larda türkiye'de kasıp kavurduğu bilgisayardır. ilk alındığında üzerinde 512kb ram vardır ve bir yerden sonra oyunlar oynanamadığından ötürü anne ve/veya babaya rica edilip ek 512kb ram ekletilir.

    türkiye'de bu kadar yaygın tutulmasının sebebi kendisinin fiyatı konusunda bir fikrim olmasa da oyunlarının görece olarak ucuz olmasıdır diyebilirim. bu dönemlerde oyun almak dediğimiz aktivite bilgisayarcıya bir tomar disketle gidilip (ya da bilgisayarcının daha da hoşuna giden şey hiç disketle gidilip, disketin de oradan temin edilmesidir) a4 kağıtlara basılmış olan ve numara, oyunun adı, türü ve disket sayısının bulunduğu listelerden gözümüze hoş gelen veya adını duyduğumuz oyunların bir kağıda yazılmasıyla başlayan bir süreçti. akabinde gereken disket miktarı bilgisayarcıya verilir, bilgisayarcı adlı programı çalıştırarak oyunları kendi kopyasından sizin disketlere kopyalanmaya başlardı. bu programda kırmızı O görmek bilgisayarcıyı sevindiren, sizin cüzdanınızı üzen bir şeydi zira crc hatası olduğunu söylerdi o o harfi. akabinde disket sayısı kadar bir miktarı bilgisayarcıya toka edip çıkardınız. ancak kimi oyunlar bu şekilde edinilse de yanında elkitabı falan olmadığından (ki olsa da çocuğuz ve ingilizce henüz bilmiyoruz o yüzden pratikte çok farkı olmayabilirdi) oynanmıyordu. mesela ssi'ın unutulmaz goldbox serileri olan pool of radiance ile başlayan forgotten realms maceraları olsun, death knights of krynn (sanıyorum) ile başlayan dragonlens maceraları olsun cart diye 'read journal entry bilmemne' diye hikayeyi oradan devam ettirdiğinden ekran başında kalırdınız. biz daha çok taktik savaş gibi oynuyorduk o oyunları sanırım.

    ha bir de amiga 500 dönemi tuhaf bir biçimde 'arkadaşın evinde toplanarak amiga oynama' kavramının da yaygın olduğu bir dönemdi. çok oyunculu oyunlarda (mesela ) bu kompetitif bir şey olurken, tek kişilik oyunlarda gayet internetsiz ve fiziksel biçimde bir let's play durumu oluşuyordu. yorumlar yapılır, durum analizlerine girilir, uygun hareket seçilerek yapılmaya çalışılırdı. 'bir can sen, bir can ben' de olabilen bir şeydi bazı oyunlarda. ama mesela gayet tur bazlı ve gerçek zamanlı oynanmayı birleştirerek tek bilgisayar, tek joystick ile 4 oyuncuyu oynatırdı. şövalyelerin oynaması tur bazlıyken, canavarlarla girdikleri savaşlar gerçek zamanlıydı. sanıyorum iki şövalye birbirine dalarsa ancak ikinci joystick gerekiyordu ama hafızam belirsiz o konuda.

    amiga 500'ün yaygın olduğu dönemler aynı zamanda türk oyun sektörünün temellerinin atıldığı dönemlerdir ilginç bir biçimde. zamanında, ki sanırım ilk türk oyunu olmak konusunda ile yarışır, çıkan olsun, siliconworx'ün yazdığı ve olsun hep bu dönemlerin eserleridir. siliconworx daha sonra sihir tayfasına dönüşmüş ve bambaşka bir dönem daha açmıştır ama o bu konunun dışında kalan bir şey nitekim.

    bu dönemlerin türk bilgisayar oyun dergiciliğinin de şahlandığı dönemler olduğunu da belirteyim. her ne kadar commodore firmasının ithalatçısı commodore dergisi bu alandaki - sanıyorum - ilk eserken, ilk oyun dergisi 'ın çıkarttığı idi. bu dergi daha sonra başka dergilerde de yazacak olan bir çok yazarın ilk yazarlık deneyimini yaşadığı dergiydi - benim açımdan 'ın yazılarının başladığı yer olması hasebiyle önem taşır. akabinde amiga dergisi falan vardı ama ben çok takip etmezdim. 64'ler'in popülaritesi ile beraber bir iki dergi daha da vardı sanıyorum, sonrasında bu yayın hızlı bir biçimde pc oyun dergicilğine kaydı ve level'lar, gameshowlar falan çıkmaya başladı.

    güzel makinaydı vesselam. sonrasında bilgisayarların daha alınabilir olmasıyla kimi o tarafa kayarken, kimileri de playstation'un çıkmasıyla o kısma kaydı. ama bu kadar ikonik bir makina olması bu makinanın önemine işaret etmekte hala.
    #204281 kissingerinpaltosu | 4 yıl önce
    0bilgisayar