Teyzem, annanemlerin köyde yaşadığı zamanlarda daha üç aylıkken hayatını kaybetmiş. Kadın, komşuya el işine yardım etmek için gittiği bir vakit görümcesine emanet etmiş geldiğinde çoçuk öldü demişler yıkılmış kalmış, boynundaki nazar boncuğu kırıkmış bu çok büyük bir travma yaratmış olacak ki evinin her odasında duvarda yoksa masada bir yerde nazar boncuğu vardır. annanem döndüğünde, yüzü buz gibi kas katı kesilmiş diye anlatır. İlk göz ağrısının kaybını ömrü boyu unutamadı ne zaman eskilerden konu açılsa çektiği çilelerden bahseder sonunda konu hiç göremediğim teyzeme gelir gözleri dolardı. Öldükten sonra otuzlu yaşlarında cennette buluşacaklarını, kendisini beklediğini söylerdi ve kim bilir nasıl güzel bir kadın olarak çıkacak karşıma diye eklerdi. Anlayacağınız bir zamanlar var olduğunu bildiğim ama hiç göremediğim muhtemelende göremeyeceğimdir.