1. Bu yaz pandemi sebebiyle, daha önceki kimi yazlarda geneli politik olmak üzere çeşitli sebeplerden ötürü, turizm faaliyetleri ile hayatını kazanan özellikle "esnaf" kesimin, iki yüzlü, çıkarcı ve çifte standart taşıyan davranışları sebebiyle, tüketiciler tarafından eleştirilmesine karşılık, turizmci tayfanın "memleketi biz kurtarıyoruz, siz kim oluyorsunuz?!" minvalindeki yaklaşımları bu durumun ana sebebidir.

    Tüketici tarafındaki eleştirilerin, yeri geldiğinde edilen küfürlerin, otel sahiplerine, sektörün içinde olup iyi günde yerli turisti umursamayan taksici, transfer elemanı, acente gibi alt başlıklara yönelik olduğu doğru bir tespit olacaktır. Buna karşılık, turizm tarafındakilerin ettikleri küfür ve hakaretler, tüm tüketiciye yönelik olmakta ne yazık ki.

    turizmci tayfasını bu aşamada itici hale getiren;
    - sıkışınca sarıldıkları yerli turiste etmedik laf bırakmamaları,
    - memleketi kurtaran tek endüstrinin "turizm" olduğunu sanmalarıdır.

    Tüketici tarafından biri olarak, hem benim, hem de etrafımdaki kimsenin turizm sektöründe çalışan alt ve orta düzey çalışanların aç kalmasını istemediğini ifade edebilirim. Hatta hangisine sorsanız "patron tarafından sömürüldükleri" konusunda turizm emekçilerine destek verecektir.

    insanların, "turizmde kriz var!" haberlerini duyduklarında (bkz: ) demelerinin sebebi, sadece sektör daralmaya gittiğinde hatırlanmaları, diğer zamanlarda resmen kapıdan kış kış edilmeleridir.

    - taksiye yanaşırsın, cebinde tl olduğu için almak istemezler...
    - acenteye gidersin, türk pasaportun olduğu için oda yok derler...
    - restorana gidersin, göz göre göre 3 liralık menüyü 103 liraya kilitlemeye çalışırlar. türk olduğunuzu anlayınca bunu 53 liraya indirir, yine ayak üstü geçirirler size.
    - kamu malı olan sahillerde denize girmek istersiniz, yan yana dikilen 500 tane otelin hiçbirisi izin vermez. ya alenen kovarlar, ya da ciddi bir mobbing uygularlar, götünüze baka baka dönersiniz, gücünüz de yetmez.
    - uçak mı düştü, kriz mi çıktı? "aman efendim bizim canımız ciğerimiz yerli turistimiz. bu vatan hepimizin, aynı gemideyiz" iki yüzlülüğü sergilerler.
    - Patron sezonda kazandığı 5-10 milyonu toplar, gider diğer sektördeki işine yatırım yapar. ne çalışan olarak o küfür eden turizm emekçisine, ne müşteri olarak bize faydası dokunur. amiyane tabiriyle siki taşağına denk gezerler.
    - açık büfelerde yaşanan gıda oyunlarını küfürbaz turizmci kardeşim de biz de biliyoruz. eşek yüküyle para kesip, dünden kalan yemeği başka yemekle birleştirip itelerler sanki kar payları azmış gibi.
    - cebindeki türk lirasını hor görürler.
    - en kötüsü ise, sosyal platformlarda ana bacı düz giden turizm tayfası, bunları bilir ama gıkını çıkarmaz. örneğin eskişehir'de yaşayan memur ailenin bir haftalık tatil için 3 maaşlarını bıraktıklarını adları gibi bilir. ama söz konusu kendi maaşları olunca ne orospu çocukluğumuz kalır, ne beyinsizliğimiz, ne dangalaklığımız...

    işte bu yüzden sevgili turizm sektöründe iştigal eden turizmci arkadaşlar; kraldan çok kralcılık yapmanın alemi yok. sizi de bizi de her sezon beceriyor bu patronlarınız. bir taneniz çıkıp da "öyle yağma yok, bizim insanımız bu ekonomik şartlarda nerede nasıl tatil yapacaklar? kapasitenin en az %51'i yerli turiste ayrılmalı" demiş olsaydınız, evet hepiniz haklıydınız.

    o patron denen kan emici uyanık pezevenkler, seracının, acentenin, kominin, ön bürocunun parasını adam gibi verse yine kazanacak. kendi hakkınızı aramayıp, sonra tutup yerli turiste küfretmeyin. hor görülen tüketici olarak (bkz: ) dememizin sebebi var!

    çok normal bir tepki bu tüketicininki: yıllarca biz tatil yapamadık, hep uzaktan baktık... madem o zaman aynı gemide değildik; şimdi niye bizi aynı gemiye almaya çalışıyorsunuz?! ha, aç kalacağız zaten. bak orada aynı gemideyiz. ama kusura bakmayın, siz bizi her sezon becerirken, hiçbir sezon ne kendi ne de bizim hakkımızı savunmazken, şimdi tutup sizin ve size hizmet eden sektörler aç kalacak diye üzülemiyoruz.



    bakın sizler çok daha iyi anımsarsınız... uçak krizi olduğunda, turizm bilmem ne derneği başkanı (ki antalya'da devasa bir de oteli var) çıktı dedi ki; yerli turist için yurtdışına çıkış harcı birkaç kat zamlansın... feryat eden sadece yerli turist oldu. bir tanenizin gıkı çıkmadı. neden? çünkü o taptığınız yabancı turist gelmediği için bizi yunanistan'a kaptırmamak işinize geldi... oooh dediniz, biz tokatladığımızı biliriz... bir tane acente "olur mu öyle şey yaaa" dedi mi? "ama bu seyahat özgürlüğüne aykırıdır" dedi mi? bir taneniz de, "ulan madem yerli turist bizi kurtaracak, biz de şöyle güzel bir indirim yapalım da bu sezonu da varsın başa baş bitirelim, en azından sektör geriye gitmesin, insanlar da tatil yapsın" dediniz mi? yine lahmacunu 100 liradan çaktınız, küçük suya 15 lira para ödettiniz! hiç kafanızı öne eğmeyin, hatırlıyorum ben fiyatlarınızı! 4 kişilik bir aile sizde 1 hafta tatil yaptığı zaman, o dönemim fiyatlarıyla yarım araba alabiliyordu be!

    o paragözlüğünüz, riyakarlığınız, kraldan çok kralcılığınız yüzünden, elin avrupasından gelen 2. sınıf vatandaş kadar kıymetimiz yok bizim, cebimizdeki para kıymetli olmadığı için!

    diyorsunuz ya; turizm batarsa, bağlantılı tüm sektörler batar... herkes işsiz kalır vs... ekonomi dönmez. beyniniz algılamıyor bunu salaksınız, malsınız, ananız babanız belli değil falan...

    bir de şöyle düşünün:
    eğer yerli turiste yeterli kapasite ve insan gibi fiyatlar sunsaydınız, yerli turist tasarruf ettiği o parayı gidip başka ihtiyaçları için harcayacak, yani yine ekonomiye katacaktı. götüne sokacak hali yoktu.

    beyaz eşyasını yenileyecekti...
    evini boyatacaktı...
    daha çok et-süt alabilecekti...
    daha fazla tekstil ürünü alabilecekti...
    daha çok sosyalleşebilecek, cafe, sinema gibi yerlerde daha çok para harcayabilecekti..
    daha çok tatile çıkabilecekti...

    yani sevgili turizmci arkadaş; bu ekonomi yine dönerdi. ama tek elde birikmez, daha homojen dolaşırdı piyasada para... memleketimiz de, tek bir sektöre bu kadar bağlı kalmayacak, tek bir sektör krize girdiğinde bu kadar sallanmayacak; krizin etkilerini pek çok sektöre dağıtarak daha hafif atlatabilecekti. kapiş?

    şimdi çıkar lütfen o at gözlüğünü turizmci arkadaş. o tarifsiz egonu da kenara bırak.... külahını çıkar kafandan, koy önüne.

    biz salak değiliz. biz sektör düşmanı değiliz. biz ne yazık ki, zengin de değiliz. biz yolunacak kaz değiliz. kendi memleketimizin tatil yörelerinde hor görülecek insanlar değiliz. orospu çocuğu veya dangalak değiliz... Enayi hiç değiliz!

    fakat tüm bunları bize ima ettikten ve yaşattıktan sonra size ne yazık ki üzülecek de değiliz.
    #193366 vienna ghost | 4 yıl önce
    0anket 
  2. Haklı bir serzeniş, tüm sektörlerde durum bu ama galiba turizm sektörü çalışanlarının ikiyüzlülüğü daha ön planda. Soru şu: aynı coğrafyadaki ülkelerden (İtalya, Hırvatistan, Yunanistan ve Türkiye) hangisinde her an kazıklanma ihtimaliniz vardır?
    #193511 mangoe | 4 yıl önce
    0anket 
  3. Daha dün bana 10tlye plastik top, 6 tlye ozmo sürpriz yumurta satan turizm yöresi bakkal esnafına üzülmeme durumu. Üzülmüyorum valla, kusura bakmasınlar.
    #193562 camoka | 4 yıl önce
    0anket 
  4. Turizm tayfası sadece patronlardan ve esnaftan oluşmadığından mütevellit katılmadığım bir önermedir. Evet bazı konularda haklı olabilirsiniz ama geneli kaçırdığınızı düşünüyorum.
    #193636 papa de elise | 4 yıl önce
    0anket 
  5. Normal sezonlarda türk turistleri otellere kabul etmemeleri kabuk etseler bile menüleri döviz üzerinden fiyatlandırmaları.
    #193968 akg | 4 yıl önce
    0anket