çoğu zaman devletlerin politikalarıyla paralel çalışmaları gereken insanlar.
mesela türkiye'de antik yunan tarihi üzerine çalışan veya ileride bu konuda tarihçi olması için yetiştirilmekte olan pek az insan vardır. ama osmanlı tarihi üzerine yüzlerce tarihçi bulabilirsiniz.
abd'de, ülkenin yapısı gereği, daha çok konuda çalışabiliyorlar. örneğin abd'li bir tarih mezunu arkadaşımla adnan menderes hakkında bile sohbet edebiliyorum. gerçi orada da atatürk'ü diktatör olarak öğretiyorlar o da ayrı. o da en son benimle tartışmaktan bıkıp "tamam diktatör değil ama diktatör" demişti.*
japonya'da ise tarihçilerin en çok çalıştıkları konu japonların kökeni. bizde de olan "tüm dünya türkmüş" şeklindeki düşünce onlarda da var biraz. japonları üstün ırk olarak göstermek için çok gayret ediyorlar ama ne hikmetse eski imparator mezarları olan kofunları açmaya cesaret edemiyorlar. içlerinde kore kültürüne ait yüzlerce eşya olduğu için olabilir mi ki?
Yazarsa yanar meslek erbapları. Mesela insanlık tarihinin en enteresan adamlarından biri, Roma'nın en ölümcül düşmanı sayılan vi.mithridates bizim topraklarımızda yaşamış, gürcistan'Dan ermenistan'a, kapadokya'Dan rodos'a 80 yıl taht oyunları ilginçliğinde masalsı savaşlar vermiş. (bkz: mitridatik savaşlar). Adam zehir biliminde mevcut terimlere adını vermiş, rapunzel masalına ilham olmuş, Mozart adına opera yazmış. Bizim tarihimiz de, yaz, yay, anlat sıkıysa.
Tarihçi olamazsın kolay kolay. "Şöyle" tarihçi olabilirsin.
Objektif olmak zorundadır. Tanrı'nın unuttuğu bir yerde lise öğrenimimi görürken bir tarihçi getirttiler okuluma.
Bütün okul konferans salonuna indi, zorla tarihçiyi dinlemeye çalışıyor.
Konuyu falan hatırlamıyorum tam olarak ama mesele halep'e geldi.
Halep'i alamadık, oradaki insanları yüzüstü bıraktık, Halep normalde suriye'de kalmak istemedi bizi istedi fakat biz onları bilerek almadık, gibi bir şey dedi. Fakat hiç atatürk ve silah arkadaşlarının ismini vermedi bunları söylerken. Kripto çalıştı bildiğiniz.
Hadi ben çoğu şeyden habersizdim. bir de adama karşı ilgim yoktu da şimdi düşününce bir tane tarih öğretmenim de demedi ki bu tarihçi Müsvettesine, kardeşim senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu biz oraları nasıl alabilirdik, öyle bir gücümüz mü vardı, alsak nüfusun büyük kısmı arap ağırlıklı onları nasıl yönetirdik ? Bunları bile demediler.
O tarihçiyi getiren idareci Tayfasına ne oldu dersiniz, hepsi fetö'den meslekten atıldı.
Şimdi düşünüyorum da bu milletin beynini bulandırmak için on yıllardır nelere nelere başvuruyorlar özellikle taşra kısımlarda.
Bunlara karşı çok çok dikkat etmek gerekli her zaman.
- tarihçinin de adını hatırlamıyorum hatırlasam çok güzel ifşa ederdim burada.
Fakat ya malum partiye yakın cenahtan ya da fetö'den büyük ihtimalle ikisinden biri.