1. 1- Büyük gemilerin ya da denizaltıların yok edilmesinde kullanılan, suda giden büyük bomba. (bkz: )

    2- Bir kimseyi kayırarak ayrıcalık tanıma işi. (bkz: )

    3- Çocukların oynadığı küçük . Genellikle büyükler daha hoş görülü olduğu için bayramlarda daha çok oynanırdı, yoksa çocuk milletine her gün bayram. Acemisi olan eline bile almaz, ortaya bırakır yakıp kaçardı. Alıştıkça elde yakıp arkadaşların ayağının dibine atmalar başlardı. Arkadaşlar daha alışkın ise alıp geri fırlatırdı. Zaman içinde fitil sona yaklaştığında atmaya alışılıyor.

    Cam şişe içerisine koyup patlatmak gibi manyaklıklar savrulan cam parçaları ile bir çok çocuğun yaralanmasına neden olmuştur.

    Bir de bunun ekürisi vardız, . Bu patlamazdı, roketin ufağıydı. yakıp atınca alevler dumanlar çıkara çıkara, ıslık sesi ile birlikte etrafta rastgele dolaşırdı. Kızların bacaklarının dibine atınca çok korkarlardı. Akşam ezanının az öncesinde, havaya alacakaranlık çöktüğünde kullanılması daha etkili olurdu.

    dahil hepsi yasaklandı sanırım.
    #1566 Keltox | 8 yıl önce
    0genel terim, oyuncak, silah 
  2. Özellikle şehirde yaşayan, anca bayramda seyranda köye gidebilen çocuklar unutulmaz patlayıcı. Yılda bir alabiliyor diye tolerans da çok yüksek olurdu, kutu kutu alınırdı. Alışınca da çeşitli kombinasyonlar denenirdi. Bokun içinde patlatıldığına şahit oldum, ötesini bilmiyorum.
    #1908 phantom | 8 yıl önce
    0oyuncak 
  3. Adam (veya kadın) kayırmadır. Türkiye gerçeğidir. Siyasi parti farketmiyor. Düzen o şekilde oturmuştur.
    #137253 zil 130 | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Genellikle bayramlarda çocukların eğlence aracı olarak kullandığı yanıcı madde.
    #137256 tdk | 6 yıl önce
    0oyuncak 
  5. Savaş gemilerinde su altı silahı olarak kullanılan büyük bomba, torpido.
    #137257 tdk | 6 yıl önce
    0silah 
  6. Bir kimseyi kayırma işi.
    #137258 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  7. .
    #137259 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  8. : Torpil.
    Bir bakımdan . Haksız rekabet ortamı oluşturma. Dayıcılık.
    ---
    Birkaç ay önce bir bankanın bir pozisyonu için başvuruda bulundum. İki ayrı sınav yapıldı. İlk sınavı geçip ikinci sınava davet edildim. Onu da geçip mülakat aşamasına kaldım. Bir ay kadar önce de yapıldı. Mesele de buradan sonra başlıyor zaten.

    Biraz ön bilgi vereyim:

    -- spoiler --


    Mülakat öncesinde yaklaşık 1-4 saatlik bir bekleme süremiz oldu, tabii ki bu adaydan adaya değişiklik gösteriyor. Ben 2.5 saate yakın bir süre bekledim. Bu süreçte, bankanın toplantı salonunda diğer adaylarla birlikteydik. Haliyle sohbet havasında geçen bir bekleme süreci oldu. Adaylar 2'şer kişilik gruplar halinde, bankanın belirlediği bir sıraya göre, birkaç kat alttaki mülakat salonlarına alınıyordu. 4'er kişilik 2 farklı komisyon ve 2 farklı mülakat salonu vardı.

    Sohbet halinde olduğumuz ve şans eseri aynı forum sayfasına kayıtlı olduğumuzu öğrendiğim birkaç aday vardı. O adaylardan üçü, farklı zaman dilimlerinde, benden önce mülakat salonuna alındılar. Mülakatları bittiğinde tekrardan toplantı salonuna geldiler, eşyalarını toplamak ve ayrılmak için. ''Ne sordular'' dediğimde gariptir ki her üçü de ''sohbet havasında geçti, geçen yaz ne yaptığımı sordular, günlerin nasıl geçiyor, neden bankacılık'' tarzında sorular soruldu, dediler. Dikkatinizi çekmek isterim ki bu arkadaşların bir tanesi coğrafya öğretmenliği mezunu, diğeri ise çevre mühendisliği mezunu. Bir diğerini bilmiyorum. Yani ekonomi ile alakalı bir bölümden, haliyle banka ve bankacılıktan bir hayli uzaklar. Görünüşte...

    Son bir şey daha. Mülakata girip çıkan her aday, adayların beklediği toplantı salonuna tekrar dönüyordu. Dolayısıyla her aday, kendisine hangi tip soruların sorulduğunu söylüyordu. Benden önce giren 12 aday vardı, ben 7. grupta çağrıldım. Yanlış hatırlamıyorsam bu adayların 7 ya da 8'i mülakatlarının sohbet havasında geçtiğini beyan etmişlerdi.


    -- spoiler --


    Tabii ki zaman geldi, çattı. bey sizi alalım, dediler.
    Allah'a dua edip ve kendime güvenip girdim mülakat salonuna. Biri Finansal Yönetim ve Planlama genel müdür yardımcısı olmak üzere 4 kişilik bir komisyon karşısına çıktım. İçeri girer girmez insan kaynaklarında yetkili olan hanımefendiden ''çok asil duruyorsunuz, asker misiniz?'' tarzında bir soru aldım. Cevapladıktan sonra oturmamı istediler.

    Kendini tanıtma faslı geçtikten Sonra sırasıyla -hatırladığım kadarıyla- şu sorular soruldu:
    1. 'in faiz kararını yorumlar mısınız? Etkileri neler olabilir? (Fed politika faizini düşürme kararı almıştı, bunu sordular ve ekonomik etkileri neler olabilir tarzında bir soruyla devam ettiler)
    2. 'nın politika faizi kararı ne yönde oldu? Düştü mü, yükseldi mi, sonuçları neler olabilir?
    3. 'nın piyasaya müdahale araçları nelerdir? (bilince açık piyasa işlemleri adlı aracı açıklamamı istediler)
    4. Yatay analiz ve dikey analizi açıklayınız? (Bunu da cevapladıktan sonra peki o halde yatay büyüme ve dikey büyüme nedir diye sordular)
    5. Havale, virman, eft arasındaki farklılıklar?
    6. oranı nedir?
    7. Deflasyonist açık nedir?
    8. Enflasyonist bir dönemde olduğumuzu varsayın. Hangi politikalar uygulanır ya da uygulanmalıdır?

    Bu tarz alan sorularının dışında sizin için en önemli üç şey nedir, bankaya sinirli bir müşteri geldi ne yaparsınız tarzında sorular soruldu. Yukarıdaki sorulardan sadece yatay ve dikey analiz sorusunda biraz afalladım. Onun dışındakiler gayet iyi bildiğim, yorumlayabildiğim şeylerdi. Sadece alan soruları için demiyorum, diğer kısımlar için de konuşuyorum; mülakatım gayet iyi geçti ve ortalama 20-25 dakika aralığında sürdü.
    İki gün önce sonuçlar açıklandı. Sonucumda ''Başarısız'' yazıyordu. Sonra, bahsettiğim forum sitesine girip bir baktım ki sohbet havasında mülakat yapılan adaylar ''başarılı'' olmuş. Yani yukarıda bahsettiğim kişiler ''Arkadaşlar ben başarılı olmuşum'' yazmışlar.

    Tabii ki takdir yetkisi denen bir şey var. Beni ya da bir diğerini alabilirler. Beni ve benim gibi birkaç kişiyi daha beğenmeme olasılıkları da var ancak; diğer adaylar ile sohbet ediliyorsa, benimle de et. Bana alan soruları soruyorsan, diğerlerine de sor. 3 kişiye zor sorular sorup diğerlerine ''iki kere iki, bildin çık'' yapma.
    neydi, neydi?
    O da iyi dayıymış ha...
    #168630 proct | 5 yıl önce
    2genel terim 
  9. ilk 2 dakikasında birçok ''şeyi'' özetlemiş olan skeci.

    youtube linki
    #254815 laz ziya | 4 yıl önce
    0dizi bölümü 
  10. izmir ve çevresinde bilinen, şeker, nişasta, un, tereyağı, yumurta, süt, biraz dövülmüş fındık ve milföy hamuru ile hazırlanan, korkunç kalorili, damar tıkanıklığına davet etmekten bıkmayan tatlı .

    izmir'de hemen hemen her pastanede bulabilirsiniz. kremasının ekşimiş, hamurunun bayat, dışının gereğinden fazla sert olmamasına dikkat etseniz yeter. pastane torpillerinin tadı genelde belli bir standartın altına düşmez. doğumunun üzerinden birkaç yıl anca geçmiş götü boklu , torpil karşısında diz çöküp, tövbe ister.
    #254818 lake of the hell | 4 yıl önce
    0tatlı