-
orjinali bbc de 2001 - 2003 arasında 2 sezon yayınlanmış komedi dizisi.
ingiltere versiyonun da ricky gervais ve martin freeman gibi isimler vardı.
bbc her güzel diziye yaptığını yapıp, son derece az bölümle, diziyi tadı damakta kalacak şekilde kısa sürede sonlandırmış, amerikalılar da her güzel diziye yaptıklarını yapıp diziye kendilerine uyarlamışlardır. ilginç olansa, steve carell 'li amerikan versiyonunda en az orijinali kadar başarılı bir iş çıkmış ortaya.
ricky gervais: i.dailymail.co.uk/...
-
Mükemmel komedi dizisi (amerikan versiyonu için konuşuyorum).
Sırf Dwight schrute için bile izlenir.
-
İzlerken çoğu zaman cringe denen olayı iliklerime dek yaşatan dizi. Bölümleri kısa ama dolu dolu, kimi zaman güldüren kimi zaman daha da güldüren benim için efsane niteliğinde bir dizi.
Bana göre, güldürmek çok zor bir iş. Fark etmişsinizdir eskiden güldüğünüz çoğu şeyi şimdi açıp baktığınızda " buna mı gülmüşüm" diyebilirsiniz. Mizah mevcut zaman diliminde komik gelen, ancak aradan zaman geçince etkisini yitiren bir olay. Bu dizi ise yıllar önce çekilmesine rağmen hala ilk günkü gibi güldürebiliyor. Etkisi zamandan bağımsız eserler benim için kaliteli ve de efsane olmasına yetiyor. -
amerikan versiyonu izlenmeden önce izlenmemesi gereken ricky gervais belgesel-komedisi. çünkü ingiliz versiyonundaki o duyguları, utanmayı tatıktan sonra, amerikan versiyonu bir yavan gelmeye başlıyor. gayet kısa ve öz anlatılan karakterler amerika versiyonunda sakız gibi uzatılıyor, her gün farklı maceralara atılıyor.
amerikanlar her şeye yaptığı gibi office'i de mahvediyor.
eğer ingiliz versiyonundan başka bir diziymiş gibi davranırsanız amerikan versiyonuna, en iyi 2. komedi dizisidir.
birincisi ise belli (bkz: the office uk)
---spoiler ---
that's what she said
--- spoiler --- -
bir süre telif tartışmalarının da yapıldığı almanya'daki adaptasyonu için (bkz: stromberg) -
ekşi'deki paylaşımım sonrası burada da sevgili okuyucu/yazarları bilgilendirmek amacıyla paylaşım yapacağım muazzam dizi.
dünya dizi tarihine michael scott ve dwight schrute gibi iki sıradışı, olağanüstü mimiklere sahip, izleyenlerde 'kalıcı' etkiler bırakabilen karakterleri kazandırmıştır.
daha önce yer imlerine kaydedip çeşitli nedenlerden ötürü ertelediğim bu paylaşımı yapmak istedim. maykıl, dıwayt, cim, rayn, pem, sitenli, endi, kevin ve diğerleri.. her birini ayrı ayrı yaşıyorum hayatımda desem, abartmış olmam sanıyorum.
en acısı da, the office gibi bir kült bir daha asla geçmeyecek bu yeryüzünden.
bundan sonrası spoiler'dır, dikkat. unuttuğum veya hatalı olduğum yerler varsa yeşillendiriniz; düzeltelim, ekleyelim.
-- spoiler --
pek çok kişinin bildiği üzere dizi, 2001 yılında yayınlanan ve başrolünde ricky gervais'in yer aldığı ingiliz the office dizisinden esinlenmiş. fakat ingiliz versiyonu pek tutmamış ve sadece iki sezon sürmüştü.
creed abimizin blog sitesi gerçekmiş. evet, blog olarak kullandığı ancak word dosyasına yazdığı çeşitli anıları "www.creedthoughts.gov.www... sitesinde paylaşıyormuş. site kapandı ancak arşivlerde pekala mevcut.
tık
dileyen bir göz atabilir.
sevgili şirin sarışınımız angela ablamız normalde pam karakterini oynamak istemiş dizide. ancak kendisi gerçek hayatta da kedi aşığı ve halihazırda 2 kedi annesi olduğu için yapımcılar angela karakterini uygun görmüş. yapımcılara buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. *
ofisin altındaki depo. hani genelde dizilerde pek çok yan bina, depo, oda gibi mekanlar bazen kilometrelerce uzakta olabiliyor. çekimler vs. ona göre yapılıyor. ancak burada bu depo gerçekten de ofisin altındaymış. hani o türlü entrikaların, partilerin, ikinci el eşya satışlarının, andy'nin ve robert'in grup konserlerinin olduğu depo*
dizi aslında ilk sezonda iptal edilebilirmiş. off, okurken dahi istemsizce bir korktum. o dönem dizinin yayınlandığı kanal olan nbc, ilk sezon sonrası diziyi iptal etmeyi düşünmüş. ancak o sıralarda steve carell'ın başrol oynadığı film olan the 40 year old virgin vizyona girmiş ve bu filmin yakaladığı sükse sayesinde diziye bir şans daha tanımış kanal. ardından ikinci sezon çekimleri ve üç, dört, yedi, dokuz...
şimdi takdir edersiniz ki the office'i the office yapan yegane unsurlardan biri müthiş doğaçlama diyaloglarıdır. çoğunuz biliyordur ancak söyleyeyim yine de; dizinin senaristlerinden birkaçı aynı zamanda oyuncudur. kimler mi? bakalım;
michael scott karakterini canlandıran steve carell, toby karakterini canlandıran paul lieberstein, ryan karakterini canlandıran b.j. novak ve kelly karakterini canlandıran mindy kaling.
aslında oyuncular diziyi yaşıyormuş desek abartı olmaz sanırım. aksi takdirde böylesine enfes replikler ortaya çıkmaz, dizi bu denli efsanevi olamazdı diye düşünüyorum.
pam'e hayat veren jenna fischer, jim tarafından dizide evlenme teklifi edilirken verilen yüzüğü halen saklıyormuş anı olarak. rivayete göre ise yüzüğün değeri 5.000 dolarmış. bize neyse..
dizinin introsunu john krasinski ve bir arkadaşı çekmiş. yani jim, bizim jim ve arkadaşı.. üstelik çekimleri el kamerasıyla gerçekleştirmişler.
introsu izlenen dizilerden olmasının yegane sebebi bi nevi.
dizide ad ve soyadıyla oynayan tek kişi ise o tanıdığımız en pervasız, en absürt, en muazzam karakter olan creed bratton imiş. kendisi ısrarla ad ve soyadıyla rol almayı istemiş ve yapımcılar dayanamayarak sonunda kabul etmiş. iyi ki de kabul etmiş zira karakteri ve adıyla şaşırtıcı derece garip bir uyumu var creed abimizin. ilginç ve ürpertici değil mi?*
bazı oyuncuların gerçek hayatta arkadaş olduğunu duymuşsunuzdur.
örneğin jim ve ryan aynı lisede okuyup, aynı anda mezun olmuşlar. keza kevin ve andy de aynı liseden mezunlar.
oscar karakterini canlandıran oscar nunez, dizinin ilk senaryosunda eşcinsel değilmiş. fakat senaryo çalışmaları esnasında hep pembe giydiği için senaristler oscar karakterini eşcinsele çevirmiş. olaya bak ya*
michael scott karakterini bob odenkirk oynayabilirmiş. steve carell o dönem kanaldaki diğer bir projede başrol olarak başlamak üzereymiş ancak kıl payı kaçırmış ve yolu the office'e düşmüş. iyi ki de düşmüş*
ofisteki bilgisayarlar çekimler esnasında gerçekten internete bağlıymış. ve oyuncular arada bir internette sörf yapıyormuş. hatta maillerine cevap verdiklerini itiraf etmişti bazıları. bak bu muazzam bir detay, hahah.
paul lieberstein, bir diğer deyişle toby'nin kariyerindeki tek oyunculuk deneyimi bu dizidir. fakat zirvede bırakmış doğrusu. onlar nasıl mimik, nasıl tonlama, nasıl bakışlar ya? istisnasız her izleyende enteresan bir etki bırakıyordu toby karakteri. zaten utangaçtı ve ekranda görünmeyi pek sevmediği için konuşacak az satır veriliyormuş. yalnız arada eğlendiriyordu da, hakkını yemeyelim şimdi*
dizinin 3. sezon 1. bölümünde michael homofobik olmakla suçlanmıştı. aksini ispat edebilmek için senaryoda oscar’a sarılacağı yazıyormuş ancak steve abimiz öpmeyi de ekleyerek michael’i michael yapan absürtlüklerden birini yapmış. sahnenin olağanüstü doğal olması da buradan kaynaklı aslında, hahaasdhah.
steve carell'in neden diziden ayrıldığı halen muallak bence. bir radyo röportajı esnasında ama bilinçli, ama bilinçsizce dizideki son sezonu olabileceğinden bahsetmiş. eh, bunu canlı yayında söyleyince pek tabii kamuoyunda yayılmış. fakat nbc kanalı ise tepkisiz kalmayı tercih etmiş bu sözlere. steve ise sanırım umursanmadığını ve artık farklı maceralar peşinde koşmak istediğini düşünerek diziden ayrılma kararı almış. hatta bazı set çalışanlarının söylediklerine göre şirket bu durumdan memnunmuş. fakat cast direktörü bir ablamız işi finansal konulara bağlamış ve hatanın eşit olarak yapıldığını savunmuş.
bi nevi inatlaşma meydana gelmiş. böyle saçma inatlaşma nedeniyle son iki sezonda yer almaması çok trajik olmuş bence.
michael scott, kendisiyle özdeşleşmiş şakası that's what she saidi dizi boyunca tam 58 defa söylemiş.
ofis personellerinin sık sık gittiği poor richard's pub'ı, gerçekte de bir bardır. bir bowling salonu içerisindeymiş ve bölge halkı tarafından "south side lanes bar" olarak bilinirmiş.
michael scott'un emlakçısı olan carol stills, gerçekte de steve carell'ın eşiymiş.
pam doğum yaptığı esnada ona yardımcı olan erkek hemşire aslında pam'in gerçek hayattaki eşiymiş; lee kirk.
dunder mifflin normalde hayali bir şirket olmasına rağmen diziden sonra önemli bir turizm getirisi sağlamış. ve scranton ticaret odası tarafından resmi bir şekilde tanınmış.
şimdi de en'lere gelelim. aslında o kadar çok sahne var ki, sınırlandırmak imkansız. bu yüzden herhangi bir sıralama olmaksızın random olarak paylaşıyorum sahneleri. bol bol gülelim, kahkaha atalım, eğlenelim, eski günleri yaad edelim*
1) toby'nin şirkete geri dönmesiyle michael ve toby'nin meşhur karşılaşma anı; tık
2) bir döneme damgasını vuran parkur sporu; tık
3) bir dwight schrute klasiği olan ve gülmekten karnımı ve yanak kaslarımı ağrıtan yangın tatbikatı sahnesi; tık
4) bir the office klasiği sahne. hayır, detay vermiyorum bu defa* tık
5) that's was she said klasikleri; tık
6) stanley'in ryan'a bağırdığı o malum sahne; tık
7) yine the office klasiklerinden efsaneleşmiş ve koca bir nesli etkisi altına almış can kurtarma sahnesi; tık
8) izlerken gülme krizine girip dakikalarca kendime gelemediğim, gözlerimden yaş getirmiş ve "jim-wight" olarak adlandırdığım muazzam sahne; tık
9) bir jim klasiği olan asyalı jim sahnesi; tık
10) yine bir jim klasiği olan jim'in ölüm sahnesi; tık
11) michael'in bin ladin, hitler ve toby'yle tek başına bir odada kalsa elindeki iki kurşunu da toby'ye sıkacağını söylediği efsane sahne; tık
12) fazla söze gerek yok, şeytan marka giyer; tık
13) michael'in pam ile en efsanevi dalga geçtiği sahnelerden biri ve pam'in ibretlik bakışı; tık
14) sadece the office değil, tüm dizi tarihinin en mükemmel kesitlerinden biri; tık
15) jim'in dwight'a yaptığı tüm eşek şakalarının derlemesi; tık
16) "the tall guy got engaged" ve creed sahnesi; tık
17) michael'in ya da jim'in mi demeliyim, piramit şeması; tık
18) megadesk ve jim; tık
19) ryan'ın ofise gelişi ve jöleli zımba sahnesi; tık
20) meşhur parola sahnesi; tık
21) prison mike; tık
-- spoiler -- -
başrollerini jenna fischer , john krasinski , rainn wilson , steve carell ve mindy kaling 'in paylaştığı, bir ofiste geçen gün içinde olan olaylar ve kişilerin arasındaki diyalogları konu alan çok eğlenceli bir komedi. unutulmaz replik olarak da tabi ki "that's what she said " olmazsa olmaz.
önerim: hala seyretmedi veya duymadıysan ne diyeyim artık sana bilmem.
-
Amerikan versiyonunu en nihayetinde amazon prime'in türkiye'de kullanıma açılması ile neredeyse bir solukta izlediğimiz dizi.
İlk bölümlerde steve carell'ın canlandırdığı michael scott ve rainn wilson'ın canlandırdığı dwight schrute karakterleri başta olmak üzere, zaman zaman ne izliyoruz lan biz noktasına kadar başkasının adına utanma hissi duygusunu damarlarımızda hissettirmiş olsa da, kısa süre içerisinde tüm karakterler ile özdeşleşebildiğiniz, yemek dizisi olacakken kendinizi bir anda sezon üstüne sezon devirirken bulduğunuz bir baş yapıt.
spaced ve brooklyn 99'dan sonra bana içten kahkahalar attırmayı başarmıştır.
-- spoiler --
7. sezonda michael scott'ın diziden ayrılmadan önceki son bölümde jim halpert karakteri ile kurduğu son diyalogda john krasinski'nin gözyaşlarının gerçek olduğu, kurduğu cümlelerin karakterler arasında değil, john krasinski ve steve carell arasında bir diyalog olduğunu, "ya şakadır be ooloom steve bırakmaz diziyi, will ferrell bir şekilde batırır işleri, şirket michael scott'ı geri getirmek zorunda kalır" diye kendimizi avuturken eşimin kıllanıp benim kontrol etmem sonucu adamın komple gittiğini öğrenmeniz. Yüreğe oturan kaya. Bölümü açıp tekrar izleyememek. Bu dizi michael scott olmadan olmaz dememiz fakat bir şekilde yine de izlettirmesi. Yazar ekibi ayrıca tebrik edilesidir.
-- spoiler --
-
dün bitirdiğimiz, içimizin sanki çok sevdiğimiz bir arkadaş grubumuzdan ayrı düşmüşüz gibi buruk kaldığı dizi. final bölümü lise mezuniyeti gibi bir hissiyat bıraktı, friends'teki karakterlere de bağlanmıştım, gilmore girls'tekilere de, hayatımda ilk kez arkadaşım gibi gördüğüm dizi karakterlerinden ayrılmıyorum yani ama ilk kez bu kadar buruldum, ne kadar da "gerçekten yaşamışlar" meğer.
sonra, dizi bitip de öylece buruk buruk otururken düşündüm, o ofiste çalışsaydım, hepsiyle arkadaş olsaydım muhtemelen en çok andy, phyllis ve ne yazık ki dwight ile yakın arkadaş olurdum, en iyi bunlarla geçinirdim. gönül cool çocuklarla aynı masada oturmayı, jim, pam, pete, erin ile falan takılmayı isterdi elbet ama oturup bir şeyler hakkında konuşabileceğim yegane karakter neredeyse dwight! bu bir rezalet gibi duruyor, aklı başında olan kim dwight'ın arkadaşı olur ki, ama bilim kurgu düşkünlüğü, heavy metal dinleyicisi olması, video oyunlar konusundaki zevki gibi hususlar göz önüne alınınca koskoca ofiste aynı zevklere sahip olduğumuz da bir dwight var, of. andy ile birlikte çift sesli şarkılar söyleyip armoniden armoniye koşarak, gitar, banço, mızıka falan çalarak epey vakit geçirebilirdim. phyllis de koskoca ofiste el işi hobisi olduğunu gördüğümüz tek karakter galiba, birbirimize el işi örnekleri verir, tatlı tatlı, kibar kibar sohbet ede ede beraber el işi yapabilir, kendimizce vahşi olduğunu düşündüğümüz yönlerimizden bahsederken utangaç utangaç gülerdik, canım phyllis. angela ile ise kediler konusundaki ortak sevgimiz bile bizi arkadaş yapamazdı, dwight'a bile varım ama angela'ya yokum, çünkü dwight itici bir karakter ama niyeti hep iyi, angela hem itici bir karakter, hem de kötü biri olarak yazılmış, angela bizimle oturamaz. -
2001 yılında ingiltere'de yayınlanmaya başlamış iki sezonluk (artı bir de noel özel bölümü var.) dizidir. başrolde ingiltere'nin efsane oyuncularından ricky gervais vardır. ricky gervais aynı zamanda dizinin senaryosuna da ciddi katkılarda bulunmuştur. dizi çok tutunca, sevilince dünyanın birçok ülkesinde bu dizinin uyarlamaları çekilmiştir. en başarılı olan uyarlama 2005'te çekilmeye başlanan abd versiyonudur. hatta şu anda "the office" deyince birçok insanın aklına abd versiyonu gelir.
özetlersek the office deyince aklımıza özellikle iki dizi gelir:
1- the office uk (2001) ingiliz versiyon.
2- the office us (2005) amerikan versiyon.
hangi versiyonu daha iyiydi diye tartışmalar sürmüştür. bana göre ikisi de efsane. ayrı ayrı tatları var. bana göre amerikan versiyonu bir tık daha ileride. amerikan versiyonunda ricky gervais yerine ofis müdürünü steve carell oynamıştır ve o da harikalar yaratmıştır. -
dün akşam saatlerinde bazı daha önceden yayımlanmamış sahnelerinin youtube üzerinden dizinin yayın haklarının netflix'ten peacock'a geçmesi üzerine izlenime sunulduğu dizi -amerikan versiyonundan bahsediyorum-. 2021 iyi başladı gibi sanki.
bu the matrix sahnesi
bu da 15 dakikalık bir diğer video -
amerikan versiyonunu 8 kez izlediğim efsane dizi. hayır ben aynı şeyi tekrar izleyebilen biri de değilim. bu tıpkı hababam sınıfı filmini her tvde görünce kaptırıp izlemek gibi. bakın aynı şey demiyorum ama izlemeye kaptırıyorum. tanıdık yüzler, eski ahbaplar görmek istemek gibi. izlemeyen şanslılar varsa izlemeyi deneyebilirler. seveni deli sever, sevmeyeni hiç sevmez. -
"Why waste time say lot word when few word do trick"*
- youtu.be/... -
Limitless paper in a paperless world
Titles -
"Haydi hep beraber işyeri ortamında nişanlısı olan bir kadını ayartmaya çalışan erkeğe empati yapıp gülelim," diye özetlendiği bir meme gördükten sonra üzüldüğüm dizi. Hakikaten lan.