karısını evde bırakıp her gece dışarıda votka içen umarsız rus görüntüsüyle muazzam oyun görüşü ve pas yeteneğini birleştirmeyi başarmış denver nuggets oyuncusu sırp pivot. pippen'le başlayıp lebron'la zirve yapmış ve artık normalleşmiş point forward deyiminin point center'a evrilmiş hali gibi bir durum var sanki. o boyla dripling yapıp rahatça yarı saha geçip asist yapabiliyor. hantal görüntüsüyle her an hata yapacakmış gibi görünse de oyunu oldukça keyifli.
ileride şut mekaniğini bozacak bir kas yüklemesi yapar mı (yağlı balık gibi duruyor sahada) bilmem ama maç başı üçlük yüzdesi fena değil bir pivot için. yüzdeyi üçlük deneme ortalamasıyla paralel yükseltebilir ise daha da ilginç olabilir.
bana kariyerinin bir noktasında triple double sezon ortalaması yakalayacakmış gibi geliyor.
izlediğim kadarıyla hem nba'de hem de avrupa basketbolunda atletik uzunlar daha çok tercih edilmeye başlandı ve ediliyor. 2014 yılında 2. tur 11. sıradan (toplamda 41. sıra) gibi gerilerden seçilmesini de buna bağlıyorum. Çünkü kendisi hantal görünüme sahip. Bir nevi bu tarz atletik olmayan uzunların devri bitti veya bitmek üzere. Kendisi ise bu geleneğin günümüzdeki belki de en iyi örneklerinden.
Nikola Jokic'i özel yapan ise fundamental (temel) basketbol bilgisi bence. Çünkü zayıf yönlerinin farkında olduğunu ve bu açıklarını güçlü yönlerini ön plana çıkartarak kapatabildiğini düşünüyorum. Takımının da bu konuda ona yardımcı olduğunu göz ardı etmemek gerek. Hantal görünümüne rağmen iyi bir pasör, iyi bir bitirici, 3'lük atabiliyor, ribaundu iyi, top sürebiliyor, oyun kurabiliyor ve daha 25 yaşında.
Eski avrupa basketbolundan aşina olduğum için bana göre izlemesi zevk veren bir geleneği temsil ediyor. Özellikle oyununu Nikola Prkačin'e benzetmekteyim.
sezonun ilk üç maçı itibariyle çıldırmış pivottur kendileri. şu anda ondan daha iyi bir oyun kurucu yok basketbolda.
oyun kuruculuğu sadece asist olarak görmemek lazım. oyun kurmanın bir kaç aşaması vardır. ilk önce rakibi, sonra kendi takım arkadaşlarınızı görmeniz gerekir. sonra pozisyon almak gerekir. aslında eski tip oyun kurucular guard olduğu için, pozisyon alma dertleri çok fazla yoktu çünkü topla buluştukları noktaların genelde dışarıda olması onlara yeterli açıyı veriyordu. ancak jokic pota altı dahil, topla her yerde buluştuğu için, pası atma aşamasında aldığı pozisyonda önemli oluyor haliyle. bir kaç derece sağa sola fazla dönse, yarım adım içeri veya dışarı taşsa savunmacısı en azından pas opsiyonunu kesebilir. bunun üstesinden öncelikle oyun bilgisiyle geliyor. fundamental olarak çok üst seviyede. neredeyse hiçbir hareketi yanlış değil. bununla beraber 2.13 metre boyunda bir adam için akıl almaz bir el kol kordinasyonu vardır.
şöyle anlatayım sinirsel iletimin hızı en hızlı yerde 120m/s olarak geçer. tabi bu en hızlı olduğu yerler. kasılma hareketlerinin bir kısmında 30-40 m/s olabiliyor bu hız. dolayısı ile çok büyük, çok uzun vücutlara sahip kimselerin bırakın çevik hareketler yapmasını, düzgün el ve kol kordinasyonuna sahip olması bile önemli bir şey. zaten antrenörler şunu söyler: "2.10 metre boyunuz varsa, düzgün bir el kol kordinasyonuna sahipseniz nba'de oynayabilirsiniz". bu boyda cidden önemli bir özellik. jokic ise bunun tavan yapmış hali. evet, çok çevik görünmüyor olabilir ama gerçekten o boy ve kilo için çevik. ayrıca akıl almaz bir el kol kordinasyonu var. yani basketbol bilgisi muhteşem bir fiziksel özellikle birleşmiş.
iş böyle olunca uzun boy oyun kurmada bir avantaj daha sağlıyor: oyunu yukarıdan görmek. bu oyunu daha rahat görmeyi sağladığı gibi, pasları da defans oyuncusunun üzerinden verebilmeyi sağlıyor. bu aslında çok göz ardı ediliyor olabilir ancak alçak postta pas opsiyonu azalan birisi için muazzam bir çıkış yolu. jokic çevresini de çok iyi kontrol ettiği için, ölü açı diyebileceğimiz bir çok pozisyonda terse pas atarak asist yapabiliyor.
bunun yanında şut yeteneği de oldukça iyi. dolayısı ile onun sadece pasını savunarak idare edemiyorsunuz. mesela ben simmons hiç şut atamadığı için, sadece driplingini kontrol ettiğinizde dahi savunmadan istediğiniz bir çok şeyi yerine getirmiş oluyorsunuz. jokic ise öyle değil. hangi taraftran savunursanız savunun, sizi öbür taraftan vurabiliyor.
20 yıldır aktif olarak basketbol izliyorum, hatta bu sporu o kadar çok seviyorum ki bir çok eski maçı bile internetten izlemişimdir. ben böyle bir hücum gücü görmedim. gerçekten muazzam, gerçekten kusursuz. böyle bir oyuncuyu izlemenin keyfi gerçekten tarifsiz.
şu sıralar nba'ın içinden geçen sırp pivot. tamamiyle politik nedenlerden dolayı da 2023 yılı mvp ödülü çalındı resmen.
hızlı değil, atletik değil göze hoş gelen bir oyunu da yok ama her ne hikmetse adamın oyununu izlemek aşırı keyif veriyor. süslü değil basit oynuyor. bir de o kadar akılcı bir şekilde oynuyor ki hayran kalmamak elde değil. pas değil nokta atışı lazer güdümlü füze atıyor sanki, şut atmıyor da sanki kirli sepetine kokuşmuş çorap atıyor!
boyu, oyun aklı ve egosuz kişiliği sayesinde kendisini durdurmak da imkansız. gerektiği yerde takım arkadaşlarının gölgesinde kalıyor gerektiği yerde oyuna öyle bir ağırlığını koyuyor ki rakip takımı darma durman ediyor.
umarım uzun yıllar sakatlık yüzü görmeden bu oyunu oynar da artık fabrikadan çıkmış gibi olan ve artık sıkıcılaşan oyuncu havuzunun değişmesinde bir rolü olur.