evcil hayvan olarak pek çok kişinin arada kaldığı seçimdir. ************************************************************* kazananı birkaç başlık altında inceleyelim: bakımda ve temizlikte kedi sadakatte köpek sahibine olan sevgide köpek oyunculukta ve eğlencede köpek köpek giren eve melek girmez ayeti dolayısıyla dini olarak kedi ************************************************************* eğer eviniz bahçeli değilse kedi. ama eviniz bahçeli müstakil ev/villa veya zemin katta ve bahçesi size ait olan daire ise köpek.
Türü/ırkı/cinsiyeti ne olursa olsun her canlının şahsına münhasır bir karakteri olduğu için karşılaştırılması pek mümkün olmayan bir durum bence.
Temizlik, düzen, sevgi, uyum bunların hepsi zamanla sahip olabileceğiniz ve onunla öğreneceğiniz şeyler.
Tüm bunların bilincinde olup sadece Sahipleneceğiniz hayvanın konforu için düşünüyorsanız burada tek konu olabilir belki çok büyük bir köpeğin küçücük bir evde enerjisini yeteri kadar atamayacağı durumu, ki bu bile Belki sorun olmaktan çıkar çünkü eğer gün içinde gereken egzersizlerin ve oyunların saatini yeterli seviyede tutarsanız bu bile bir eksi olmaktan çıkar emin olun, zaten kocaman bir evde yaşayan kedinizle bile yeteri kadar zaman geçirmezseniz psikolojik olarak kediniz mutsuzluğa sürüklenir.
Tüm bu sebeplerden dolayı, gerçekten size ihtiyacı olan, ne olursa olsun her durumda yanında olabileceğiniz, yaptığı ya da yapamadığı herhangi bir şey için onu çok alakasız başka bir tür ile karşılaştırmak zorunda kalmadan sadece o olduğu için onun yanında olacağınız bir arkadaş edinin ki onu her daim koşulsuz sevebilin^^
köpeğin bakımı çok daha zor. kedinin bakımı nisbeten daha kolay. yani en güzeli köpek gibi kedi olsa o olurdu. bazı nev-i şahsına münhasır kediler böyle olabiliyor. kedi de köpek de bakıyorum. en önemlisi hayvanın ihtiyaçlarını belirleyin, siz ne kadarına cevap verebilirsiniz ona bakın, öyle tercihinizi yapın. kedilerle tanışmadan önce köpeğin yerini doldurmaz zannediyordum ama doldurabilirler. yeter ki bolca sevin.
Parmağınızla bir yeri işaret ettiğinizde köpek işaret edilen yere, kedi ise parmağınıza bakar. Bu yüzden sokakta aylardır arkadaşlık ettiğim kedi bir sürü kuşu kaçırdı. Kuşu işaret ediyorum, kuşa değil de parmağıma bakıyor şapşik. Bunlar nasıl yırtıcı, bu zekayla bu yıla kadar nasıl gelmiş anlamadım valla.
Net olarak köpeğin alacağı versus. Bu sosyal medyanın kedi fetişizmini yıllar evvelden farkeden ve bundan rahatsız olan benim için hiçbir suçu günahı olmasa da kediler bir tık itici geliyorlar.
Bir de her yerde ruh hastası kedi annesi hatun var ondan da ekstra uyuzum.
Hayvanın kendinde de bunca problem olmasına rağmen, 'Siken sevilir' mottosundan olsa gerek insanların kendini sevdirmeyen, tırmalayan, huysuz, eşyalara zarar veren, nankör ve şımarık bu hayvanlarda ne bulduğu konusunda büyük şüphelerim var.
Köpekler ise sadık, sevgi dolu, sevimli, oyuncu her şey var adamlarda.
Ben cinsiyetçi bir yere çekip köpekleri erkek cinsine, kedileri kadın cinsine benzetiyorum ve artırıp diyorum ki, kadınlar kendilerine benzediği için kedilere hasta oluyorlar, köpeğin sadakati değil de ona her şeyi vermesine rağmen onu umursamayan çok güzel ve şımarık olan bu varlığın kayıtsızlığı ona çekici geliyor bence.
temelde ikisi de oldukça eksik ve insanlarla iç içe ola ola hayvanlıklarını unutmuş olan iki canlının karşılaştırması. eksiklikleri; kendi başlarına artık hayatta kalma ihtimallerinin olmaması. hayvanlıklarını unutmaları da; tamamen asimile olmaları, insanoğlunun kendilerini köle gibi çoğaltması, büyütmesi, yetiştirmesinden ileri gelmektedir.
ben hep kedici oldum ama köpeğin bir insanı sahiplenmesinin kediye göre çok daha kısa sürdüğünü de biliyorum. 3 yıla yakın bir süre de ikisine de evin içinde baktım. köpeği gezdirmesi çok eğlenceliydi ama üçümüzün üst üste, alt alta yatmaya çalışırken yatağa sığışmamız berbattı. köpeği itiyorsun ama ne hareket ediyor ne de umuru oluyor. kediyi tek tekmede yataktan uzağa doğru roket gibi fırlatabiliyorsun mesela. ayrıca kedi çok daha çabuk unutuyor kendisine yapılan olumsuzlukları. bir sonraki öğününde biraz sevin, önceki gün sizi çıldırtmasına karşı bağırıp çağırmanızı falan çoktan unutmuş olacak.
köpeğin iq'sunun çok düşük olduğunu ivan pavlov kanıtlayamadı belki ama komutla her hareketini düzenleyebildiğiniz bir hayvandan bahsediyorsunuz son tahlilde. evdeki 11 yaşındaki kedinin su kabını değiştirip başka bir yere koyduğumda bile söyleniyor, "sıçayım yapacağın işe!" falan diyor. o yüzden, kendi aklı kalmayacak kadar köreltilmiş, sadece komutlara göre yaşayabilen bir hayvanın kendi hayatını tek başına sürdürebilmesi mümkün değildir. sokağa bırakılan köpeklerin kedilerden daha az yaşaması da doğrudan bu iq'suzluk ve "insanoğlunun acımasızca kendisine bağlı yaşamasına nede olduğu hayvanlar" üst başlığıyla alakalı.
kendinizden başkasını sevebilin de; kedi olmuş, köpek olmuş; nemo problemo.
Bu karşılaştırmada bana göre köpeklerin en önemli pozitif özelliklerinden biri mama dağıtırken kendisine vermenizi beklemesi. Bazen kedilere veriyorum, bir tane çok uslu bir köpek var, yanlarında sessizce yatıyor. Genelde ona da veriyorum uslu durduğu için. Eğer elimde mama yoksa kedilerin doymasını bekliyor. Onlar mamanın başından kalktıktan sonra kalanları yiyor. (Karşılığında da "hoşt" dediğim köpeği kovalıyor, kedileri koruyor)
Yine aynı şekilde birden fazla köpeğe yiyecek verirseniz kendilerine vermenizi sabırla bekliyorlar. Tabii bütün bunlar siz başlarında beklerken oluyor. Siz ortamdan ayrılınca kedileri kovup mamalarını yiyorlar, birbirlerine saldırıp kemiklerini çalıyorlar. Ama en azından siz ortamdayken kontrol altında tutabiliyorsunuz.
Oysa kediler öyle mi! Her seferinde hepsine ayrı ayrı mama vereceğimi bildikleri halde her seferinde birbirlerini pıçaklayacak gibi davranıyorlar. "Yavrucum verecem hepinize sabırlı olun", "vurma ona daha çocuk o", "bir el elim var lan zilliler azıcık sabırlı olun" şeklinde giderek artan ses tonlarıyla uyarıyorum ama olmuyor. İşte bunlar hep "bekle!" Komutunu öğretemediğim için oluyor. Yani diğer her şeyi anlıyorlar, "bekle"yi anlamıyorlar. Kedilerden biri mesela "yukarı çık" komutunu anlıyor, çık dediğim zaman yüksek bir yere çıkıyor. Ona orada mama veriyorum, en azından o kavgaya karışmıyor. Ama o bile "bekle" dediğim zaman anlamıyor :(
Hele bir tanesi, sıradaki kediye mama verince önündekini bırakıp diğer kedinin mamasına saldırıyor. Sanırım farklı bir şey veriyorum sanıyor. Bu şekilde tüm kedilerin mamasına saldırıyor, her seferinde tutup kendi mamasını önüne koyuyorum, programlanmış gibi yemeye devam ediyor. Her seferinde bu mama verme şenlikleri esnasında özellikle bu son bahsettiğim kedi başta olmak üzere iki-üç kedi dayak yiyor. Bir keresinde bir tanesinin gözüne pençe geldi, iki-üç dk gözünü açamadı, aklım çıktı kör olacak diye. ama bir şey olmadı neyse ki. En sonunda da hepsinin karnı doyunca sanki 10 dk önce birbirlerine saldıran onlar değilmiş gibi oyun oynuyorlar. (Bunlar da Karşılığında "kişt" dediğim kediyi kovalıyorlar, koloniyi koruyorlar)
Neyse işte. Köpekler bu gibi konularda söz dinlemesiyle daha az uğraştırıcı. Kediler yemek söz konusu olduğunda kimseyi tanımıyor. Bu gözler köpeğin ağzından kemik çalan kedi gördü. Neyse ki köpek iyi huyluydu da (en üstte bahsettiğim köpek) bir şey yapmadı.