Değişik bir adam bu. İlk hangi kanaldı hatırlamıyorum ama ceviz kabuğu isimli programı ile tanıdık hepimiz eminim. Sanırım bir ara bağımsız cumhurbaşkanı adayı falan olmuştu, öyle popülerdi yani ulusal cenahta.
Özellikle Yalçın küçük ile yaptığı programlar efsaneydi. Biraz da mesafeli, asabi ve soğukkanlıdır ki bazen sinirlenirdi konuklarına da ses tonundan değil kullandığı kelimelerden anlardınız sinirlendiğini.
Neticesinde iyi bir televizyoncu ve Atatürkçüydü. Tanımam etmem ama güven verirdi bana. Öyle dürüst bir imajı vardı.
56 yaşında öğrenci olmuş, istanbul üniversitesinde sosyoloji okumaya başlamıştı mezun oldu mu bilmem.
Zibilyon tanede kitabı var yanlış hatırlamıyorsam. Muhtemelen bazıları yaptığı programların kağıda dökülmüş halidir.
Hatırlıyorum da bir programda konuklarından birisi "sayın cevizkabuğu" demişti de, bozulmuştu..
Neyse, benim açımdan Türk televizyon tarihinin en unutulmaz, efsane isimlerinden birisidir.
Her hafta program yapardı. Her konuğunun yazdığı kitapları okur, onları yayına getirir, kitaplar hakkında aldığı notları sunar, konuğuna sorular sorardı. Hiç yoksa haftada 4-5 kitap okuduğu belliydi. İnsanı okumaya motive ederdi.
hala ceviz kabuğu programına devam eden televizyoncu, gazeteci, yazar. bu abinin programları başlıbaşına bilgi deryası olur, her programında o hafta işlenen konuyu ıcığına cıcığına kadar inceler, hatta bazen konuyu öyle derin araştırmış olur ki, programa bilirkişi olarak gelen insandan daha çok şey anlatır veya sohbete ekler. bazen uklalığı o kadar ele alırki, konuğun lafını kesip habire konuşur gerekli gereksiz bilgilerinden detaylar ekleyereç kendine has bir adam. televizyonlarda onca uyduruk program varken bu abinin programı her zaman var olsun. adam, sadece yaptığı televizyon programlarıyla değil, 26 yıldır populer bilim isimli bir dergiyle insanlara bilgi vermeye devam ediyormuş. harbiden acayip adam, bu ülkeye böyleleri bir kaç beden büyük gelir, egosu biraz yüksektir eminim bu adamın. :)
zekeriya beyaz'a göre "sayın cevizkabuğu" olan gazeteci.
ülkücü olduğunu öğrenin şaşırmıştım epey. hiç top sakallı ülkücü görmemiştim o zamana dek çünkü. tanıdığım ülkücüler arasında yadırganan bir sakal modeliydi.
seviyeli bir tartışma programı nasıl olur sorusunun cevabı olabilecek nitelikte programlar yapan kişi.
bir gün okulda pencereden bakarken kendisini gördüğümü sandım. böyle bir benzerlik olmaz ama... uzun ince bir adam, başında şapka falan... sınıftakilere soruyorum ama, ben hepsinden 2 kat yaşlı olduğumdan boş boş yüzüme bakıyorlar "hulki cevizoğlu kim" dercesine. neyse dedim, herhalde benzettim...
bir süre sonra bir kitap fuarına gittim. kendisi de o gün oradaydı. gittim yanına, sordum: siz şu okulun şu bölümünde bulundunuz mu son zamanlarda diye. meğerse yüksek lisans yapmış orada, yani gördüğüm kişi gerçekten oymuş. ayaküstü sohbete başladık, bilim hakkında. 2-3 genç de geldi o sırada yanımıza. o kadar kibar ve centilmen bir adam ki, anlatamam...
sohbet bittiğinde ayağa kalkıp elimi sıktı ve gayet kibar bir biçimde vedalaştı benimle. bir kez daha saygı duydum kendisine, yaşça kendisinden küçük olsam da o şekilde saygıyla ayağa kalktığı ve konuşmalarında asla ezici ve küstah davranmadığı için.
keşke yine herkesin izleyebileceği bir kanalda programlar yapmaya başlasa da, insanlar soru nasıl sorulur, konuk nasıl seçilir ve ağırlanır, görse...