bilimsel adı Carcharhinus leucas olan boğa köpek balığı insanlar için en tehlikeli köpek balığıdır. evet, yanlış okumadınız, büyük beyaz köpek balığından bile daha tehlikelidir. bunun birkaç nedeni var.
öncelikle, boğa köpek balığı, büyük beyazdan yapı olarak daha küçük olsa da, çene gücü ve ısırığı büyük beyazdan daha fazladır. boğa köpek balıklarının hipopotam veya timsah bile öldürdükleri görülmüş.
ikincisi, büyük beyazın aksine tatlı sulara girebilirler. boğa köpek balıkları karaciğerlerinin vücutlarındaki tuz oranını ayarlayabilmesi sayesinde hem tuzlu, hem de tatlı suda yaşayabilirler. üstelik, “şu nehirden geçiyordum, biraz burada takılıp soluklanayım, yoluma devam ederim” şeklinde değil. aylar hatta yıllarca tatlı suda kalabilirler. bunun en bilindik örneği, avustralya’daki bir selden sonra bir golf sahasının gölünde mahsur kalan 6 köpek balığı. gölü öylesine benimsemişler ki, azalarak yok olmak yerine serpilip çoğalmışlar gölde * haberini burada bulabilirsiniz.
biraz teknik bilgi de verelim boğa köpek balıkları hakkında... köpek balıkları arasında en sıradan tipe sahiptirler. kaplan köpek balığı veya çekiç kafalı veya limon gibi diğerlerinden ayrıştıracak belirgin bir özellikleri yoktur ama diğer köpek balıklarıyla karşılaştırdığınızda daha tıknaz olduklarını görürsünüz. dişileri erkeklerinden daha iri olup, uzunlukları ortalama 3 metreyi, ağırlıkları da 140 kiloyu bulur. daha sıcak okyanusların kıyılarında ve daha önce dediğim gibi nehirlerde ve göllerde yaşarlar. doğal yaşamda insanlar dışında onlara tehdit edecek başka bir canlı yoktur. iucn kırmızı listeye göre, neredeyse tehdit altında olarak sınıflandırılmışlardır.
nasıl ki kedilerin kafalarıyla gövdelerinin birleştiği yerden tutunca kediler kitleniyorsa, burnuna doğru set çektiğinizde kitlenip kalan hayvan.
illa dokunmanıza da gerek yokmuş. avcunuzu burnuyla hizadığınızda sizi ellemiyorlar ilginç bir biçimde.
yağış miktarına göre ya sahillerde ya da tatlısularda yaşarlarmış. yağış mikatarı arttığında sahillere yolu düşermiş. yağışları bir nevi takvim olarak kullanıyorlarmış.
bir de okyanusa 6 yaşından sonra açılıyorlarmış. ilk beş yılları genelde sığ sularda geçiyormuş.