banka reklamlarına taktım bir süredir. çok da uzak olmayan bir geçmişte bankalar mevduata verdikleri faiz oranlanlarıyla reklam yapardı. şimdi yalnızca kredi reklamı var. ya da kredi kartlarına sağlanan taksitler, puanlar. insanların bankaya yatıracak tasarrufu yok artık. nereden borç alabiliriz diye bakıyorlar. banka reklamlarında memleket ekonomisinin çöküşünü gözlemliyorum ben. ama imf'ye borcumuz yok. merkez bankasının kasası da dolu, ekonomi tıkırında. yersen.
internet üzerindekiler görüntülenmelerinden çok tıklanmaları ile para kazandırır. haliyle reklam veren için de tıklandıkça daha yüksek miktar ve oranda gider kalemi haline dönüşür. bu minvalde (evet yine minval) eğer gerçekten ilgimi çeken bir reklam değilse, kurumsal firmaların ve bankaların reklamlarını tıklıyorum ben. misal bizim sitede garanti bankası, trendyol, n11, hepsi burada falan reklamı görünce affetmiyorum hiç. kendimi robin hood gibi hissediyorum bu sayede.
Çoğu mecrada 5 saniyeden fazla olan reklamları tıklayarak atlayabiliyoruz ama reklam süresi geri sayımla aynı olduğu zaman nasıl bir sinir bozucu durumdur o öyle, skip add'amayınca avuçlarım terliyor
Eskiden gerek yazılımsal gerek teknik imkânlar açısından yetersizlikler olmasına rağmen sırf üretilen şeyin kalitesi bile gerek afişlere gerek haber küpürlerine gerekse televizyonlarda görülen kliplere bile yansırdı. Şimdi ise tersine orantı söz konusu. Ürün ne kadar kalitesizse yapılan pr o kadar fazla oluyor. Bunun en belirgin örneklerinden birisi üniversitelerin yaptığı reklamlarda gözler önüne seriliyor.