1. 'ın 1993 yılında çıkardığı adlı albümde bulunan bir şarkı. şu linkten dinlenebilir: www.youtube.com/...

    şarkının sözlerini girdinin en sonunda bulabilirsiniz. girdiyi okumaya başlamadan evvel şarkının sözlerini okumakta fayda var çünkü 1980 darbesine yönelik bir şarkının korona günlerine de ışık tuttuğunu anlatmaya çalışacağım. bunu yaparken korona günlerinin düşünsel anlamda darbe günlerinden pek de farkının olmadığını kendi perspektifim noktasında çözümlemeye çalışacağım. tırnak işareti içerisinde olan kısımlar şarkıda geçen sözlerdir.

    1980 darbesinde ne oldu ki böylesi bir şarkı yazıldı? klasik anlamda ele alındığında darbelerin birçoğu geri formlardır. gibi örnekleri bir kenara koyarsak demosun yönetiminden azledilip bir zümrenin yönetime el koyması insanın demokrasiden uzaklaşması ve yönetsel anlamda daha geriye doğru gidişini de doğurmaktadır. buraya kadar bir aksilik yoktur ve herhangi bir birey, liyakatli bir zümrenin fayda sağlayabileceğini düşünüp darbe savunusuna da geçebilir. fakat böylesi bir savunu anlamsızdır çünkü tarihsel bir perspektifte formatif/biçimsel bir anlayışla ele almaya çalışacağım şarkıyı, darbeyi, korona günlerini. bu durumda her bir darbe geri bir form olarak düşünülmeye devam edecektir.

    1961 anayasası ile birlikte ayyuka çıkan atmosfer birçok ileri adımın doğmasını sağlamıştı. ülke, kendi entelijansiyasını yaratırken sanatsal, sosyolojik, bilimsel dönüşümler de geçirmekteydi. sonrası yeşiller ve kuşaklar; sağlar ve sollar; dinler ve fraksiyonlar... ardından 1980 darbesi gelir karşımıza. öyle ya da böyle, kaotik bir ülkede yaşam devam etse de bahsettiğim dönüşümlere dahil olan bireyler, dönüşümlerini bir araya gelerek sürdürmeye devam etmekteydiler. tabiri uygunsa denilebilir ki her ne kadar bir tezatlık olursa olsun, gerekçesi belirsiz bir çatışma için dahi olsa, aynı sokaklarda gezer, "eskiden beri bu sularda yüzer" vaziyetteydiler o insanlar.

    işin ilginç ilerleyen kısmı ne olduğu bilinmez bir anda ortaya çıkar ve bir sabah tüm karmaşanın halledicisi olarak ordu iktidara el koyar. bahsi geçen insanlar meraktadır. "Dağlarına memleketin bahar gelmişken" bir anda baharı dahi yaşayamaz olmuşlardı. bahar yeniden doğuştu fakat darbe ile bir yok oluş söz konusuydu çünkü artık kitaplar gömmeye başlamış, sokağa adım atamaz olmuş, "Birbirimizin yüzüne bakamaz olduk" diye düşünmeye başlamışlardı. mazur görün, biz o vakitlerde bunları yaşamadık, onlar yaşadı. fakat kısacası, bir darbe oldu ve birçok insan dününü aynı şekilde takip edememeye başladı. düşünelim ki uyandığımızda sokağa çıkma yasağı var "Sevdiğimiz yanımızda yumuşacık uyurken", sormaz mıyız "Lan n'oldu be," diye? işte sormuyoruz. aksine talep ediyoruz bu durumu. ilginç. hem de çok ilginç.

    aslında bu süreçte de aynı şeyleri yaşıyoruz. sanki darbe olmuş da bizler sokağa çıkma yasağını bekliyoruz. halbuki ne bir darbe oldu ne bir savaş çıktı ne bir kıtlıktayız ne de dünya yok oldu. peki, ne oldu? yarattığımız sorunların sonucu bir virüsün evrimleşmesi ile birlikte eksikliğimizi tadar olduk. aslında yaşadığımız her şey ait olduğumuz yere, yani doğaya yabancılaşmamızın bir sonucuydu. daha dün, "Aynı şarkıyı söyler idik, aynı duvara işer idik" fakat "bir sabah erken" sokağa çıkamaz olduk. darbe vakti denilirdi ki sokağa çıkma yasağının amacı iç savaş çıkma riskini yok ederek masumların ölümlerini sonlandırmaktır. günümüzde denilir ki sokağa çıkma yasağının amacı virüsün yayılma potansiyelini yok ederek masumların ölümlerini sonlandırmaktır. her iki durumda da aynı soru geçerlidir: lan n'oldu?

    aslında iki durumda da ölme riskini yok etmek için özgürlüğümüzden feragat etmeye mecburi olarak dahil olduk ya da feragat etmeyi gönüllü olarak talep ettik. yaşamak için özgürlükten vazgeçmeyi sürdürdük. fakat oysa, niçin insandık?

    şarkının sözleri:

    -- spoiler --


    Biz ta eskiden beri bu sularda yüzer idik
    Bu ormanı sever idik, bu kuşları dinler idik
    Biz ta eskiden beri, biz burda bir avuç insan
    Biz birbirimizden habersiz aynı şiiri yazar idik
    Aynı şarkıyı söyler idik, aynı duvara işer idik
    Derken; bir sabah erken
    Haymana ovasında bir garip kuş öterken
    Lan n'oldu
    Derken; bir sabah erken
    Dağlarına memleketin bahar gelmişken
    Lan n'oldu be, lan n'oldu be, lan ne bu be
    Lan n'oldu
    Derken; bir sabah erken
    Havada bulut yok ta ya bu ne dumanken
    Lan n'oldu
    Derken; bir sabah erken
    Dağlarına memleketin bahar gelmişken
    Lan n'oldu be, lan n'oldu be, lan ne bu be
    Lan n'oldu
    Derken; bir sabah erken
    Birbirimizin yüzüne bakamaz olduk mu ne
    Lan n'oldu be, lan n'oldu be
    Lan ne bu be, lan n'oldu be
    Derken; bir sabah erken
    Sevdiğimiz yanımızda yumuşacık uyurken
    Lan n'oldu
    Derken; bir sabah erken
    Birbirimizi böyle manyak gibi severken
    Lan n'oldu be


    -- spoiler --

    #180801 docendo discimus | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0şarkı