1. son yılları dibine kadar siyasi magazin olan hayattır.

    türk siyaseti acayip bir platform. sabah öğlen farklı darbeler yapılan muz cumhuriyetleri dışında bu kadar magazinel bir siyaset hayatı görmek zor.

    neden magazinel diyorum? çünkü siyaset babadan dededen kalma tercihlere ve/veya yaşam tarzına göre parti paylaşımına göre yürüyor. siyasi partilerin aslında en önemli enstürmanı olan parti programları birer ayrıntı. var mı var tadında bir iki kişi tarafından yazılmış beylik metinler. parti programı üzerinden siyaset tartışması döndüğüne hiç şahit oldunuz mu? benim naçizane tecrübemde sosyalist sol yapılar dışında ben görmedim. o sosyalist sol tartışmalar da artık yok ya neyse... o kısım apayrı bir mevzu... )sosyalist sol tartışmaların da ezici bir oranı magazin... hem de ağır magazin ne yazıkm ki...)

    peki siyaset hangi tartışmalar üzerinden dönüyor? tam tamına magazin... o ne dedi? bu ne giydi? kim kiminle ittifak kuracak? o lider şu partiye göz mü kırptı? bu partilerin flörtü evliliğe gider mi? sen abdülhamiti savundun...

    peki bu ne işe yarıyor? tartışmasız sağ partilerin siyasi hayatı domine etmelerine...

    peki neden? cevabı basit. ister adına sosyalist sol ister sosyal demokrasi ister sol komünizm deyin... sol teori ile ilerler. bakmayın türkiye'de bu kavramların içinin boşaldığına. bu kavramlar sol yapılarda bile tartışılmıyorsa bunun sebebi de bu hareketlerde siyaset yapan kitlenin siyasetin magazini içinde boğulmuş olmaları.

    sol teori ile ilerler. peki sağ? sağda teori yoktur; amaç, ülkü veya dava vardır. sonuca yöneliktir sağ. bu nedenle o sonuç için inanılmaz bir manevra alanı vardır. sağ siyaset bunu bildiği için mümkün olduğu kadar solu polemiğin içine çeker. sol yapıların üzerindeki teorik hantallığı kullanır ve kendi propagandası için istediği herşeyi söyletir. söyletti de... bu türkiye sağ hareketi özellikle 90'larda muazzam bir biçimde başardı ve ekmeğini de 2000'ler boyunca yedi. öyle kıvrak manevralar yaparlar ki bir gün libarellerin bütün iltifatlarına mazhar olurlarken bir başka gün en olmadık yasaklar veya uygulamalarla karşımıza çıkarlar. kitleleri de "aga biz napıyoruz" demez. çünkü amaç önemli olan... amaca yürürken herşey mübah.

    sonuç mu? sonuç olarak dayak yemekten vazgeçen sol teoriden vazgeçti ve magazin polemiklerinde altta kalmamak için sağ jargona yüklendi. sağın istediğini söylememek için sağ gibi konuştu. ve gelinen noktada birbirinden farklı olmayan ama birbirinden çok farklı kesimlerin oy verdiği çok acayip bir siyasi hayat ortaya çıktı.

    magazinden sıyrılıp gerçekleri konuşabileceğimiz yarınların ümidi ile...
    #194404 dikkat hassas icerik | 4 yıl önce
    0tespit 
  2. Günümüzde hatırı sayılır yoğunlukta vasıfsızın, lunaparktaki çarpışan oto direksiyonu çevirme marifetine nazire yaparcasına avarece yön verdiği cılız ve kısır yönetim mecrası.
    #194483 stradivarius | 4 yıl önce
    0tespit 
  3. (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    #194723 becoolnotfool | 4 yıl önce
    0tespit 
  4. recep tayyip erdogan tarafindan gundemi belirlenen olusumdur.

    muhalefet partileri uzun sureden beri figuran durumundadir. 2013 yilindan beri gittikce kotulesmekte olan ekonomiyi bile on plana cikarmaktan acizdirler. kemal kilicdaroglu bu durumun bir numarali sorumlusudur ama koltuguna yapismis durumdadir. saniyorum koltuktan tabuta gidecek dogrudan.
    #194801 trakyanin sopari | 4 yıl önce
    0tespit 
  5. nakşibendi köylülerler tarafından domine edildi, şimdi ihvancı köylüler tarafından domine edilmekte. samimiyetin zerresini barındırmıyor.
    #194819 sorg | 4 yıl önce
    0tespit 
  6. #194828 birbaskagocebeencore | 4 yıl önce
    0tespit 
  7. insanın beynini yakan mekanizmadır. mide bulandıracak noktaya gelir, hiçbir zaman görünenin aslında görünen kısımla bir alakası olmadığı gerçeğini eninde sonunda ortaya çıkarır bir kere de göründüğü gibi olsun insancıl olsun dersiniz ama katiyen olmaz.
    son zamanlardaki ekonomik krizle iyice çekilmez ve mide bulandırıcı olmuştur cidden bir çıkarım yapması mümkün değildir.
    #194852 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0tespit 
  8. argümanlar yerine dışlayıcı söylemlerin birbiriyle yarıştığı, çözüm yerine yeni sorunların türediği, siyasilerin halkı eğitmek yerine kandırmayı amaç edindiği, popülist liderlerce fazlasıyla altı kazınan dışgüdümlü bir siyasi hayattır.
    #194860 aziz max | 4 yıl önce
    0tespit 
  9. Schopenhauer - İnsanlar, genel kabul gören bir fikri ne kadar saçma olursa olsun benimserler 


    Evrensel düşünce denilen şeye dikkatle bakınca, onun aslında sadece iki ya da üç kişinin görüşü olduğunu anlarız. Böyle genel geçer bir görüşün nasıl oluştuğunu incelemek, bunu açıkça gösterecektir. Böyle bir düşünceyi önce iki veya üç kişi varsaymış ya da formüle edip öne sürmüştür. Başkaları da iyi niyetle onlara güvenir, bunu yeterince sınadıklarına inanır. Söz konuşu iki veya üç kişinin gerekli yetiye sahip olduğu ön yargısıyla birileri bu fikri kabul eder; sonra da onlara güvenen, tembellik nedeniyle titiz ve zahmetli bir sınamaya girişmektense fikre hemen inanmayı yeğleyen birçok kişi daha çıkar. Böylece tembel ve saf taraftarların sayısı günden güne büyür. Fikre verilen destek iyice arttığında, daha sonraki yandaşları bunu onun sağlam ve ikna edici gerekçeleri olmasına bağlar. Geri kalanlar da, herkesin doğru saydığı bir şeye karşı çıkarak bütün dünyadan daha akıllı olmak isteyen şımarık ve huzursuz tipler damgasını yememek için, bu genel geçer fikri kabul etmek zorundadır.

    #194989 sprezzatura | 4 yıl önce
    0tespit 
  10. siyaseti halka hizmetten çok belirli bir zümreye hizmet olarak algılayan, bal tuttuğu için parmağını yalayan, devletin malının deniz olduğunun sanan, demokrasinin d'sinden anlamayan binlerce insanın bulunduğu ortam..
    #195108 sessizadam57 | 4 yıl önce
    0tespit 
  11. Cambaza bak oyununun kralının döndüğü siyasettir.
    Anlık olarak benim de çok çabuk tepki verdiğim olaylar döner genellikle.
    Basın aydınlatıcı olmadığı için ve her zaman havuz medyası olduğundan olayları insanlar doğru düzgün kavrayamıyorlar, buna ben de dahilim.
    Aslında bizim ülkenin siyaseti atatürk'ten sonra genellikle hep belli başlı aileler etrafından dönmüştür.
    Atıyorum şimdi chp'de siyaset yapanın amca,dede,teyze,hala vsi. Eskinin adalet partisi'nde yapmıştır mesela.
    Bunlar ya toprak ağası ya eski büyük esnaflar ya aşiret ağaları ya da fabrikacı veya eski asker, bürokrat ailelerden gelme oluyorlar genelde.
    Birisi bir yerden bir şey patlatIR o ona laf Çakar diğeri hep başka bir şey söyler parsayı beraber götürürler işte.
    Hep, birden patlar siyasi kavgalar hiç ilerici kavgalar da değildir genelde.
    Saman alevi gibi bir gecede yanar Söner siz de o olayı kafaya taktıysanız geçirdiğiniz baş ağrısıyla kalırsınız işte.
    Günümüzdeki sıkıntısı ise ilk defa bir siyasi partinin iktidarda bu kadar kalması ve gerici faaliyetleri olan kadrolarının partide faaliyet göstermesidir.
    Her şey gibi bu da geçeçektir fakat sosyolojik düzeyde halk bilinçlenmezse eskinin ecevit-demirel kavgası gibi 20 yıl sürecek kavgaların olduğu siyasi dönemlerin geleceğini düşünüyorum yine.
    Ve bu illallah ettiğimiz akp'den birçok siyasetçi de diğer partilerde bulunacaklardır. Aynı tas aynı hamam iki ileri bir geri döngüsüne yine girebiliriz yani siyasette.
    Bir de dikkatimi çeken bir durum da şu 70-80-90'ların liderlerinin hepsi 2000 başında bir anda gittiler.
    Büyük ihtimalle şimdiki siyasi liderlerinde hepsi yakın periyotlarda siyasi arenadan çekileceklerdir.
    Sonra gelecek 20 yılın siyasetçileri yerlerini alacaktır gibi geliyor bana.
    bu iş büyük ihtimalle yine mhp'nin hükümet düşürücülüğü sayesinde olacaktır.
    #251194 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0tespit 
  12. Koltuk sevdasından ibarettir. Örnekleri oldukça fazladır. Bir siyasi partinin başına geçen x, parti içerisindeki muhaliflerle uğraşır durur. Baktı uğraşmakla olmuyor, tüm muhalifleri partiden ihraç eder. Sözde temizlik sonrası kongre düzenlenir ve tek aday olarak katılan x oy çoğunluğu ile tekrar seçilir. Bu çark böyle döner durur. Bazıları da muhaliflere en baştan izin vermediği için bu işlerle uğraşmak zorunda kalmaz. Çünkü eleştirilemez.
    #251195 fcan | 4 yıl önce
    0tespit 
  13. 1945'ten bu yana çok yanlış yollara sapan liderlere tanıklık etmiş olan siyasi hayat.

    ama en azından bunların çoğu yine de ülke için bir şey yapmaya çalışanlardı. en azından öyle olduğuna inanmak istiyorum. mehmet ali birand'ın darbe belgesellerinde gerek demirel, gerek ecevit türkiye'nin ekonomisini düze çıkartmak için nasıl çaba sarf ettiklerini anlatıp duruyor. o sebeple onların söylemlerine inanmak istiyorum. belki de yalan söylüyorlardır bilemeyeceğim.

    ama ne olduysa özal ile oldu gibi. özal'dan sonra iflah olmadı pek bu ülke. ne yaptıysa adam giderayak artık...
    0tespit 
  14. Son yıllarda anlaşılan o ki 55 + kişilere kesinlikle siyasi yöneticilik,bakanlık, cumhurbaşkanlığı verilmemelidir.
    Yönetici kesimde fikrî fosiller istemiyoruz.

    #258687 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0tespit 
  15. demokratik monarşizmdir.

    tıpkı kutsal roma imparatorluğu gibi, başımızdaki ölünce başımıza bir hükümdar seçiyoruz.

    yine japonya'ya göre bir nebze iyi. mesela benim bir arkadaşımın ailesinde hiç siyasetçi olmamasına rağmen, adam türkiye'de bir partide iyi konumlara geldi. japonya'da yaşasa hayatta gelemezdi o konuma mesela.

    ben doğu toplumları hep aynı diyorum da kimse bana inanmıyor.
    3tespit 
  16. dün ailece sohbet ederken oğlumun ağzından dökülen "türkiye cumhuriyeti krallığı" bizi üzmüştür, siyasi hayatımızın son döneminin
    bilinçli bilinçsiz bireyler üzerindeki algısını özetlemiştir.
    #258717 la campanella | 4 yıl önce
    0tespit 
  17. gönül rahatlığıyla oy kullanacak aday bulamadığınız fakat aynı gönül rahatlığıyla kime oy vermemeniz gerektiğini de bir şekilde bildiğiniz bir siyaset.
    #286209 isthatnotokey | 2 yıl önce
    0tespit