Gülmek bir erdemse Asım
Gülerdi gülmek için değil
Papatyalar açarcasına
O Erzincanlı yüzünde
Çalışmanın şavkıyla ışırdı gözleri
Bugün tek taşına da olsa
Yarın el ele
Garip bir kuştu Asım
Zümrüdü-anka
Küllerini seveyim
Öpe savura*
*can yücel'den canyoldaşıma adlı şiir.
asım bezirci, cumhuriyet dönemi'nin yetiştirdiği en önemli edebiyat ve politik eleştirmenlerden biri. eleştirmen fakat bir yazar aynı zamanda. sartre'dan flaubert'e, brecht'den eluard'a kadar birçok yazarın kitaplarının çevirmeni.
asım bezirci türk edebiyatı'nın ince bir dille sert eleştiriler sunabilen en değerli eleştirmenlerinden biridir. nesnel bir zemine basarken ayağını, "mutlak doğrunun" sorgulanmadığı her şeye bir set çekip geçmişten geleceğe bir köprü kurarak kaleme alır yazılarını. belki edebiyat tarihinde türkiye için yazdıklarına en fazla dikkat edilen eleştirmendir dönemi için. lise yıllarında arkadaş oldukları fethi naci'yi de elbette unutmamak gerekir bu noktada. fakat yine de bezirci; yöntemi ve yetkinliğiyle, sert eleştirileri ve nahifliğiyle, özgünlüğü ve muhalifliğiyle bir mihenk taşıdır türk edebiyatı'nda.
1927 yılında erzincan'da dünyaya gelir. ilkokulu yine erzincan'da tamamlarken liseyi erzurum lisesi'nde bitirir. ilk yazın denemelerini de lise dönemlerinde, erzurum'da günlük olarak çıkarılan bir gazetede gerçekleştirir. bu başlangıç asım bezirci için yaşamının her anında var olacak olan edebiyat adına üretkenliğe yönelik ilk adımdır. ölümüne kadar -ki bu noktadan hiç bahsetmek istemeyiz- üretkenliğini de koruyacaktır.
1950 yılında istanbul üniversitesi'nde türk dili ve edebiyatı bölümünden mezun olur. yine aynı yıl gerçek gazetesi'nde, a. toplumcu müstear ismiyle politik fıkralar yazmaya başlar. bu arada edebiyat eleştirileri ve metin çevirilerine de başlamış olur. gazetenin kapatılmasının ardından birçok soruşturma ile karşı karşıya kalır. bunların bütünü, dönemin baskıcı halinden dolayı ortaya çıkar. sonrasında aklansa da 6 ay hapiste kalır. 1960'a kadar fikret arel, halis acarı isimleriyle 1960'tan sonra ise kendi adıyla yeni ufuklar, pazar postası, yelken, dost, ataç (bu dergiyi kendisi çıkarır), forum, papirüs, may, dönem, gelecek, soyut, politika ve dahası olan gazete ve dergilerde yazılar yazar. tüm bu üretimleri 26 yıl boyunca maddi sıkıntılardan dolayı muhasebecilik yaptığı dönemin zamansal zorluğuna rağmen ortaya koyar. 1993 yılında ise, yaşamdan ayrılır. 1993, madımak... sonra tekrar dönmek üzere, devam edelim.
fethi naci ile birlikte istanbul'a okumak için geldiklerinde edebiyata "gönül vermiş" iki gençten bezirci edebiyatı, naci ise iktisadı seçer. buna karşı bezirci arkadaşına “edebiyata sırt çevirdin, sen bir hainsin,” derken, fethi naci ise ona gülümseyerek “edebiyatı seçtin, sen de aç kalacaksın,” der. sonrasında bezirci "zaman onu haklı çıkardı," diye bu diyaloğa not düşecektir. çünkü maddi sıkıntı hiçbir zaman yakasını bırakmaz bezirci'nin. sonuçta kaleme aldığı birçok metni, edebiyatın ilerlemesi ve toplumsal dönüşümün sağlanmasına katkı olarak görür.
öznel ve izlenimsel eleştiride bir bakıma yol katetmiş türkiye'ye, nesnel ve bilimsel bir bakış armağan eder bezirci. ve bu yaklaşım öylesine kabul edilmiştir ki türkiye'de, asım bezirci yazmışsa doğrudur, görüşü hakim olur edebiyat alanına. çünkü bezirci'nin sunduğu argumanlar temeli sağlam ve reddedilemez ilkeler bütününe dahildir. artık eleştiri öznel olmaktan çıkıp nesnel olana; idealist yaklaşımdan uzaklaşıp gerçekçi bakışa içkindir. bezirci'nin eleştirileri yansız ve eksiksizdir; detaycı ve titiz bir çalışmanın ürünüdür.
elbette bu noktada bezirci'nin derlemelerini ve çevirilerini konuşmamız gerek. nazım hikmet, orhan veli, cahit sıtkı tarancı, edip cansever gibi şairlerin şiirlerini topladığı derlemeleri vardır. tüm bu derlemeler, özenle ve kronolojik olarak eksiksiz sunulur bizlere. şu anda hala birçok yazar ve şairden okuduklarımız, asım bezirci'nin çalışmalarıyla var olmuştur. çevirileri ise geniş bir yelpaze barındırır. sosyalizmle ilintili çevirileri olmakla birlikte, felsefe ve edebiyat alanında da çevirileri vardır. ve elbette bu çeviriler de çok iyi çeviri örnekleri taşır. çevrilen dilin yetkiliğine bağlı olup olmadığı bir tartışma konusu olabilecekken; bezirci tarafından türkçenin kullanımına yönelik var olan yetkinlik, kuşkusuz bu çevirileri iyi örnekler haline getirmeye esaslı bir nedendir.
"yakınlarımın söylediklerine göre, yufka yürekli ve aşırı duyarlı bir kişiyim. acıklı olaylardan çok ve çabuk etkilenirim. ölümlerle birlikte yaratılan ağlamaklı hava da buna eklenince yersiz, ölçüsüz yargılarda bulunmam kolaylaşır. aynı olumsuz sonuç bana benzeyenler için de söz konusudur. bundan sakınmak çevrenin yatışmasına, yaranın kapanmasına, serinkanlılığın kazanılmasına bağlıdır. bu da birkaç günde gerçekleşmez, beklemek gerekir. bağrına taş basarak bilinçle, dirençle beklemek. doğrusu, zor bir iş bu, ama zorunlu…?"
bilimden yana adlı kitabında bezirci ölümden böyle bahsediyor. bilinçle ve dirençle beklemek... 1993 yılında madımak oteli'nde, şeriat isteyenlerin naralar savurarak "cehennem ateşi" dedikleri bir ateş yükseldi. onlarca kitabı ve onlarca çevirisi bulunan; binlerce makale, fıkra, deneme kaleme alan asım bezirci, bilinçle ve dirençle madımak'taydı elbette, 1993'ün temmuz'unda, bir katliamdı yaşanan, devletle ve barbarlarla ortaya çıkan. ama yine de yılmaz odabaşı'nın dediği gibi: barbarların yaktıkları ateş günübirlik sönse de asım bezirci'lerin yazdıklarındaki ateş umuyorum ki kuşaklar boyu hep yanacaktır... hep yanacaktır!
hayat efsanedir
saçların aklarla dolduğu zaman
geriye hasretle bir bakar mısın?
yıllar mazimizi yolduğu zaman
göğsüne menekşe, gül takar mısın?
pembe kıyılardan geçse bir sandal,
işitsem sesini şen fıskiyenin;
zikrimde canlanır eski bir masal:
gözümde gözlerin, elimde elin...
zaman kalbimizde can vermiş gibi,
en güzel renklerle süslenir mekân...
suda aksimizle, havuzun dibi
“hayat efsanedir” diyordu her an!
13 mayıs 1944, erzurum
asım bezirci
kitapları ve derlemeleri:
çok kapılı oda (1961)
edip cansever (1961)
günlerin götürdüğü getirdiği (1962)
bilimden yana sosyalizme doğru (1963)
abdülhak hamit ve târık yahut endülüs fethi (1966)
okudukça (1967)
orhan veli kanık (1967)
ahmet haşim (1967)
nurullah ataç (1968)
dünden bugüne türk şiiri (1968)
metin eloğlu (1971)
on şair on şiir (1971)
seçme romanlar (refika taner'le birlikte, 1973)
ikinci yeni olayı (1974)
sabahattin ali (1974)
nâzım hikmet ve seçme romanlar (1975)
orhan kemal (hikmet altınkaynak'la birlikte, 1977)
halk, sosyalizm, kültür ve edebiyat (1979)
1950 sonrasında hikayecilerimiz (1980)
seçme hikayeler (refika taner'le birlikte, 1981)
pir sultan (1986)
halkımızın diliyle barış şiirleri (1986)
şairlerimizin diliyle barış (1987)
rıfat ilgaz (1988)
deyimlerimizin sözlüğü (1990)
temele gül dikenler (1993)
güle dil verenler (1993)
çevirileri:
halkın ekmeği (bertolt brecht) (a. kadir ile birlikte)
demokrasi, barış, sosyalizm (jean jaurès)
seçmeler (jean jaurès)
seçme şiirler (paul éluard) (a.kadir ile birlikte)
asıl adalet (paul éluard)
varoluşçuluk (jean-paul sartre)
sosyalist açıdan toplum, sanat, eleştiri (georgi plehanov)
sosyalizm ve edebiyat (anatol lunaçarski)
felsefe bilim ve din (marcel cachin ve rene maublanc)
pyrrhus ile cineas (simone de beauvoir)
diderot (andre cresson)
yeni roman (alain robbe-grillet)
üç hikâye (gustave flaubert)
belâlı yer (e. caldwell) (h.l. ak ile birlikte)
edebiyat üstüne (alain)
dünyada sendikacılık (g. lefranc)
özgürlük sorunları (r. maublanc) (v. günyol ile birlikte)